Trans Yağ Nedir, Nasıl Elde Edilir? Doğal Bir Yağ Mıdır?
Trans yağ, elde edilen, üretilen veya bir ürüne eklenen bir yağ çeşidi olarak düşünülmemelidir. Bu, genellikle yanlış anlaşıldığı için özellikle belirtmek istediğim önemli bir noktadır. Temelde iki çeşit trans yağ bulunmaktadır: biri doğal kaynaklı, diğeri ise endüstriyel olarak üretilen trans yağlardır. Doğal trans yağ, geviş getiren hayvanların midelerinde bulunan bağırsak bakterileri tarafından üretilmektedir. Dolayısıyla, bu hayvanlardan (örneğin sığır, koyun, keçi vb.) elde edilen et, süt ve süt ürünleri doğal trans yağ içerir. Örneğin, tereyağındaki trans yağ oranı yaklaşık %3 – %5 civarındadır.
Endüstriyel trans yağlar ise, yağların kısmen sertleştirilmesi amacıyla uygulanan, geçmişte Türkiye’de yaygın olarak kullanılan “kısmi hidrojenasyon” işlemi sırasında istenmeden oluşan bir yağ asididir. Trans yağların kardiyovasküler (kalp-damar sistemi) sağlığına olumsuz etkileri olduğu tespit edilince, dünya genelinde bu yağların azaltılması veya ortadan kaldırılması için çeşitli çalışmalar başlatılmıştır. Hem doğal hem de endüstriyel trans yağların, Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, kardiyovasküler sağlığa etkileri benzerdir.
Trans Yağ Hangi Besinlerde Bulunur?
Doğal trans yağlar, genellikle hayvansal gıdalarda bulunurken, endüstriyel trans yağlar özellikle yıllar önce üretilen margarinlerde yer almaktadır. Ancak Türkiye, dünya genelinde trans yağsız margarin üretimine geçen ilk ülkelerden biridir. Avrupa Birliği’nde, trans yağların %2 sınırını getiren yasal düzenleme 2022 Nisan ayında yürürlüğe girecek. Batı Avrupa’nın bazı ülkelerinde kendi düzenlemeleri bulunsa da, Doğu Avrupa’daki birçok üründe hala trans yağlar bulunmaktadır. Bisküvi, gofret, kek, poğaça gibi gıdalar, eğer trans yağsız margarinlerle üretilirse trans yağ içermemelidir.
Trans Yağları Beslenmemizden Tamamen Çıkarmak Mümkün Mü?
Bu tamamen mümkün değildir. Zira, başta Dünya Sağlık Örgütü olmak üzere uluslararası sağlık otoriteleri, trans yağları sıfırlamak yerine, tüketimi güvenli seviyelerde tutmayı önermektedir. Özellikle hayvansal ürünlerde bulunan doğal trans yağları tamamen ortadan kaldırmak mümkün değildir. Danimarka ve diğer Batı Avrupa ülkeleri gibi gelişmiş ülkelerde, trans yağ sınırı, üründeki yağ bazında %2 olarak belirlenmiştir. Dünya Sağlık Örgütü de günlük enerji tüketimimizin %2’si kadar trans yağ alımını önermektedir.
Trans Yağların Bilimsel Olarak Kanıtlanmış Zararları Nedir?
Trans yağ, ilk olarak 1990’ların ortasında Harvardlı bir bilim insanı tarafından kardiyovasküler riski artırabileceği yönünde tespit edilmiştir. Günümüzde trans yağın birçok sağlık riski ile bağlantısı olduğu iddia edilse de, bunların çoğu henüz bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Ancak, kardiyovasküler riskin varlığı, trans yağlardan kaçınmak için yeterli bir sebep oluşturmaktadır.
Kişisel Olarak Trans Yağ Tüketimini Azaltmak İçin Hangi Önlemleri Alabiliriz?
İlk olarak, hayvansal gıda tüketimimizi kısıtlamak önemlidir, çünkü bu gıdalarda bulunan trans yağları ortadan kaldıramayız. Aslında, hayvansal gıdaları kısıtlamak, Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütü tarafından önerilen bir yaklaşımdır. Bu nedenle bitkisel bazlı beslenmeye olan ilgi her geçen gün artmaktadır. Ülkemizde de Tarım ve Ormancılık Bakanlığı, tüketicileri bilgilendirmek amacıyla ürün ambalajlarına “Trans yağ yoktur” logosu veya ifadesinin konulmasına izin vermektedir. Bu logoya dikkat etmek de bir çözüm yolu olabilir. Ayrıca, kötü ve çok kullanılmış yağlarla kızartılan ürünlerden de uzak durmak önemlidir.
