1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Üsküdar Üniversitesi’nden Pandemi Araştırması: Korku, Kaygı ve Sosyal İlişkiler

Üsküdar Üniversitesi’nden Pandemi Araştırması: Korku, Kaygı ve Sosyal İlişkiler

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Üsküdar Üniversitesi’nden Önemli Araştırma Sonuçları

Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Tuğba Aydın Öztürk, Method Research Company Proje Direktörü Hale Aslı Kılıç ve Pazarlama Uzmanı Şeyda Aydın tarafından yürütülen ‘2. Dalga Sonrası Türkiye Araştırması’ tamamlandı. Araştırma, Ocak 2021 boyunca Türkiye’nin 56 şehrinde yaşayan 18 yaş ve üzeri 3 bin 500 katılımcı ile gerçekleştirildi. Bu çalışmanın amacı, pandeminin özellikle ikinci dalga sonrasındaki etkilerini anlamaktı.

Araştırma, Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan’ın danışmanlığında yürütüldü. Çalışmada kaygı hali, bireylerin, kurumların ve medya organlarına duyulan güven, Covid-19 kapsamında alınan önlemlerle ilgili düşünceler, geleceğe dair olumlu ve olumsuz beklentiler, aşı çalışmaları, uzaktan eğitim ve tüketim alışkanlıkları gibi birçok konu detaylı bir şekilde ele alındı. Ayrıca elde edilen verilerin, Nisan 2020’de gerçekleştirilen ‘Koronavirüslü Günlerde Hayat Araştırması’ sonuçları ile karşılaştırılması da önemli bir boyut oluşturdu.

“Pandemi Asrın Krizi”

Method Research Company Kurucu Ortakı Selçuk Kılıç, bu araştırmanın 3 bin 500 gözlemle Türkiye genelinde 18-65 yaş arası bir kesimi kapsadığını belirtti. Pandeminin asrın krizi olduğunu ifade eden Kılıç, “Tüm ülkelerin aynı anda küçüldüğü, sağlık sorunları yaşadığı bir dönemdeyiz. Geçmişte, Nisan ayında yapılan anketlerde her 10 kişiden 6’sı mutlu olduğunu belirtirken, bu oran şimdi 10 kişide 4’e düştü. Yani, artık 10 kişiden 6’sı mutsuz. Nisan ayındaki araştırmalarda insanlar pandeminin 5 ay içinde biteceğini düşünüyordu; şimdi ise bir buçuk yıl süreceğini düşünüyorlar. Bu durum, mutsuzluk oranımızın arttığını gösteriyor. Tüm gruplarda, girişimciler, öğrenciler, ev hanımları, memurlar ve işçiler arasında mutsuzluk oranında bir yükseliş var. Özellikle girişimciler ve öğrencilerde bu durum daha belirgin.” dedi.

“Yol Gösteren Bir Araştırma”

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan araştırmanın sonuçlarının dikkate alınması gereken önemli bulgular sunduğunu belirtti. Araştırmanın, pandemi ve sonrası halk sağlığı ile ilgili politikaların belirlenmesinde yetkililere yardımcı olacağını ifade etti. Tarhan, kriz dönemlerinde, “Hayat zincire benzer, zincirin en kuvvetli noktası en zayıf halkasıdır” sözünü hatırlatarak, pandeminin de benzer bir durum yarattığını söyledi. Bu dönemde kırılmaların yaşanabileceğini ve geçmiş ekonomik krizlerin de benzer sonuçlar doğurduğunu vurguladı.

En Büyük Korkumuz: Sevdiklerimizi Kaybetmek

Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Aydın Öztürk, araştırma sonuçlarını paylaşarak, katılımcıların %60’ının pandeminin en büyük korkusunun sevdiklerini kaybetmek olduğunu açıkladı. Ayrıca, %48’i sağlık sorunları yaşamakta endişeli olduğunu belirtirken, %37’si ekonomik sorunlar yaşama korkusu taşıyor. Katılımcıların %7’si ise temizlik konusundaki takıntının uzun süre devam edeceğini düşündüğünü kaydetti.

Yazın Gerileyen Kaygı Yeniden Yüzde 59 Seviyesine Yükseldi

Nisan 2020’de %60 seviyesinde olan genel kaygı durumu, yaz aylarındaki normalleşmenin etkisiyle %48’e geriledi ve ancak ikinci dalga sonrasında tekrar %59 seviyesine yükseldi.

