Uzak Şehir’de Mine Olmak: Bir Yolculuk
◊ “Uzak Şehir”in Mine’si olarak izliyoruz sizi. Nasıl bir deneyim yaşıyorsunuz?
– Şaşkınlıkla dolu bir yolculuktayım. Her sahnede yeni şeyler öğreniyor, ezber bozan bir dilin parçası olmanın heyecanını yaşıyorum. Karşılaştığım zorluklar beni daha da geliştiriyor, kendime özgü bir bakış açısı kazanıyorum. Bu proje, bana sadece bir oyuncu olarak değil, bir birey olarak da farklı deneyimler sunuyor.
◊ Mine’nin zor bir hayatı var; duygusal geçişleri oldukça karmaşık… Bu sizi zorladığı anlar oluyor mu? Duygusal veya fiziksel olarak zorlu sahneleri oynamak için neler yapıyorsunuz?
– Mine, içsel çatışmaları ve karmaşasıyla beni oldukça zorluyor. Onunla olan mesafemi korumak ve duygularımı dengelemek için çabalıyorum. Zaman zaman, “Bunu da yapmazsın!” dedirten anlarla karşılaşıyorum. Mine, kendi dünyasında hasar tespitinde oldukça zayıf bir karakter. Kadın kimliğini bir erkeğin hegemonyasında kaybetmeye başlamış, sevginin mağduriyetle ya da hırpalanmışlıkla ilişkilendirilmesi gerektiğini hâlâ anlayamıyor. Duyduğu bağımlılığı ise aşk olarak tanımlıyor. Bu durum, hepimizin zaman zaman düştüğü yolları hatırlatıyor. Kendi içimde acı bir his bırakıyor, bu da beni zorluyor.
Aşk Değil, İnsan Affeder
◊ Mine’nin Cihan’a olan aşkı oldukça güçlü. Siz de böyle bir aşk deneyimlediniz mi? Sizce aşk her şeyi affeder mi?
– Benim görüşüme göre, aşk değil, insan affeder. Aşk, kimyasal bir duygu durumu ve ruh hali; bedenimizin hormonları aracılığıyla her şeyi abarttığı geçici bir süreç. Bu illüzyondan ne çıkaracağı ise tamamen insanın düşünebilme kapasitesine ve vicdanına bağlı. Bu aşırı duygu haliyle başa çıkamayan bireyler, bana göre, aslında çok âşık değil, daha çok patolojik sorunlar yaşayan kişilerdir. Özgüven, öz şefkat ve öz sevgi bilinci gelişmemişse, böyle karakterlere dönüşmek kaçınılmaz. Genç yaşlarımda ben de aşk sandığım toksik ilişkilere maruz kaldım. Ancak artık durumları ve insanları ayırabilir hale geldim, kendi gerçekliğimi daha net görebiliyorum.
◊ Herkesin aşkı yaşama ve tanımlama şekli birbirinden farklı. Sizin aşk tanımınızda mutlaka olması gereken ve asla olmaması gereken şeyler neler?
– Aşk ilişkilerinin dinamikleri her zaman değişken ve kendine özgüdür. Benim için belirli bir ön koşul listesi yok. Ancak vicdan, samimiyet ve doğruluk gibi temel değerlere sahip olduğu sürece, tüm sürprizler yaşanmaya değerdir.
İzleyiciden Tepki Değil, Destek Alıyorum
◊ Mine ile özdeşleştiren çok sayıda insan var. Bu konuda hiç tepki aldınız mı?
– İlginç bir şekilde, tepki almak yerine destek alıyorum. Sosyal medyada özellikle genç kitle Mine’ye karşı tepkili olsa da, yüz yüze geldiğimde bu duyguları pek hissetmiyorum. Hatta Mine’ye hak veren birçok kişiyle karşılaşıyorum.
◊ Oyunculuk kariyerinizde geldiğiniz noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
– Kariyerim, hayal ettiğim gibi bir seyir izlemiyor. Mesleği yaşama hissim genellikle buruk kaldı. Bu durumun, sektörün kendi çıkmazları ve hala oturmamış etik değerleri ile benim eksiklerim kadar etkisi olduğunu düşünüyorum.
◊ Bir oyuncu olarak en çok hangi özelliğinizle övgü almayı seviyorsunuz?
– Özgün ve yaratıcı bir aktris olabilmek, bu hedefin peşinden koşmak her zaman mesleğime dair en büyük motivasyon kaynağım oldu. Bu motivasyonun devam etmesini ve görünür hale gelmesini umuyorum.
Hayallerime Bakılırsa Hayvanlarla Dolu Bir Çiftlikte Öleceğim
◊ Bir yere ait olduğunuzu hissettiğinizde ruh haliniz nasıl oluyor?
– Köpeklerim olmadan önce, bağımsız bir yapıya sahip olan ve aidiyet hissine ihtiyaç duymayan bir insandım. Bulunduğum yerden çok, yanımda taşıdığım çantanın içindekilerle özdeşleşiyordum. Ancak zamanla dünya görüşüm değişti; hayallerim daha derin köklere sahip olmaya başladı. Sevgi ve sorumluluk duygusu büyüdükçe, artık o çantamdaki eşyaların yanı sıra köpeklerimin de yerleşebilmesi gerekiyor o yeri “yuvam” diyebilmem için. Hayallerime bakılırsa, hayvanlarla dolu bir çiftlikte huzur içinde yaşayarak öleceğim.
Seyirciyle Anlamlı Bir Bağ Kurmak
◊ “Uzak Şehir” izleyicilerine vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
– İzleyicilerin bu projeye gösterdiği sahiplenme, benim için büyük bir sürpriz oldu. Bu projede çok emek harcandı. Kamera önündeki usta oyuncuların yanı sıra, kamera arkasında çabalayan dev bir ekip var. Bu proje, size en akıcı ve estetik haliyle ulaşabilsin diye titizlikle hazırlandı. Seyirciyle anlamlı bir ilişki içinde olmak, inanılmaz bir keyif veriyor. Varlıklarını çok hissediyoruz ve bu nedenle hepsine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
