UV Işınlarının Etkileri
UV ışınlarının zararlı etkileri, maruz kalma süresi ve sıklığı, bulunduğunuz bölgenin ekvatora yakınlığı, güneş ışınlarının yoğunluğu ve genetik olarak belirlenen cilt rengine bağlı olarak değişiklik göstermektedir. UV ışınlarının birçok faydası olduğu kadar, çeşitli zararları da bulunmaktadır. Bu faydalar arasında görme duyusunu desteklemesi, vitamin D sentezine katkı sağlaması, mikropları yok etmesi, ısı üretmesi, insan psikolojisine olumlu etkilerde bulunması ve sedef gibi bazı kronik deri hastalıklarının tedavisinde kullanılması sayılabilir.
Ancak, güneş yanığı, cilt yaşlanması, deri kanseri ve lupus gibi bağışıklık sistemi hastalıklarını tetikleyebilmesi, UV ışınlarının zararlarını oluşturmaktadır. Dünya genelinde deri kanserlerinin en az üçte ikisi güneş maruziyetine bağlı olarak gelişmektedir. Özellikle ABD’de her yıl 500.000’in üzerinde yeni deri kanseri vakası tespit edilmekte ve melanom olarak bilinen ölümcül deri kanserinin sıklığı, diğer kanser türlerine göre daha hızlı bir artış göstermektedir.
Derİ Kanseri Riskini Artıran Faktörler
Derİ kanseri riskini artıran başlıca faktörler arasında şunlar bulunmaktadır:
- Kırmızı veya sarı saç rengi, açık ten ve göz rengi
- Sırtın üst kısmında belirgin çillerin bulunması
- Ciltte çok sayıda benin olması
- Çocukluk döneminde yaşanan güneş yanıkları
- Adolesan dönemde en az 3 yıl yaz aylarında dışarıda çalışılması
- Ailede deri kanseri öyküsü bulunması
Güneşten Korunma Yöntemleri
Güneşin zararlarından korunmak için ilk adım, güneşe maruziyeti en aza indirmektir. Mümkünse, 10.00-15.00 saatleri arasında dışarı çıkmaktan kaçınılmalı ve çocukların dışarıda geçireceği aktiviteler 10.00-16.00 saatleri dışında planlanmalıdır. Özellikle su ve kar sporları yaparken, beton veya kum gibi yüzeylerde daha dikkatli olunması gerekmektedir.
Dışarı çıkarken mutlaka güneş koruyucu kullanılmalı, bu koruyucu 2-3 saatte bir ya da aşırı yüzme ve terleme sonrası yenilenmelidir. Uygun giysiler tercih edilmelidir; giysinin kumaşı, yapısı, dokusu, rengi ve kalınlığı koruma sağlamada önemli faktörlerdir. Ayrıca, şapka, şemsiye ve güneş gözlüğü kullanımı da önerilmektedir. Ancak, şemsiye, tente ve bulutlar UV ışınlarına karşı yeterince koruyucu değildir ve güneş hasarını yalnızca %50 oranında azaltabilmektedir.
İyi Bir Güneş Koruyucu Nasıl Olmalıdır?
İyi bir güneş koruyucunun özellikleri şunlardır:
- En az SPF 30 olmalı ve UVA ile UVB filtreleri içermelidir.
- Deri tarafından kolayca emilmelidir.
- Suya, denize, terlemeye, buharlaşmaya ve sürtünmeye dayanıklı olmalıdır.
- Kokusuz ve renksiz olmalıdır.
- Etkisi uzun süreli olmalıdır.
Güneş Koruyucular D Vitamini Eksikliği Yapar mı?
Güneş koruyucular, D vitamini eksikliğine neden olmaz. Günlük olarak alacağımız 20-30 dakikalık güneş ışığı, yeterli D vitamini sentezini sağlamaya yeterlidir. Güneş koruyucu uygulandıktan sonra etkisi 30 dakikada başlayacağı için bu sürede aldığımız güneş ışığı, D vitamini sentezini tamamlamamıza olanak tanır. Ayrıca vücuttaki D vitamini eksikliği, D vitamini takviyesi ile düzeltilebilmektedir; fakat güneş koruyucusuz bir ciltte oluşan güneş hasarını geri döndürmenin bir yolu yoktur. Bu nedenle, güneş koruyucu kullanmak, sağlığımız açısından her zaman daha akıllıca bir seçimdir.