Orta ve İleri Yaşta Kaygı Seviyesi Yükseldi

Araştırmaya göre, 46-55 yaş grubunda %55 olan kaygı düzeyi %63’e; 56 ve üzeri yaş grubunun kaygı seviyesi ise %64’ten %77’ye çıkmıştır.

Kaygı Seviyesi En Yüksek Düzeyde

Benzer şekilde, ekonomi, siyaset, halk sağlığı ve psikolojisine dair olumsuz beklentiler, 2020 yılının Mayıs – Eylül döneminde düşüş yaşarken, 2020’nin sonlarına doğru tekrar en yüksek seviyeye ulaşmıştır.

Sosyal İlişkilerin Zayıflayacağı Düşünülüyor

Dr. Tuğba Aydın Öztürk, insanların ilk vakanın görüldüğü 11 Mart 2020 tarihinden itibaren en yüksek kaygı, korku ve olumsuz düşünceler içinde olduğunu belirtti. Ayrıca, ikinci dalga sonrası dönemde sosyal ilişkilerin zayıflayacağı düşüncelerinin de arttığını ifade etti. Nisan 2020’de, pandemiden sonra aile bireylerinin iletişiminin güçleneceğini düşünenlerin oranı %70 iken, bu oran günümüzde yalnızca %40’tır. Katılımcıların %71’i kişiler arası sosyal ilişkilerin zayıflayacağını düşünmektedir.

Abartılmadığını Düşünenlerin Oranı Yükseldi

Pandeminin abartılmadığını düşünenlerin oranı, Nisan 2020’de %70, Mayıs 2020’de %45 iken, Ocak 2021’de bu oran %76’ya yükseldi.

Hayattan Memnuniyet Azaldı

Araştırma sonuçlarına göre, pandemi öncesinde hayatından memnun olduğunu söyleyenlerin oranı %57 iken, bu oran Ocak 2021’de %38’e geriledi. Memnuniyet oranındaki en büyük değişim gençler, öğrenciler ve iş sahipleri/girişimcilerde yaşandı. Gençler ve öğrencilerde bu oran %52’den %23’e, iş sahibi/girişimcilerde ise %65’ten %31’e geriledi. Salgına yönelik uygulamaların yeterli bulunma oranları da Nisan 2020’ye göre yükseldi. Uygulamaların yeterli olduğunu düşünenlerin oranı %23’ten %30’a çıktı.

Uzaktan Eğitim Verimsiz Bulundu

Araştırmada, uzaktan eğitim ve evden çalışmanın verimliliğine ilişkin değerlendirmeler de yer aldı. Öğrenci katılımcılar, uzaktan eğitimi verimsiz bulduklarını ifade ettiler. Nisan 2020’de bu oran %35 iken, Ocak 2021’de %41’e yükseldi. Evden çalışma ise %36 oranında verimli, %36 oranında verimsiz bulundu. Kararsızların oranı ise %28 oldu.

Yalnız Hissedenlerin Oranı Arttı

Araştırmada ayrıca yalnızlık hissi de pandemi öncesi ve sonrası olarak karşılaştırıldı. Kendini her zaman ve çok sık yalnız hissedenlerin oranı, pandemi öncesinde %19 iken, ikinci dalga sonrası bu oran %30’a yükseldi. Yalnızlık hissinin en yoğun yaşandığı grup ise 25 yaş ve altındaki bireyler oldu; bu yaş grubundaki yalnızlık oranı %44’e çıkarak Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde kaydedildi.

Pandemiyi En Çok Açıklayan Kelimeler: Korku ve Kaygı

Nisan 2020’de pandeminin ilk aylarında katılımcılar, salgın hakkında belirsizlik, kaygı, tedirginlik ve endişe gibi kelimeleri sıklıkla dile getirirken, aynı zamanda büyük bir çoğunluğun içe dönme, sağlığın ve ailenin önemini kavrama, maneviyatın güçlenmesi, çevre bilinci ve şükür gibi olumlu ifadeleri de kullandığı gözlemlendi. Ocak 2021’de yapılan araştırmada ise katılımcıların pandemi dönemini açıklarken kullandıkları ifadeler arasında “korku, kaygı, endişe, yalnızlık, bıkkınlık, sıkıntı, mutsuzluk ve ekonomi” öne çıktı; katılımcıların neredeyse tamamı olumlu bir ifade kullanmadı.

