1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Türkiye’de İlaç Krizi: Eczacılardan Uyarılar ve Nedenleri

Türkiye’de İlaç Krizi: Eczacılardan Uyarılar ve Nedenleri

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye’deki İlaç Krizi: Eczacılık Meslek Örgütlerinin Uyarıları

Türkiye'deki İlaç Krizi: Eczacılık Meslek Örgütlerinin Uyarıları

Türkiye’de eczacılık meslek örgütleri, 650’nin üzerinde ilacın temininde ciddi sorunlar yaşandığını vurguluyor. BBC Türkçe’ye konuşan eczacılar, artan döviz kuru ve planlama hatalarının etkisiyle Türkiye’nin daha önce hiç karşılaşmadığı bir ilaç krizi ile yüz yüze olduğunu belirtiyor. Sağlık Bakanlığı ise ecza depoları ve eczanelerde “stok denetimlerinin” sıklaştırıldığını ifade ediyor. Peki, Türkiye’de yaşanan bu ilaç krizinin temel sebepleri neler?

Geçtiğimiz hafta Sağlık Bakanlığı, döviz kurundaki yükseliş nedeniyle bazı ilaçlara erişimde zorluk yaşandığı yönündeki iddialar üzerine ecza depoları ve eczanelere yönelik denetimlerin artırıldığını duyurdu. Yapılan denetimlerde 17 ecza deposu ve 144 eczanede stok kayıtlarında uyumsuzluk tespit edildiği bildirildi. Türk Eczacıları Birliği de bu duruma ilişkin bir açıklama yaparak, “Bir kez daha altını çizeriz ki; üretim ve tedarik kaynaklı ilaç yokluğunun sorumlusu kesinlikle eczacılar değildir” ifadesini kullandı. Piyasada bulunamayan ilaç sayısının her geçen gün arttığını belirten birliğin açıklamasında, Türkiye’de ciddi bir ilaç yokluğu yaşandığına dikkat çekildi. Ancak Sağlık Bakanlığı, bugün yapılan açıklamada, stok kayıtlarında uygunsuzluk tespit edilen ecza deposu sayısının 54’e, eczane sayısının ise 261’e yükseldiğini belirtti.

‘Ciddi Bir İlaç Krizi Yaşıyoruz’

BBC Türkçe’ye konuşan eczacılar, dördüncü ve beşinci kademe olarak adlandırılan ithal ilaçların çoğuna ulaşmanın zorlaştığını ifade ediyor. İsmimin gizli kalmasını isteyen bir eczacı, “Kur farkının da etkisiyle, insülin ve bazı diyabet ilaçları dahil olmak üzere ciddi bir ilaç krizi yaşıyoruz” diyor ve ekliyor: “Hammaddesi ya da tamamen temininde yurtdışına bağımlı olan ithal ilaçların yüzde 90’ını bulmakta zorlanıyoruz. Daha önce sınırsızca alabildiğimiz ilaçları artık temin edemiyoruz.” Ankara Eczacı Odası Başkanı Ecz. Taner Ercanlı ise ilaç arzındaki sıkıntının her geçen gün daha da büyüdüğünü ifade ediyor. “Şu anda çok ciddi sayıda ilaç maalesef eczanelerimizde yok. Piyasada bulunmayan ilaç sayısı 650’yi geçti. Eğer çözüm üretilmezse bu rakamın artmasından endişe ediyoruz” diyor.

Ercanlı, özellikle diyabet ürünleri, antibiyotik şurupları ve anti-gripal çocuk şuruplarında ciddi yokluk yaşandığını belirtiyor. Uzmanlara göre, Türkiye’de yaşanan ilaç yokluğu; ilaçların piyasada hiç bulunmaması değil, arz sıkıntısı yaşanmasını tarif ediyor. Ercanlı, “İlaçta yokluk demek, ilacın bir kutu dahi olmaması anlamına gelmiyor” diyerek durumu şöyle açıklıyor: “Bir ilacın Türkiye’de aylık 10 bin kutu tüketildiğini düşünelim. Ancak şimdi bu ilaç ülkeye 3 bin kutu geliyor, dolayısıyla 7 bin hasta açıkta kalıyor.” İlaçlar, hastalık esnasında kullanılması gereken ürünlerdir. Dolayısıyla hasta ilaca erişemediğinde bu durum “ilaç yokluğu” olarak adlandırılıyor. Hastalar, ellerindeki reçetelerle bu ilacın bulunduğu eczaneleri bulmak zorunda kalıyorlar.

