1. Haberler
  2. Dünya
  3. Uyku Felci: Deneyimler, Nedenler ve Kültürel Etkiler

Uyku Felci: Deneyimler, Nedenler ve Kültürel Etkiler

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Uyku Felci Deneyimi

Uyku felcini ilk kez genç bir kızken yaşamıştım. Sabahın erken saatleriydi; okula gitmek için kalkmama daha birkaç saat vardı. Gözlerimi açtım ve yatakta dönmeye çalıştım, ama vücudum sanki tamamen felç olmuş gibiydi. Beynim uyanık olmasına rağmen, kaslarım hâlâ derin bir uyku halindeydi. Yatak odam daralıyordu, duvarlar üzerime geliyormuş gibi hissediyordum ve içimde bir panik dalgası yükseliyordu. Yaklaşık 15 saniye sonra bu felç durumu sona erdi. O an, bunun bir uyku felci olduğunu öğrendim. Vücut geçici olarak felç olurken, beynin bir kısmı uyanık kalabiliyordu. İlk korkutucu deneyimimin ardından, bu durum iki-üç gecede bir olmaya başladı ve her seferinde daha az korkutucu hale geldi. Ancak uyku felci, bazı kişiler için hayatı çok daha olumsuz etkileyebilir ve bazıları, korkutucu halüsinasyonlarla bu durumu yaşayabilir.

Hasta Deneyimleri

Konuştuğum 24 yaşındaki bir hasta, 18 yaşındayken yaşadığı deneyimi şöyle aktarıyor: “Uyandım ama hareket edemiyordum. Perdemin arkasında kötü görünümlü bir figür gördüm. O figür, göğsümün üzerine atladı. Başka bir boyuta girdiğimi düşündüm. En korkuncu da çığlık atamıyordum.” Bu hasta, bu deneyimi o kadar canlı ve gerçek hissettiğini ekliyor.

Eski ve Yaygın Bir Olgu

Uyku felci sırasında insanlar, şeytan, hayalet, uzaylı gibi tehditkâr varlıklar veya hatta ölü akrabalarının halüsinasyonlarını görebiliyorlar. Bazıları, melek görüp dini bir deneyim yaşadıklarını iddia ediyor. Araştırmacılar, bu tür halüsinasyonların, bir zamanlar Avrupa’da cadılara olan inancı artırmış olabileceğini ve bazı modern uzaylı kaçırma iddialarının arkasında yer alabileceğini düşünüyor.

Edebiyat tarihinde de bu tür olaylara dair pek çok renkli tasvir mevcut. Örneğin, Mary Shelley’nin “Frankenstein” adlı eserindeki bir sahneyi yazarken bir uyku felci tablosundan esinlendiği görülüyor. Harvard Üniversitesi’nde uyku araştırmacısı olan Baland Jalal, uyku felcinin son 10 yılda artan bir ilgi gördüğünü belirtiyor. Jalal, bu durumu araştıran az sayıda uzman arasında yer alarak, uyku felcinin nedenleri ve etkileri hakkında daha sağlam bir tablo sunmayı amaçlıyor.

Uyku Felcinin Yaygınlığı

Maryland St Mary’s College’da misafir doçent olarak görev yapan klinik psikolog Brian Sharpless, 2011’de Pennsylvania Eyalet Üniversitesi’nde yaptığı kapsamlı çalışma ile uyku felcinin yaygınlığını ortaya koydu. Bu çalışma, yetişkinlerin yaklaşık yüzde 8’inin bu durumu yaşadığını, üniversite öğrencilerinde bu oranın yüzde 28’e, psikiyatri hastalarında ise yüzde 32’ye kadar çıktığını gösteriyordu.

Uyku Felcinin Nedenleri

Bu durumu yaşadıktan sonra bazı kişiler doğaüstü ve paranormal açıklamalara yönelse de, Jalal, nedenin çok daha basit olduğunu ifade ediyor. Geceleri vücudumuz, uykunun dört aşamasından geçiyor. Bu aşamalardan sonuncusu, hızlı göz hareketi uykusu ya da “REM” olarak adlandırılıyor. REM uykusu, rüya gördüğümüz dönemdir. Bu aşamada beyin, kendimize zarar vermememiz için kasları felç eder. Fakat bazen, beynin duyusal kısmı REM’den erken çıkabiliyor ve bu da kişiyi uyanık hissettiriyor. Beynin alt kısmı ise hâlâ REM’de kalıp kasları felç etmek için nörotransmitterler göndermeye devam ediyor. Jalal, “Beynin duyusal kısmı aktif hale geliyor. Zihinsel ve algısal olarak uyanıyorsunuz ama fiziksel olarak hâlâ felçsiniz” diyor.

