TTB’den Okulların Açılması İçin Çağrı
Türk Tabipleri Birliği (TTB), Covid-19 önlemleri çerçevesinde okulların yüz yüze eğitime kapatılmasına dair düzenlediği basın açıklamasında, “Önlemler alınsın, okullar açılsın” ifadelerini vurguladı. TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, pandeminin etkilerinin en çok öğrenciler ve eğitim sistemi üzerinde hissedildiğini belirtti. Bu bağlamda TTB, eğitim alanında pandeminin getirdiği sorunların çözümüne yönelik kapsamlı çalışmalar yapmaktadır. Ayrıca, bilim camiasının maruz kaldığı saldırılara da dikkat çekerek, Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’a yönelik eleştirilerin bilimin ışığını karartamayacağını ifade etti.
AVM’LER AÇIK, OKULLAR KAPALI
Tomris Cesuroğlu, yaptığı açıklamada, “Dünyada AVM’ler ve iş yerlerini açık tutarken okulları kapatan başka devlet yoktur. Türkiye, OECD ülkeleri arasında ilkokulları en uzun süre kapatan ülke olmuştur.” dedi. Nisan ayında Türkiye, dünyada en fazla Covid-19 vakasının görüldüğü ülke olmuşken, hükümet önlem almak yerine çocukları ve gençleri pandemiye kurban etmiştir. Okul öncesi eğitim kurumları ile 8. ve 12. sınıflar hariç tüm kademeler 15 Nisan itibarıyla yeniden kapatılmıştır. Bu kayıpların telafisi yoktur. Daha fazla kaybı önlemek amacıyla Ramazan Bayramı sonrasında okul öncesi eğitim kurumları, ilkokullar ve özel eğitim merkezlerinin açılması gerekmektedir. Toplanan veriler, çocukların Covid-19 açısından tehlikede olmadığını ve toplumda yayılım için risk taşımadığını göstermektedir.
OKULLARIN KAPATILMASININ CİDDİ ZARARLARI VAR
İngiliz varyantının çocukları daha fazla etkilediği yönündeki iddiaların asılsız olduğu ortaya konmuştur. Okul öncesi ve ilkokul yaş grupları, Covid-19’dan en az etkilenen ve bulaştıran gruptur. 12 yaş üstü gençler ise hastalıktan daha az etkilenmekle birlikte, bulaştırıcılıkları yetişkinlerle eşit seviyededir. Çocuklar, diğer çocuklarla birlikteyken evlerinde veya diğer yetişkinlerle birlikte oldukları yerlerden daha güvendedirler. Bu nedenle, okulların kapanması Covid-19 yayılımını azaltmamaktadır; aksine açılması bu yayılımı artırmamaktadır. Çocukların zihinsel ve bedensel gelişimlerinde geri dönüşü olmayan kayıplar yaşanmaktadır. Eğitimden uzak kalmak, çocuklarda bilişsel gelişimi olumsuz etkilemektedir. Uzaktan eğitim başarılı olsa bile, erken yaşlarda örgün eğitimin yerini tutamaz. EBA sistemine erişim sağlayamayan çocukların oranı farklı kaynaklara göre yüzde 12 ile yüzde 32 arasında değişmektedir. 2-6 milyon çocuk ve genç, bir yıldır eğitimden kopmuş durumdadır. Özellikle kırsal alanlarda yaşayan ve anadili Türkçe olmayan çocuklar ile özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklar, bu süreçten en çok etkilenen gruplardır.
ÇOCUKLAR İÇİN RİSKLER ARTMAKTADIR
Evde kalmanın çocuklar üzerindeki riskleri arasında ağır ihmal, istismar, artan açlık, işçi olarak çalıştırma ve erken yaşta evlendirmenin yanı sıra, istismar oranlarının artması ve tespit oranlarının azalması da bulunmaktadır. Kısa ve orta vadede öğrenme güçlükleri, gelişim gerilikleri, otizm ve hiperaktivite gibi sorunların sayısında ciddi bir artış beklenmektedir. Özellikle kız çocuklarının okullaşma oranları azalmakta ve çocuk evlilikleri artmaktadır. Ayrıca, kadın istihdamı düşmüş ve kadınların maruz kaldığı şiddet artmıştır. Kapanma süresi uzadıkça, okuldan kopan çocuk ve gençlerin okula dönmeme riski de artmaktadır.
NELER YAPILMALI?
TTB, okulların her kademede sağlıklı bir şekilde açık tutulması için iki alanda acil adımlar atılmasını talep etmektedir:
- Öğretmenlerin aşılanmasının en kısa sürede tamamlanması: Koronavirüse yakalanan öğretmenler, öğrencileri haftalarca eğitimden uzak bırakacaktır. Bu nedenle, öğretmen aşılamasının hızla tamamlanması önemlidir.