İlaç Fiyatları Nasıl Belirleniyor?

İlaç Fiyatları Nasıl Belirleniyor?

Türkiye’de ilaç fiyatları yılda bir kez Sağlık Bakanlığı tarafından, genellikle Şubat ayında belirleniyor. Eczacılar, Şubat ayında yapılacak yeni fiyatlandırma belli olana dek her yıl bu dönemlerde ilaç arzında sorun yaşandığını ifade ediyor. Türk Eczacıları Birliği, “Maalesef bu karşılaştığımız ilk ilaç krizi değil. Sağlık Bakanlığı ve ilaç firmaları Şubat ayında ilaç fiyatı üzerinde anlaşana dek birçok ilacı temin edemiyoruz” diyor. Ancak bu yıl yaşanan ilaç yokluğunun, döviz kurundaki artış nedeniyle daha önce hiç olmadığı kadar ciddi bir krize dönüştüğü belirtiliyor.

Bakanlık her yıl ilaçları fiyatlandırırken sabit bir Euro kuru belirliyor ve ilaç firmalarının iç piyasaya satacağı ithal ilaçların fiyatı bu sabit kur üzerinden hesaplanıyor. Geçen yıl ilaç fiyatlandırmasındaki sabit Euro kuru 4,57 TL olarak belirlenmişti. Şu anda güncel Euro kuru ise 14,5 TL seviyelerinde. Türk Eczacıları Birliği, ilaç fiyatlandırmasında belirlenen sabit kur ile gerçek kur arasındaki makas açıldıkça, piyasada bulunmayan ilaç sayısının da artacağını vurguluyor.

Ankara’nın Etimesgut ilçesinde çalışan ve adının geçmesini istemeyen bir eczacı, “Euro kurunun çok yükselmesi dolayısıyla birçok ilaç şirketi Türkiye’ye ilaç vermekten çekiniyor çünkü zarar ediyorlar” diyor ve ekliyor: “14 Euro maliyetine aldığı bir ilacı iç piyasada 4,57 Euro üzerinden fiyatlandırmak büyük bir sorun haline geldi.” Bazı ilaç şirketleri, Türkiye’de ürettiği ilacın hammaddesini ithal ederken artan döviz fiyatlarından etkileniyor. Eskiden Çin’den ithal edilen etken maddenin bir konteynırına 2 bin dolar ödenirken, şimdi bu maliyet 20 bin dolara kadar çıkmış durumda.

Stok Problemi ve Sağlık Bakanlığı’nın Denetimleri

Ercanlı, ilaç krizinin tek sebebinin sadece yükselen döviz kuru olmadığını vurgularken, bu yıl yerli ilaç sanayisinin de bazı ilaçları üretmekte zorluk yaşadığını söylüyor. Bu üretim güçlüğünün bir kısmı hammadde sıkıntısı, bir kısmı artan maliyetler ve bir kısmı da üretim bantlarındaki plansızlık ile alakalı. Ercanlı, “Sadece kura bağlamak doğru değil ama tüm bunların üzerine yükselen döviz kuru eklenince geçmiş yıllara göre çok daha yüksek seviyede bir ilaç yokluğu ile karşı karşıya kaldık” diyor. Her yıl bu aylarda ilaç arzıyla ilgili sıkıntı yaşandığını, ancak bu yıl durumun katlanarak arttığını belirten Ercanlı, ilaç fiyatlandırmasındaki kur güncellemesinin yılda bir kez değil, birkaç kez yapılması gerektiğini savunuyor.

İlaç Krizinin Sorumlusu Kim?

İlaç Krizinin Sorumlusu Kim?