Uyku Felcinin Etkileri

Ancak şanssız bir azınlık için bu durum daha ciddi sorunlara yol açabiliyor. Sharpless’ın araştırması, uyku felci yaşayanların yüzde 15 ila yüzde 44’ünün “klinik olarak önemli sıkıntı” yaşadığını ortaya koydu. Sorunlar genellikle durumun kendisinden ziyade, uyku felcine nasıl tepki verdiğimizden kaynaklanıyor. Hastalar, gün boyunca bir sonraki nöbetin ne zaman geleceği ile ilgili endişeler taşıyorlar. Espie, bunun bir tür panik atağına dönüşebileceğini belirtiyor. En ciddi vakalarda, uyku felci narkolepsinin bir belirtisi olabilir. Narkolepsi, beynin uyku ve uyanma düzenini kontrol edemediği ve kişinin uygunsuz zamanlarda uykuya dalmasına neden olan daha ciddi bir rahatsızlıktır.

Tedavi Yöntemleri

Uyku felcinin tedavisinde en yaygın yaklaşım, eğitimseldir: Hastalara bu durumun nasıl meydana geldiği basitçe anlatılır ve tehlikede olmadıkları konusunda güvence verilir. Bazen bir tür meditasyon terapisi kullanılır. Amaç, hastanın yatağa gitme konusundaki endişesini azaltmak ve uyku felci sırasında sakin kalmaları için onları eğitmektir. Daha ciddi vakalarda, genellikle depresyon tedavisinde kullanılan ancak REM uykusunu bastırma gibi bir yan etkisi olan seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI’lar) gibi ilaçlar uygulanabilir.

Beyin ve Halüsinasyonlar

En dramatik ve etkisi uzun süren uyku felci atakları, canlı halüsinasyonlarla birlikte gelir. Bu durumlar korkuya yol açsa da, bilim insanları bunların aynı zamanda insan beyni hakkında önemli veriler sunduğunu düşünüyor. Uyku felcine girdiğinizde, beyninizin motor korteksi vücuda sinyaller göndererek hareket etmesini söyler. Ancak kaslar felç olduğu için beyin geri bildirim sinyali alamaz. Jalal, “Bir uyumsuzluk vardır… benlik parçalanmış, bozulmuştur” diyor. Sonuç olarak, beyin “boşluğu doldurur” ve kasların neden hareket edemediğine dair kendi açıklamasını yaratır. Bu yüzden pek çok halüsinasyonda, bir varlık göğsünüze oturur veya vücudunuzu aşağıya doğru bastırır.

Kültürel Etkiler

Bu durum, insan beyninin bir “hikaye anlatma makinesi” olduğu fikrini güçlendiriyor. Dünyanın büyük bir kısmının rastlantısal olduğu gerçeğini kabul etmekte zorluk çekiyoruz ve bu nedenle beynimiz, sıradan olana anlam bulma çabasıyla dramatik anlatılar tasarlıyor. Londra Üniversitesi Goldsmiths’te anomalistik psikoloji araştırma biriminin başkanı olan Christopher French, on yılı aşkın bir süre boyunca dünyanın dört bir yanındaki bu halüsinasyonları yaşamış insanlarla konuşarak ve gördüklerini kaydederek geçirdi. French, “Ortak temalar var, ancak aynı zamanda büyük miktarda kendine özgülük, değişkenlik de mevcut” diyor.

Kültürün Yaratığı Korkular

Halüsinasyonlar, kültürden büyük ölçüde etkileniyor gibi görünüyor. Örneğin, Kanada’nın bir bölgesinde göğsünüzün üzerinde oturan bir “Yaşlı Cadı” iken, Meksikalılar göğüslerinde yatan bir “ölü adam”, Türkler gizemli ve hayaletimsi bir yaratık olan “Karabasan”ı tarif ediyor; İtalyanlar ise genellikle cadı halüsinasyonları görüyor. Bu durum, insanların kültür ve beklentilerden büyük ölçüde etkilenen sosyal hayvanlar olduğu fikrini güçlendiriyor. Jalal, Danimarka ve Mısır’da benzer yaş ve cinsiyet dağılımına sahip gönüllüler arasında yaptığı çalışmalarda, uyku felcinin ortaya çıkış biçiminde kültürel bir uçurum olduğunu gözlemledi. Mısırlıların uyku felci geçirme olasılığı Danimarkalılardan çok daha yüksekti (yüzde 25’e kıyasla yüzde 44) ve doğaüstü bir açıklama getirme olasılıkları daha yüksekti.

Jalal’ın teorisine göre, doğaüstü korkuları olan insanlar, uyku felcinden daha fazla korkma eğilimindedirler ve bu kaygı, zihinle beden arasındaki yakın kaynaşmanın bir göstergesi olarak bu olguların gerçekleşme olasılığını artırıyor. “Kaygı ve stres yaşadığınızda, uyku düzeniniz daha parçalı hale gelir, bu nedenle uyku felci geçirme olasılığınız artar” diyor. “Diyelim ki büyükanneniz size ‘Yaratık böyle görünüyor, geceleri geliyor ve size saldırıyor’ dedi. Bu korku nedeniyle aşırı uyarılırsınız ve beyninizin korku merkezleri aşırı tetikte olur. Sonuç olarak, REM uykusu sırasında ‘Bir şeyler ters gidiyor, hareket edemiyorum, yaratık burada’ hissine kapılırsınız.” Görünen o ki, kültür gerçekten de bu çarpıcı etkiyi yaratabiliyor.

Uyku Felci: Deneyimler, Nedenler ve Kültürel Etkiler
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin