Uyku kalitesi, Covid-19 pandemisi sürecinde daha önce hiç olmadığı kadar kritik bir hale geldi. Sağlıklı bir uyku, bağışıklık sisteminin en önemli destekleyicilerinden biri olarak kabul ediliyor. Salgın döneminde yaşadığımız sağlık sorunları, sevdiklerimizi kaybetme, iş ve sosyal yaşamda meydana gelen değişiklikler; tüm bu faktörler, uyku kalitemizi olumsuz etkiledi. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Kaynak, ortalama bir yetişkinin uyku süresinin 7-8 saat olduğunu hatırlatarak, “Uykunun süresinin azalması ve kalitesinin bozulması bağışıklık sistemimizi olumsuz yönde etkiler ve enfeksiyonlara yakalanma riskimizi artırır.” şeklinde uyarıda bulundu.
Pandeminin Uyku Düzenleri Üzerindeki Etkileri
Prof. Kaynak ile uyku problemleri hakkında merak edilenleri konuştuk. Pandeminin uyku düzenleri üzerindeki etkisi nasıldı? Uykularımız, maalesef hayatımızın diğer alanlarında olduğu gibi, salgın döneminde de olumsuz etkilendi. Bu dönemde çoğunlukla evlere kapanmak zorunda kaldık ve evden çalışmaya yöneldik. Bu durum, fiziksel hareketliliğimizi büyük ölçüde azalttı. Güneş ışığının yerini bilgisayar, telefon ve tabletlerin mavi ışığı aldı. Normal yaşamda var olan aktivitelerin azalmasıyla uyku için bolca zamana sahip olduk. Sabah güneş ışığı, uyanmamızı ve güne uyum sağlamamızı desteklerken; akşamın kararması ile birlikte melatonin salgılanmaya başlar. Melatonin, uyku saatinin geldiğini sinyaller ve uykunun başlamasını sağlayan önemli bir faktördür. Ancak beyaz ışık, melatonin salgısını engelleyerek bu sinyali olumsuz yönde etkiler. Salgın sırasında beyaz ışıkla daha fazla temas halinde olduğumuz için, akşamları daha geç uyumaya başladık. Geç uyumak, sabahları geç kalkmaya neden oldu. Bu durum, ruh halimizi de olumsuz etkileyerek depresif bir ruh hali ve aktifleşmede zorluk yaşanmasına sebep oldu.
Kaliteli Uyku Nedir?
Kaliteli uykudan kastımız nedir? Normal uyku düzenine sahip bireyler, 5-10 dakikada uykuya dalabilir, gece uyanmazlar; eğer uyanırlarsa, kolayca tekrar uykuya dalabilirler. Sabahları dinlenmiş bir şekilde uyanırlarsa, bu durum uykularının kaliteli olduğunu gösterir. Eğer çabuk uykuya dalıyorsanız, bu durum sizde bir uyku baskısının veya uyku açlığının olduğunu işaret edebilir. Gece sık sık uyanıyorsanız ve uyanıp tekrar uyuyamıyorsanız, bu da bir uyku sorununa işaret eder. Uykunuzun kalitesiz olduğunu gösteren bir diğer durum ise, gece uyuduğunuz halde sabah dinlenmiş olarak kalkamamanızdır. Örneğin, uyku apnesi olan kişiler çok kolay uykuya dalabilir, gece uyanmazlar; fakat sabah yorgun bir şekilde uyanırlar ve gün boyunca hem yorgun hem de uykuya eğilimli olurlar. Ortalama bir yetişkinin uyku süresi 7-8 saattir, ancak bu süre herkes için geçerli değildir. Bazı bireyler 10-12 saat uykuya ihtiyaç duyarken, bazıları 5-6 saatlik uyku ile idare edebilir.
Uykusuzluğun Sağlık Üzerindeki Etkileri
Uykusuzluk ne gibi hastalıklara zemin hazırlar? Yeterli süre ve kalitede uyku, organizma için hayati öneme sahiptir. Uykunun süresinin azalması ve kalitesinin bozulması bağışıklık sistemimizi olumsuz etkilerken, enfeksiyonlara yakalanma riskini artırır. Ayrıca uykunun kalitesinin düşmesi, özellikle derin yavaş uyku dediğimiz uyku aşamasının azalması, yağ metabolizmasını olumsuz etkileyerek vücutta yağlanmanın artmasına neden olur.
Uyku Sorunları ve Tedavi Yöntemleri
Uyku sorunu olan kişiler için ilaç tedavisi mi uygulanıyor? Uyku sorunları olan bireylere, diğer sistemik hastalıklara yaklaşılırken olduğu gibi yaklaşılmalıdır. Uyku bozuklukları, 100’e yakın farklı hastalık altında tanımlanmıştır. Prof. Dr. Hakan Kaynak, en sık karşılaşılan uyku sorunlarının başında “uykusuzluk” geldiğini belirterek, “İnsanların yüzde 90’ı hayatlarının bir döneminde uykusuzluk yaşamaktadır. Ancak uzun süreli ya da kronik uykusuzluk yaşayan bireyler toplumun üçte birini oluşturmaktadır. Yine toplumun yüzde 10’u uyku sorunlarına karşı ilaç kullanmaktadır. Huzursuz bacak sendromu gibi özel uyku hastalıkları toplumda yaklaşık yüzde 3.5 oranında görülürken, uyku apne sendromu da yüzde 4 civarında bir sıklıkla karşılaşılmaktadır.” dedi.