Türkiye Trans Yağ Konusunda Hangi Noktada?
Dünyaya genelinde baktığımızda, Türkiye bu konuda birçok Avrupa ve dünya ülkesine göre oldukça ileridedir. Şu anda trans yağ konusunda ABD’den 11, Kanada’dan 13, Avrupa Birliği’nden ise 14 yıl ilerideyiz. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), gıdalardaki trans yağların 2023 yılına kadar ortadan kaldırılması için bir seferberlik başlatmıştı, fakat biz sektör olarak bu hedefi 16 yıl önce gerçekleştirmiş durumdayız. Bu, ülkemiz açısından önemli bir başarı hikayesidir.
Dünyada ilk yasal düzenleme 2003 yılında Danimarka’da gerçekleşti ve bu düzenlemeyi bazı Batı Avrupa ülkeleri ile ABD’nin bazı eyaletleri takip etti. Ancak, ABD’de federal bazda uygulama 2018 yılında başladı. Bu ülkelerde, izin verilen trans yağ seviyesi de %2 olarak belirlenmiştir. Avustralya, bu konuda 2005 yılından itibaren margarinlerde trans yağ oranını %1 seviyesinin altına çekmiştir. Ülkede yasal bir düzenleme olmamakla birlikte, Avustralya’daki başarılı gönüllü uygulamanın benzeri Türkiye’de de gerçekleşmiştir. Ülkemiz, bu önemli adımı atan dünyadaki 3. ülke konumundadır.
Etiketlerde “Trans Yağ Yoktur” İfadesi Ne Anlama Geliyor?
Bu ifadenin kullanılması, MÜMSAD üyesi margarin firmalarının trans yağsız margarin üretimi gerçekleştirmesiyle başlamıştır. MÜMSAD, tüketicileri bilgilendirmek amacıyla etiketlerde “Trans yağ yoktur” ifadesinin kullanılabilmesi için Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nezdinde girişimlerde bulunmuştur. 2007 yılının Ağustos ayında, etiketleme tebliği değişmiş ve %1’in altında trans yağ içeren ürünlerde “Trans yağ yoktur” logosu ve ifadesinin kullanılmasına izin verilmiştir. Bu sayede, tüketicilerde trans yağa karşı bir farkındalık oluşturulmuştur.
Margarin Nedir? Margarinin “Sağlıksız Olduğu” Algısı Nereden Kaynaklanıyor?
Derneğimizin mücadele ettiği en önemli konulardan biri gıdada bilgi kirliliğidir. Margarin de gıda kirliliğinden nasibini almış ürünlerden biridir. 151 yıllık geçmişi olan margarin, değişen bilimsel veriler, yaşam alışkanlıkları ve teknolojik gelişmeler doğrultusunda yenilenerek üretilmeye devam etmektedir. Aslında, ülkemizde birkaç nesil margarinle büyümüş ve eski zamanlarda margarin almak bir statü sembolü olmuştur. Ancak son yıllarda margarine olan tepkiler artmıştır. Belki de yağın suçlandığı dönemlerde, bu durum margarin üzerinde yoğunlaşmıştır. Oysa ki, yağsız bir yaşam mümkün değildir ve günümüzde bilim çevreleri de bunun altını çizmektedir. Margarin, bitkisel yağların bir karışımıdır ve aslında evde de yapılabilir.
Trans yağ konusu ise, bu tepkilerin artmasında etkili olmuştur. Günümüzde Türkiye’de üretilen margarinler tamamen bitkisel yağlardan oluşur, kolesterol içermez ve trans yağ oranı %1’in altındadır. Kase margarinler, bitkisel sıvı yağlarla neredeyse aynı şekilde 100 gramında 14 ila 17 gram doymuş yağ içermektedir.
Trans Yağ İçin Getirilen %2 Limiti Zararlarından Korunmak İçin Yeterli Mi?
Trans yağ, dünyada %2’ye kadar güvenli kabul edilirken, %1’in altında olanlar yok sayılmaktadır. Yani, aldığınız bir üründe %1’in altında trans yağ bulunsa bile bu bilimsel olarak yok kabul edilmektedir. %2 limiti, bugüne kadar yapılan yüzlerce bilimsel araştırmanın sonuçlarının değerlendirilmesiyle, Dünya Sağlık Örgütü (WHO), AB Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) ve diğer bilim çevreleri tarafından ortaklaşa kabul edilen bir sınırdır. Dolayısıyla, bu limitin yeterli olduğunu söyleyebiliriz.