Türkiye’nin Organ Nakli Başarısı ve Kadavradan Organ Bağışı Sorunu
Türkiye, organ nakli operasyonları konusunda dünya çapında en ileri ülkelerden biri olarak öne çıkıyor. Deneyimli uzman kadrosu ve yüksek teknoloji altyapısıyla yapılan nakillerde başarı oranı oldukça yüksek. Ancak, Türkiye’deki hastaların karşılaştığı en büyük engel, kadavradan yeterli organ bağışının olmamasıdır. Bu durum, organ nakillerinin büyük bir kısmının akraba bağışlarıyla, yani canlı vericilerle gerçekleştirilmesine neden oluyor.
Sağlık Bakanlığı’nın raporları, bu çarpıcı gerçeği gözler önüne seriyor: 2018 yılında gerçekleşen 2 bin 178 beyin ölümünün yalnızca 598’inde kadavra bağışı yapılmış. Bu da demektir ki, her 4 beyin ölümünden sadece 1’inde organ bağışı gerçekleşmiş. Aynı yıl içinde 5 bin 597 organ naklinin 4 bin 162’si canlı vericilerden yapılırken, yalnızca bin 435’i kadavradan gerçekleştirilmiş. Türkiye, canlı vericiden organ naklinde hem sayısal hem de başarı oranları açısından dünya ile rekabet ederken, kadavradan nakil konusunda ise maalesef son sıralarda yer alıyor.
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Berber, kadavradan organ bağışı yetersizliğinin toplumda organ bağışı ile ilgili yaygın ve yanlış bilgilere dayandığını ifade ediyor. Peki, bu hatalı bilgiler nelerdir? İşte, Prof. Dr. İbrahim Berber ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Ülkem Çakır’ın organ bağışı ve organ nakli hakkında doğru sanılan yanlışları açıklamaları:
-
Yanlış: Organ bağışlayan kişi yarım insan olur.
Doğrusu: Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Ülkem Çakır, canlıdan canlıya yapılan organ nakillerinde, ameliyat öncesinde alıcı ve vericiye detaylı tetkikler yapıldığını belirtiyor. Eğer böbrek vericisinde herhangi bir sağlık sorunu tespit edilirse, uygun bir verici olmadığı belirtiliyor. Sağlık durumu riske atılmadan, tek böbrekle sağlıklı bir yaşam sürmek mümkündür. -
Yanlış: Diyabet hastaları böbrek nakli olamaz.
Doğrusu: Diyabetin böbrek nakli için bir engel oluşturmadığını belirten Prof. Dr. Ülkem Çakır, diyabetin, böbrek nakli ile birlikte kalp-damar problemlerinin önlenmesine yardımcı olduğunu ifade ediyor. Böbrek naklinin, diyabet hastalarında beklenen yaşam süresini artırdığı da önemli bir gerçektir. -
Yanlış: Böbrek nakli olursam çocuk sahibi olamam.
Doğrusu: Kronik böbrek hastalığı üreme yeteneğini etkileyebilirken, böbrek nakli sonrasında bu fonksiyonlar düzelir. Böbrek nakli olan hastalar, gerekli kontroller yapıldığında bir yıl içinde hamile kalabilirler. -
Yanlış: Hepatit C hastaları böbrek nakli olamaz.
Doğrusu: Hepatit C hastalarında en önemli nokta karaciğer sirozu olmamasıdır. Aktif Hepatit C virüsü ve sirozu olmayan hastalarda böbrek nakli, yaşam kalitesini artırır. -
Yanlış: Organ bağışı dinen uygun değil.
Doğrusu: Tüm büyük dinlerde organ bağışına karşı bir engel yoktur. İslam dini de organ bağışını caiz kılmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı, organ naklinin caiz olduğuna dair kararlar almıştır. -
Yanlış: Organ bağışı benim tıbbi bakımımı etkiler.
Doğrusu: Bir kişi hayatta iken organ bağışında bulunsa da bu durum onun tıbbi bakımını etkilemez. Beyin ölümü gerçekleşmeden organlar alınmaz ve bu süreçte tüm tıbbi tedaviler uygulanır. -
Yanlış: Organ bağışlarsam sonra bağışlamaktan vazgeçemem.
Doğrusu: Beyin ölümü gerçekleştiğinde, organ bağışını değerlendirecek olan kişiler, hastanın aile fertleridir. Bağış kartı olsa bile, aile onayı olmadan organlar alınamaz. -
Yanlış: Beyin ölümüm gerçekleşmeden organlarımı alabilirler.
Doğrusu: Beyin ölümünden önce organ alınmaz. Beyin ölümü, tüm beyin ve beyin sapı fonksiyonlarının geri dönüşümsüz bir şekilde kaybıdır. Bu aşamadan sonra organ bağışı yapılabilir. -
Yanlış: Bağışlamam yeterli, ailemin bilmesine gerek yok.
Doğrusu: Kişi hayattayken organ bağışında bulunsa bile, ölümünden sonra ailesinden onay alınır. Aile bilgilendirilmelidir. -
Yanlış: Organ nakli ameliyatında cenazenin bütünlüğü bozulur.
Doğrusu: Kadavradan organ çıkarma işlemi, büyük bir özenle yapılır. Organlar çıkarıldıktan sonra kesi yerleri estetik dikişlerle kapatılır, bu sayede bedenin bütünlüğüne büyük özen gösterilir.