Yeni Doğan Bebeklerde Cilt Bakımı Nasıl Olmalı?
Yeni doğan bebeğin cildi, henüz olgunlaşmadığı için yetişkin cildinden farklı özellikler taşır. Bu cilt, erişkin cildine göre daha kuru olup, nem tutma kapasitesi daha azdır. Ayrıca, derinin yapısı daha ince olduğu için enfeksiyonlara ve dış etkenlere karşı daha duyarlıdır. Bu özellikler, yeni doğan bebeklerin cilt bakımının dikkatlice yapılmasını gerektirir. Cilt bakımı, bebeğin dış etkenlerden korunması ve sağlıklı cilt gelişiminin sağlanması açısından büyük önem taşır.
Bebeğin Doğum Sonrası Bakımı
Doğumdan hemen sonra bebekler, sıcak ve kuru havlular ile nazikçe kurulanmalıdır. Doğumda, bebeklerin cildini kaplayan verniks kazeoza denilen peynirimsi madde, tüm vücutlarını örtebilir ya da yalnızca kıvrım bölgelerinde bulunabilir. Verniks kazeoza, bebeğin cildini koruyan, antioksidan ve su geçirmez özellikleri olan fizyolojik bir bariyer işlevi görür. Bu madde, doğum sırasında kayganlık sağlayarak doğumu kolaylaştırır ve mikroplara karşı koruma sağlayarak yara iyileşmesini hızlandırır. Bu nedenle, doğum sonrası bebeğin cildinin tamamen temizlenmesi önerilmez.
Doğum salonunda, bebeklerin yalnızca sıcak kuru havlularla kurulanması genellikle yeterli olacaktır. Verniks kazeoza, doğumdan sonraki saatlerde kendiliğinden kuruyarak kaybolur. Ancak, eğer annede hepatit gibi enfeksiyonlar varsa veya bebek çok kanlı ve mekonyum ile kaplıysa, yıkanabilir. Bebeklerin doğumdan hemen sonra yıkanması, ısı kaybına neden olabileceği için zararlı olabilir. Isı düşüklüğü, oksijen tüketimini artırarak solunum sıkıntısını artırabilir. Bu nedenle, ilk banyo doğumdan birkaç saat sonra, bebeğin durumu stabil olana kadar ertelenmelidir.
Banyo Sıklığı
Evde, bebeğin göbek kordonu düşene kadar banyo yaptırılması önerilmez. Göbek kordonunun ıslanması, göbeğin düşmesini geciktirebilir ve enfeksiyon gelişimini kolaylaştırabilir. Bu süre zarfında cilt temizliği sağlamak amacıyla, bebek her gün ılık su ve pamuklu yumuşak bez veya havlu ile göbeği korunarak silinebilir. Göbek kordonu düştükten bir gün sonra banyo yaptırılabilir.
Banyo suyunun, bebeğin vücut ısısında (35-37˚C), oda sıcaklığının ise 21-22˚C olması idealdir. Bebek banyoya yerleştirilmeden önce, suyun sıcaklığı derece ile ölçülerek veya önkolun iç yüzüne dökülerek kontrol edilmelidir. Bu, bebeğin cildinin yanmasını önlemek için önemlidir. Banyo süresi genellikle 5-10 dakika yeterlidir. Bebeklerin haftada 2-3 kez yıkanması genellikle yeterli olacaktır. Sıcak havalarda, banyo sıklığı artırılabilirken, soğuk havalarda daha az sıklıkta banyo yaptırılmalıdır. Akşamları yapılan banyo, bebeğin sakinleşmesine ve uykuya dalmasına yardımcı olabilir.
Şampuan ve Sabun Seçimi
Doğumdan sonra bebeğin cildinin pH’ı birkaç hafta içinde erişkin değerlerine ulaşır. Bu koruyucu asit tabakası, vücudu mikroplara karşı korumaktadır. Ancak, sabunlar derinin normalde hafif asidik olan pH dengesini bozar ve epidermisin koruyucu lipit tabakasını azaltır. Bu nedenle, sabun kullanımı önerilmez. Eğer kullanılmak isteniyorsa, nötral pH’a sahip, boya ve parfüm içermeyen sabunlar tercih edilmelidir. Saçların yıkanması için de yine nötral pH’lı, göz yakmayan bebek şampuanı kullanılmalıdır.
