Uzaylı Medeniyetlerin İzleri: Tekno-İmzalar ve Starlink
Bilim insanları, uzaylı yaşam formalarını keşfetmenin en etkili yolunun, bu medeniyetlere ait teknolojik izleri yani tekno-imzaları bulmak olduğunu öne sürüyor. Tekno-imza, bir gezegende var olan herhangi bir medeniyetin teknolojik bir işareti olarak tanımlanıyor. Aynı zamanda, bu tür izlerin, uzayda yaşayan başka medeniyetlerin de Dünya’yı keşfetmesine yardımcı olacağı düşünülüyor.
Tiflis Özgür Üniversitesi’nden astrofizik profesörü Zaza Osmanov, Journal of the British Interplanetary Society dergisinde yayımlanmak üzere kabul edilen yeni araştırmasında, SpaceX’in uydu interneti hizmeti için yörüngeye yerleştirdiği Starlink uydularının gelecekte tekno-imza işlevi görebileceğini savunuyor. Osmanov, Starlink’in insan uygarlığını tekno-imza bırakma yolunda önemli bir adım attığını belirtiyor. Ancak, bu tür yapıların evrende Dünya’yı gözlemleyen bir uzaylı teleskobu için görünür hale gelmesinin yaklaşık bin yıl alacağını ifade ediyor.
STARLINK NEDİR?
Uzay teknolojileri alanında öncü olan SpaceX, dünya genelinde yüksek hızlı geniş bant internet hizmeti sağlamak amacıyla her seferinde yaklaşık 60 uydu fırlatıyor. Son olarak, 14 Mart 2021’de Falcon 9 roketi ile yörüngeye gönderilen uydularla birlikte, Starlink projesi kapsamında toplamda fırlatılan uydu sayısının binin üzerine çıktığı belirtiliyor. Teknoloji milyarderi Elon Musk, 2030 yılına kadar 12 bin uyduyu ve uzun vadede 42 bin uyduyu yörüngeye yerleştirmeyi hedefliyor.
Bazı gökbilimciler, bu uyduların sayısının artmasının gökyüzünü gözlemlemeyi zorlaştırdığını vurguluyor ve birçok kişinin bu uyduları UFO olarak yanlış algılayarak yanlış ihbarlarda bulunduğunu ifade ediyor. SpaceX, bu eleştirilerin ardından Starlink uydularının astronomi üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için çeşitli yöntemler geliştirme sözü vermişti. Örneğin, 6 Ocak’ta fırlatılan uydularda, ışığı daha az yansıtan boyalar kullanılarak siyah kaplama tercih edildi.
TEKNO-İMZA AÇISINDAN STARLİNK
Osmanov, insan medeniyetinin bin yıl içerisinde yaklaşık 260 ışık yılı uzaklıktaki gezegenlerden, güçlü teleskoplar aracılığıyla gözlemlenebilir hale geleceğine inanıyor. Özellikle Şili’deki Çok Büyük Teleskop (Very Large Telescope) gibi gelişmiş gözlem araçları, Dünya etrafındaki mega yapıları bu mesafeden kızılötesi taramalarla tespit edebilecek kapasitede. Ancak, Starlink gibi projelerin tek başına görünür hale gelmesi için bin yıl daha beklemek gerekecek. Osmanov, “Bir mega yapıyı 100 ışık yılı öteden görünür kılmak için uydu sayısının yaklaşık 30 milyar kadar olması gerekir”
Ünlü teorik fizikçi Freeman Dyson, 1960’larda ortaya attığı bir teoride, akıllı bir uzaylı türünün, artan nüfus nedeniyle daha fazla enerji tüketmeye başlayacağını ve bunun sonucu olarak yıldızlardan gelen enerjiyi kullanmak için mega mühendislik yapıları inşa edeceğini öne sürmüştü. Osmanov, Dünya etrafında “Dyson küresi” olarak bilinen yapılar benzeri bir mega yapı inşa etmenin, insanları “Tip-1” uygarlığı seviyesine taşıyabileceğini ifade ediyor.
Tip 1 uygarlığı, bir gezegenin sakinlerinin ana yıldızından gelen tüm enerjiyi kullanabildiği bir gelişim seviyesi olarak tanımlanıyor. Bu seviyeye ulaşan uygarlıkların tekno-imzalarının keşfedilmesinin daha kolay olacağı tahmin ediliyor. Şu anda Tip 0,7 olarak nitelenen Dünya uygarlığı, bu seviyeye henüz ulaşamamış durumda ve yakın gelecekte ulaşması da pek mümkün görünmüyor. Ancak Osmanov, Starlink projesini bu yolda atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriyor:
“SpaceX’in Starlink takımyıldızı fikrinden yola çıkarak, 0,7 indeksli uygarlığımızın bin yıl içinde Tip-1’e ulaşacağını varsayıyoruz. Bu süre, gerekli malzemeyi toplamak ve gezegensel bir mega yapı inşa etmek için yeterlidir.”
Kaynak: Independent Türkçe