- Yüz yüze eğitim veren sınıfların öğretmen ve öğrencilerine rutin tarama yapılması: Çocukların temaslı izlemi ve test uygulamaları daha sıkı bir şekilde gerçekleştirilmelidir. Okullarda HES kodlarının takibi, sınıfların ve öğretmen odalarının havalandırılması gerekmektedir. Ayrıca, yetişkin ve öğrenci vakalarının sayısının şeffaf bir şekilde paylaşılması şarttır.
“Eğitim politikalarımız yetersiz olsa da eğitim önemlidir ve gereklidir. Okullarda bulaş oranı düşüktür ve çocuklar hâlâ Covid-19 için düşük risk altındadır. Okullar, en son kapanan ve ilk açılan yerler olmalıdır. Kapanma sürecinde temel prensip, ilkokulların daima açık tutulmaya çalışılmasıdır.”
İVEDİLİKLE EĞİTİME BAŞLANMALI
Bu bilgiler ışığında, okul öncesi eğitim kurumları, ilkokullar, köy ve belde okulları ile özel eğitim ve rehabilitasyon sunan kurumlar, Ramazan Bayramı sonunda ivedilikle eğitime başlamalıdır. Türkiye, pandemi yönetiminde okulları kapalı tutarak kolaya kaçmıştır. Çocuklarımız ve gençlerimizin geleceği, ekonominin devamı adına maalesef kurban edilmiştir. 29 Nisan’da başlayan 3 haftalık kapanmada bile 43 sektör ve grup istisna kabul edilmiştir. Özellikle ilkokul ve okul öncesi kurumların diğer yerlere göre daha güvenli olmasına rağmen, açılmalarına öncelik verilmediği düşünülmektedir. Artık pandemi kontrolü için çocuklardan daha fazla fedakarlık istenmemelidir; ya çocukların aileleri ve güvenliği, ya da çocukların okula gitmesi arasında sahte bir ikilemde kalmamalıyız. Devletin, gerekli tüm önlemleri alarak okul öncesi eğitim kurumlarını, ilkokulları, köy ve belde okullarını, ardından ortaokulları ve liseleri açık tutmasını talep ediyoruz.
YÜZ YÜZE EĞİTİM RAPORU
Halk Sağlığı Uzmanları Derneği’nden Burcu Tokuş, 3 Şubat 2021’de yüz yüze eğitime dair bir rapor hazırladıklarını belirtti. Bu raporda, okulların kapanması gereken yerler olmadığını bilimsel verilerle ortaya koyduklarını ifade etti. Okullardaki eğitim uygulamalarının çocuk gelişimini olumsuz etkilediğini ve çocukların istismarını, çocuk yaşta evlilikleri artırdığını vurguladı. Öğretmenlerin aşılamasının hızla tamamlanması, iyi bir filyasyon uygulaması ve HES kodlarının sıkı takibi ile okullardaki eğitimin devam etmesi gerektiğini düşündüklerini belirtti.
RUH SAĞLIĞI İLE İLİŞKİLİ OLUMSUZ ETKİLER
Türk Psikiyatri Derneği’nden Koray Başar ise, salgının başlangıcından itibaren çeşitli uyarılarda bulunduklarını dile getirerek, tedbirlerin hastalığın etkilerinin yanı sıra uzun vadede ruhsal gelişim üzerindeki olumsuz etkilerine de dikkat çekti. Okul, sadece bilgi edinilen bir yer değil, aynı zamanda çocukların sosyal ve ruhsal gelişimlerinin de desteklendiği bir ortamdır. Eğitim eksikliği, çocukların ruhsal sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratmakta ve bu durum toplumda genel bir sorun olarak kadınların sağlığını daha fazla olumsuz etkilemektedir. Ev içi şiddetin arttığına dair dünya genelinde yapılan araştırmalar mevcuttur. Aşıya erişimle bir ölçüde korunmanın mümkün olduğunu vurguladı.
OKULLAR AÇILMALI ÇAĞRISI
Türk Toraks Derneği’nden Haluk Çalışır, salgının başlangıcı ile mevcut durum arasında bilgi birikimlerinin arttığını belirterek, çocuklar ve okulların açık olmasının salgının yayılmasında önemli bir etkisi olmadığını ifade etti. Okulların açılmasının, çocukların eğitim hakkını sağlamak adına önemli bir sorumluluk olduğuna dikkat çekti. Salgın döneminde hastanelerin kapatılmasının, okulların kapatılmasından daha az kabul edilemez olduğunu belirtti. Okulların bir an önce kademeli olarak açılmasını talep eden Çalışır, hijyen kurallarının önemine vurgu yaparak, kapalı alanlarda havalandırmanın sağlanmasının önemini yineledi. Türk Toraks Derneği olarak, okulların açılması için gerekli tüm çabaları göstereceklerini belirtti.