- Kokamidopromil betain ve MIPA loret sülfat gibi alerjenlerden kaçınılmalıdır.
- Sabun veya şampuan kullanıldıktan sonra iyice durulanmalı, sabun artıkları ciltte kalmamalıdır.
Banyo sonrası, bebeğin saçları ve tüm vücudu, koltuk altları, kasıklar, boyun ve kulak arkası gibi kıvrım yerlerine dikkat edilerek iyice kurulanmalıdır. Kurulama işlemi, havluyu hafifçe değdirerek ve cildi zedelemeden dikkatlice yapılmalıdır.
Cildin kurumaması için banyodan çıkmadan önce son suya parfümsüz banyo yağı eklenebilir. Eğer banyo sonrası bebeğin cildi kuru değilse, ek bir cilt bakımı gerekmeyebilir. Ancak, cilt kuru ise, bakım kremleri ince bir tabaka halinde uygulanmalıdır. Bu amaçla, su kaybını önleyen yumuşatıcı veya su vererek cildi nemli tutan nemlendirici kremler kullanılabilir. En uygun preparatlar, vazelin esaslı nemlendirici ve yumuşatıcılardır. Lanolin içeren kremler ise duyarlılık yapabileceğinden dikkatli kullanılmalıdır.
Yağlı pomatlar ve yağlar, özellikle kalın bir tabaka halinde sürüldüğünde cilt gözeneklerini tıkayabilir. Bu durum, terlemeyi önleyerek isilik gibi sorunlara yol açabilir. Nemlendiricilerin içerdiği koruyucu madde, boya ve koku gibi inaktif maddelerin, özellikle riskli bebeklerde deri irritasyonu ve alerjik dermatit yapabileceği unutulmamalıdır. Yeni doğan cildinin kimyasal maddeleri kolayca emebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Bez Değişimi ve Bakım
Bebeklerin bezleri 3-4 saatte bir değiştirilmelidir. Bez dermatiti, idrar ve kaka ile temas eden perine, kasık, uyluk, kalça ve anal bölgede oluşur. Islaklık ve maserasyon, deriyi daha geçirgen ve duyarlı hale getirir. İdrar, derinin pH’ını yükselterek alkali bir hale dönüştürür ve bu durum mikroorganizmaların yerleşimini kolaylaştırır. Anne sütü ile beslenen bebeklerin kakaları, mama ile beslenenlere göre daha asidik olduğundan, daha az bez dermatiti görülmektedir.
Bez dermatitinden korunmak için, cilt ıslaklığının azaltılması ve idrar ile kaka temasının en aza indirilmesi için bezler düzenli olarak değiştirilmelidir. Cilt ıslaklığını azaltmak amacıyla, emicilik oranı yüksek hazır bezler tercih edilmelidir. Hava almayı engelleyecek kadar sıkı sarılan bezler, idrar ve kaka ile derinin daha fazla temas etmesine neden olacağından, dikkatli bağlanmalıdır.
İdrar ve kaka ile cilt teması azaltmak için çinko oksitli kremler veya vazelin bazlı kremler kullanılabilir. Bebek altı temizliğinde kullanılan hazır ıslak havlular, iritasyonu artırabilecekleri için önerilmemektedir. Alkol içermeyen, su emdirilmiş temizleyici mendiller, sağlıklı ciltte ve su bulunamadığı zaman kullanılabilir. Pudra, bakteri ve mantarların gelişimi için uygun bir ortam oluşturabileceğinden, ayrıca solunum yolları için zararlı olabileceğinden önerilmemektedir. Yenidoğanlarda yüzeyel ilaç kullanımı sırasında, özellikle pomat formundaki preparatların bez bölgesine veya lezyon alanlarına sürülmesi, sistemik emilimlerinin yüksek olmasına neden olabileceği unutulmamalıdır.