Katılımcıların Yüzde 39’u Aşı Yaptırmayı Düşünmüyor

Araştırma kapsamında katılımcılara pandemiyle mücadelenin umudu olan aşı çalışmaları hakkında görüşleri de soruldu. Katılımcıların %39’u aşı yaptırmayı düşünmediklerini, %22’si kararsız kaldığını ve yine %39’u aşı yaptırmayı düşündüğünü ifade etti. Aşı yaptırma taraftarlarının oranı %59 ile eğitim düzeyi yüksek profesyoneller ve %55 ile 56 yaş ve üzerindeki katılımcılarda daha fazla izlendi. Erkeklerde aşı yaptırma eğilimi %43 iken, kadınlarda bu oran %35 olarak belirlendi.

En Çok Yerli ve Alman Aşıları Tercih Ediliyor

Ayrıca katılımcılara hangi ülkenin aşısını tercih edecekleri soruldu. Katılımcılardan %38’i yerli aşıyı, %38’i Almanya aşısını, %12’si Çin, %8’i Amerika, %7’si İngiltere ve %3’ü Rusya aşısını tercih ettiğini belirtti. %12’lik bir kesim ise aşı konusunda fark etmeyeceğini ifade etti. Almanya aşısı, 45 yaş ve üzeri katılımcılar tarafından tercih edilirken, yerli aşıyı ise 45 yaş altı bireylerin tercih ettikleri gözlemlendi.

En Az Siyasilere Güveniliyor

Araştırma sonuçlarına göre, pandemi döneminde en fazla güvenilen kişi ve kurumlar arasında %60’lık oran ile akademisyenler ve uzman hekimler yer aldı. Katılımcıların %36’sı Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu gibi kamu kuruluşlarını güvenli bulduklarını belirtirken, %63’ü siyasilere güvenmediklerini ifade etti. Medya kanallarına, hem geleneksel hem de yeni medya araçlarına olan güven seviyesinin genel olarak düştüğü ortaya çıktı.

En Çok Tüketilenlerin Başında Geliyor

Araştırmaya göre, salgın sonrası en çok tüketilen ürünlerin başında %63’lük oran ile temizlik ve hijyen malzemeleri yer aldı. Bunu %42’lik oran ile online alışveriş ve e-ticaret seçenekleri takip etti. E-ticaretin en yaygın kullanımı, AB yani orta üst ve üst ekonomik sınıfa mensup kişiler, profesyoneller ve gençler arasında görüldü. Gençlerde sanal tüketim oranı %60’a kadar yükseldi. Türkiye genelinde %42 oranında daha fazla çay/kahve, %36 ile abur cubur/tatlı tüketildiği de araştırma sonuçları arasında yer aldı. Bu oranlar gençlerde %50’nin üzerine çıktı. Gençlerin tüketim alışkanlıkları arasında dikkat çeken bir diğer konu ise %44’lük oranda video ve bilgisayar oyunu oynama alışkanlıklarıdır.

Türkiye’nin Şarkısı, “Ben Yoruldum Hayat” Oldu

Katılımcılara “Pandemi sürecinde kendinizi düşündüğünüzde hangi şarkı sizi en iyi yansıtmaktadır?” şeklinde bir açık uçlu soru yöneltildi. Şarkıların büyük bir çoğunluğunun arabesk müzik türünde olması ve olumsuz duyguları temsil etmesi dikkat çekti. Ancak yine de umut, sabır ve teselli gibi duyguları yansıtan şarkılar da listede yer aldı. Türkiye genelinde ruh halimizi en iyi yansıtan şarkı Mümin Sarıkaya’nın ‘Ben Yoruldum Hayat’ isimli şarkısı oldu. Kadınlar en çok Göksel’in ‘Depresyondayım’ isimli şarkısını, erkekler ise Müslüm Gürses’in ‘İtirazım Var’ isimli şarkısını kendilerini en iyi şekilde yansıttığını ifade etti.

Pandemide En Çok Dinlenen 6 Şarkı

  • Mümin Sarıkaya – Ben Yoruldum Hayat
  • Göksel – Depresyondayım
  • Edip Akbayram – Güzel Günler Göreceğiz
  • Sezen Aksu – Geçer
  • Müslüm Gürses – İtirazım Var
  • Pinhani – Dünyadan Uzak

Üsküdar Üniversitesi’nden Pandemi Araştırması: Korku, Kaygı ve Sosyal İlişkiler
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin