Uranüs’ün Uyduları Üzerine Yeni Araştırmalar
Uranüs, etrafında dönen en az 27 uyduya sahip bir gezegen olarak gökbilimcilerin dikkatini çekiyor. NASA’nın Jet İtki Laboratuvarı’ndaki bilim insanları, bu uydulardan beşinin -Ariel, Umbriel, Titania, Oberon ve Miranda- iç yapıları ve özellikleri hakkında önemli bilgiler sunan bir araştırma gerçekleştirdi. Journal of Geophysical Research: Planets dergisinde yayımlanan bu çalışma, Uranüs’ün büyük uydularından dördünün, derin okyanuslar barındırma potansiyeline sahip olabileceğini ortaya koydu.
Bu araştırma için, NASA’nın 1977 yılında fırlattığı Voyager 2 uzay aracından elde edilen veriler yeniden incelendi ve yeni bilgisayar modellemeleri ile birleştirildi. Gökbilimciler, Titania’nın büyüklüğü sayesinde iç ısısını koruyarak iç okyanusunun donmasını engelleyebileceğini uzun zamandır düşünüyordu. Bununla birlikte, diğer uyduların Uranüs’ün çekim gücünün yarattığı sıcaklık değişimlerinden yeterince etkilenerek ısıyı tutamayacak kadar küçük kaldığı daha önce genel bir görüş haline gelmişti.
Çalışmanın ortak yazarı Julie Castillo-Rogez, “Cüce gezegenler ve uydular gibi küçük cisimler söz konusu olduğunda, gezegen bilimciler daha önce Ceres, Plüton ve Satürn’ün uydusu Mimas gibi bazı beklenmedik yerlerde okyanuslara dair kanıtlar bulmuştu” diyerek bu durumun önemine dikkat çekti. Castillo-Rogez, “Bu nedenle, tam olarak anlamadığımız bazı faal mekanizmalar var. Bu makale, bu mekanizmaların neler olabileceğini ve güneş sisteminde su bakımından zengin olabilecek, ancak sınırlı iç ısıya sahip birçok cisimle nasıl ilişkili olduklarını inceliyor” diye ekledi.
Son araştırmada, NASA’nın 1980’lerde Uranüs’ün yakınlarından geçiş yapan Voyager 2 uzay aracından ve yer tabanlı gözlemlerden elde edilen bulgular tekrar değerlendirildi. Ayrıca, NASA’nın Galileo, Cassini, Dawn ve New Horizons gibi uzay sondalarından elde edilen ek veriler, Satürn’ün uydusu Enceladus gibi diğer buzlu cisimlerle ilgili bilgilerle birleştirilerek bilgisayar modelleri oluşturuldu. Yeni bulgular, Uranüs’ün büyük uydularının iç ısıyı koruyacak kadar yalıtılmış olabileceğini gösteriyor.
Araştırmacılar, bu uyduların kayalık mantolarında, sıcak bir ortamı koruyabilecek bir okyanus için potansiyel bir ısı kaynağı olabilecek, sıcak sıvı salan bir şeyler bulmuş durumda. Bu durumun özellikle Titania ve Oberon için geçerli olduğu düşünülüyor. Hatta bu uydulardaki okyanusların, yaşamı destekleyecek kadar sıcak olabileceği öne sürülüyor. Ayrıca, bilim insanları Uranüs’ün en büyük uydularının okyanuslarında klorür ve amonyağın bol miktarda bulunabileceğini tespit etti.
Araştırmacılar, sudaki tuzların, özellikle de amonyağın, bu uyduların iç okyanuslarını koruyan bir antifriz kaynağı olabileceğinden şüpheleniyor. Dr. Castillo-Rogez, “Gelecekteki gözlemlerin planlanmasına rehberlik etmesi için uyduların kökenine ilişkin yeni varsayımlar üzerinde modellemeler yapmamız gerekiyor” dedi. Bu uyduların yüzeyleri ve alt kısımlarındaki bileşenleri anlamak, gökbilimcilere ve mühendislik ekiplerine gelecekteki görevlerde en uygun bilimsel araçları geliştirme konusunda yardımcı olacak.
Yeni bulguların, gelecekteki uzay sondalarının bu uyduların derin iç kısımlarında sıvı su aramak için kullanabileceği araçların tasarımında da önemli bir rol oynayabileceği düşünülüyor.