Sağlık Bakanlığı, geçtiğimiz hafta yaptığı her iki açıklamada da döviz kurundaki yükseliş nedeniyle bazı ilaçlara erişim zorluğu yaşandığı iddiaları üzerine ilaç üretim tesisleri, ecza depoları ve eczanelere yönelik denetimlerin artırıldığını belirtti. Denetimlerin amacı; ilaç üretim tesisleri ile ecza depoları ve eczanelerin stoklarının kayıtlarıyla uyumlu olup olmadığını kontrol etmekti. Bakanlık, 54 ecza deposu ve 261 eczanede stok kayıtlarında uyumsuzluk tespit edildiğini bildirdi. “Türkiye’de ruhsatlı tüm ilaçların tedarik durumu TİTCK tarafından takip ediliyor. Hasta mağduriyetlerinin önlenmesi amacıyla kur güncellemesi dönemlerinde piyasa kontrolleri yapılıyor” denildi.

Bakanlığın bu açıklaması, eczacılar ve meslek örgütleri tarafından tepkiyle karşılandı. BBC Türkçe’ye konuşan eczacılar, ilaçların eczanelerde stoklanıp satışa sunulmamasının ne teknik olarak mümkün olduğunu ne de eczacılar için kârlı bir yöntem olduğunu belirtiyor. “Türkiye’de bir ilaç fabrikadan çıktığı andan itibaren hangi depoya gittiği, oradan hangi eczaneye kaç adet gönderildiği Sağlık Bakanlığı’nın İlaç Takip Sistemi (İTS) ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) MEDULA sistemi üzerinden dijital olarak izleniyor” diyorlar. Eğer bir eczacı reçeteli hasta gelmesine rağmen ilacı karşılayamıyorsa, bunun ciddi yaptırımları bulunuyor. Devlet bu ilacın tüm süreçlerini izlerken, hiçbir eczane ilacı deposunda tutamaz. Çünkü ilaç, aslında hastaya değil, devlete satılmaktadır; bu nedenle ödemeyi devlet yapıyor.

Sincan’daki bir eczacı, eczacıların ilaç stoku yaptığı iddialarını “komik” buluyor: “Biz doğrudan ticaretle para kazanan kurumlar değiliz, devletten dolaylı hizmet parası kazanan bir sektörüz. Bu nedenle reçeteyi karşılamadığımızda zaten para kazanamayacağız, ilacı tutmamızın bize hiçbir faydası olmaz. Aksine hasta kaybederiz.” Peki, Sağlık Bakanlığı’nın denetimlerde bazı eczanelerde tespit ettiği “stok uyumsuzluğu” neyi ifade ediyor? Eczaneler arasında dijital stoklar ve reel stoklar arasında ufak farklar olabileceği belirtiliyor. Ercanlı, “Bu sistem yüzde yüz çalışan bir sistem değil. Sağlık Bakanlığı bu sistem üzerinden bakıp bazı ilaçların bazı eczanelerde bulunduğu kanaatine varıyor, fakat sahadaki gerçek bu değil” diyor. Türk Eczacıları Birliği de son açıklamasında, piyasadaki ilaç krizinin eczacılara mal edilemeyeceğini vurguladı:

  • “Son günlerde ilaç yokluğuna ilişkin basına yansıyan haberlerde eczacılarımızı suçlayan söylemlere üzülerek tanıklık etmekteyiz.”
  • “Pandeminin ilk günlerinde de maske ve dezenfektan fiyatları konusunda meslektaşlarımız suçlanmış, ilerleyen dönemlerde ise fiyat farklılıklarının sebebinin üretici ve tedarikçi firmalar olduğu ortaya çıkmıştır.”
  • “Eczacılarımıza yönelik ‘stokçu’ ithamını esefle karşılıyor; gerçek dışı bu ithamları reddediyoruz. Üretim ve tedarik kaynaklı ilaç yokluğunun sorumlusu kesinlikle eczacılar değildir.”

Türkiye’de İlaç Krizi: Eczacılardan Uyarılar ve Nedenleri
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin