Türkiye’de Akne Probleminin Yaygınlığı ve Yaş Aralıkları
Yapılan kapsamlı araştırmalar, Türkiye’de en yaygın cilt sorunlarının başında karma ve yağlı cilt tiplerinin geldiğini ortaya koymaktadır. Özellikle dermokozmetik firmalarının gerçekleştirdiği çalışmalar, dermatologlara başvuru sebepleri arasında akne (sivilce) probleminin 1. sırada yer aldığını göstermektedir. Bu verilerin doğruluğu konusunda hemfikirim; çünkü benim muayenehaneme başvuran hastaların yaklaşık %30-35’i akne sorunuyla gelmektedir. Bu hastaların yarısından fazlasını ise gençler oluşturmaktadır. Akne, özellikle ergenlik döneminde yani 12-25 yaş aralığında en sık görülmektedir. Ancak, bu yaş grubundaki gençlerin çoğunda akne problemi yaşandığına sıklıkla tanık olmaktayım. Ergenlik dönemiyle sınırlı bir sorun olarak düşünülse de, yetişkinlerde de benzer sorunlarla karşılaşabilmekteyiz.
Akne Sorununun Psikolojik Etkileri
Akne problemi özellikle gençler üzerinde ciddi psikolojik sıkıntılara yol açabilmektedir. Araştırmalar, sivilce sorunuyla mücadele eden bireylerin depresyon, kaygı, özgüven eksikliği, zayıf benlik imajı ve yalnızlık hissi gibi durumlarla karşılaşabileceğini ortaya koymaktadır. Bu durum, yaşam kalitesini de olumsuz yönde etkileyebilir. Akne problemi yaşayan gençlerin çoğu, ilk karşılaştıklarında genellikle konuşmaktan çekinir ya da göz temasından kaçınırlar. Sorulara isteksizce cevap verirler ve tedavi sürecinin olumlu sonuçlanacağına dair inançları zayıflar. Bu hayal kırıklığı durumu çoğu zaman gözle görülür bir düzeye ulaşmaktadır.
Tedavi sürecinin ardından, takip için yeniden gelen hastalarımda kendine güvenin ve mutluluğun artışını görmek beni oldukça sevindiriyor. Daha açık, iletişim kuran ve göz teması kurabilen genç bireylerle karşılaşıyorum. Hatta bazen saç stillerini değiştirerek yüzlerini daha çok ön plana çıkardıklarını gözlemliyorum. Akne, bireylerin özgüveni üzerinde önemli bir etki yaratmaktadır.
Akne Sorunu ve Tedavi İnancı
Akne problemi yaşayan bireyler genellikle sivilce sorununun bir türlü geçmeyeceğini düşünmektedir. Bu düşünce, birçok gençte içe kapanma, utanç, sosyal hayattan soyutlanma ve özgüven sorunlarına yol açmaktadır. 30 Mart Ulusal Akne Günü kapsamında yürütülen bir araştırma, katılımcıların yarısının aknenin asla geçmeyen bir sorun olduğunu düşündüğünü ortaya koymuştur. Öncelikle belirtmeliyim ki akne, tedavi edilebilen bir cilt problemidir. Özellikle şiddetli akne yaşayan gençlerin sosyal zorbalığa maruz kalma ihtimali ya da sosyal dışlanma korkuları, sosyal fobiyi ve depresyonu tetikleyebilir. Toplumda akne ile ilgili yaygın yanlış bilgiler de bu süreci olumsuz yönde etkilemektedir.
- Örneğin, sivilcenin bulaşıcı olduğu düşüncesi gençler arasında yaygındır.
- Bir diğer yanlış inanış ise akne oluşumunun tamamen bireyin kendi hatalarından kaynaklandığıdır.
Bu düşünceler, gençlerin kendilerine karşı daha sert olmalarına ve özgüven kaybı yaşamalarına neden olmaktadır. Dermatologlar olarak, akne tedavisinde doğru cilt bakım ürünleri ve çeşitli tedavi seçenekleriyle gençlerin bu zorlu süreçte yanında yer almaktayız. Doğru ürünler ve uzmanların desteğiyle gençler, akne problemini aşma yolunda önemli adımlar atabilirler.
Akne ile İlgili Yanlış Bilgiler
Akneye dair toplumda en yaygın yanlış inanış, sivilcelerin ergenlik döneminde görüldüğü ve kısa sürede geçeceğidir. Ancak, akneler zamanında ve uygun şekilde tedavi edilmediğinde, tedavi süreci zorlaşabilir ve kalıcı hasarlar meydana gelebilir. Akne çeşitleri ve tedavi yöntemleri birbirinden farklıdır; bu nedenle mutlaka bir uzmana danışmak ve doğru tedavi yöntemini uygulamak gerekmektedir.
Yine Propia’nın gerçekleştirdiği bir araştırmada, katılımcıların aknelerini kurutmak için çeşitli yöntemler denediği, hatta bazılarının cildine limon ve diş macunu sürdüğü görülmüştür. Evde uygulanan doğal olduğu düşünülen maskelerin cilde sürülmesi oldukça sakıncalıdır. Akneye yatkın ciltler için, cilt tipine uygun olarak geliştirilmiş ürünlerle düzenli bir bakım rutini takip edilmesi önerilmektedir.
Akne, kronik bir durumdur ve tedavisi zaman alabilir. Hastalarımın en büyük sorunlarından biri ise genellikle sabırsız olmaları ve hızlı sonuç almak istemeleridir. Akne gibi bir cilt probleminde tedavi süreci sabır gerektirir, bu nedenle hastalarımın tedavilerinden çabuk vazgeçtiğini sıklıkla gözlemliyorum.
Bir diğer yaygın hata ise aknelerin sıkılmasıdır. Bu durum ciltte iltihaplanmalara ve iyileşme süresinin uzamasına yol açabilir. Ayrıca, ciltte enfeksiyon oluşumu, renk değişikliği ve iz kalma riski de artar.
Ayrıca, yüzünü sabunla veya uygun olmayan temizleme ürünleriyle sıkça yıkayanlar da bulunmaktadır. Bu durum cildin koruyucu bariyerine zarar vererek akne oluşumunu tetikler. Cilt temizliği önemli bir adımdır, ancak karma, yağlı ve akneye yatkın ciltlerin nemlendirilmesi de son derece mühimdir. Nemlendirme aşaması asla atlanmamalıdır.
Akne Tedavisinde Artış ve Sebepleri
Akne tedavisi gören bireylerde zaman zaman akne artışı gözlemlenmektedir; bunun sebebini açıklamak gerekirse, özellikle Avrupa’da “purging” kavramı üzerine değinmek isterim. Purging, derinlemesine temizlik anlamına gelir.
Sivilce sorunu yaşayan bireyler, akne lezyonlarının bazen azalıp kaybolduğunu, bazen de aniden artış gösterdiğini deneyimlemektedir. Bu durum, medikal tedaviye başladıktan hemen sonra olabileceği gibi, sadece cilt bakım ürünleri kullanan kişilerde de gelişebilir. Kıl foliküllerinde biriken sebum ve ölü hücreler, zamanla yağ butonları ve siyah noktalar oluşturur. Bu birikimlerin artmasıyla, kıl folikülü çatlar ve iltihaplı akne lezyonları oluşur. Genellikle görünür lezyonlar oluştuğunda sorunun farkına varılır.
Dermatologlar olarak, doğru ürünlerle cilt bakımına ve tedaviye başladığımızda, kıl folikülündeki birikimleri yüzeye çekerek derinin temizlenmesini sağlamak amacı güderiz. Temizlenme aşamasında kıl folikülü yırtılabilir ve aktif akne lezyonları ortaya çıkabilir. Bu durum, deri altında butonları yoğun olarak görünen bireylerde bile aniden kızarık ve şiş sivilcelerin oluşmasına neden olabilir. Maalesef bu, yaşanması gereken bir durumdur ve tedaviden bağımsız olarak kendiliğinden de oluşabilir. Bu nedenle yağlı ve akneye yatkın cilt sahiplerinin, bir an önce purging yani derinlemesine temizlik sürecini başlatmaları son derece önemlidir.
Doğru Ürünler ve Cilt Bakım Rutini
Akne tedavisi için doğru ürünleri bulmak aslında oldukça kolaydır. Yağlı bir cilde sahipseniz, amacınız derideki fazla yağı kontrol altına almak, ölü hücrelerin dökülmesini sağlamak ve cildi aşırı kurutmadan deri yenilenmesine yardımcı olmaktır. Akne tedavisi için üç adım öneriyoruz:
- Uygun bir ürünle cildi sabah ve akşam yıkamak,
- Gündüz için yağlanmaya neden olmayacak, gerekli nemi sağlayacak bir krem kullanmak,
- Akşamları, cilt yenilenmesini sağlayan ve ölü hücreleri ile fazla sebumu yüzeyden atmaya yardımcı olacak bir gece kremi kullanmak.
Doğru ürünlerin düzenli kullanımı şarttır, çünkü bu bir süreçtir ve kısa süreli kullanımda etkiler görülemeyebilir. Eğer şiddetli akne varsa ve bakım yeterli olmuyorsa, mutlaka bir dermatoloğa danışılmalıdır. Yoğun medikal tedavi uygulandığında bile iyileşme hemen gerçekleşmeyebilir; genellikle 5-6 aylık bir süreç içerisinde belirgin iyileşmeler gözlemlenebilir.
Akneye Karşı Bakım Seti Hakkında
Son olarak, röportajımızda bahsettiğiniz akneye karşı bakım seti olan markanız hakkında bilgi vermenizi rica ediyorum. Bu iş birliği nasıl gerçekleşti?
Memnuniyetle. Bir markanın tüm formülasyon sürecinde yer almış olmaktan büyük mutluluk duymaktayım ve hastalarıma gönül rahatlığı ile bu ürünleri tavsiye ediyorum. Fransa’da yüksek kalite odağıyla güvenilir bir şekilde üretilen bu marka, sivilce oluşumuna karşı 3 adımlı bir cilt bakım rutini sunmaktadır. ProperCare™ patenti, sebum yapısını ve üretimini düzenlemektedir. Akneli cildin ihtiyaç duyduğu tüm ürünleri tek bir set içerisinde bir araya getiren bu marka, gençlerin gerçekten yanında olmayı hedeflemektedir. “Cildini Sev, Kendine Güven” mottosunun altında, nasıl hissettiğimizin, nasıl göründüğümüzden daha önemli olduğu mesajı yatmaktadır. Özellikle gençlerin akne problemini özgüveni ile ilişkilendirdiği bir dünyada böyle bir markanın varlığı, bir dermatolog olarak beni gerçekten mutlu ediyor.