Teheccüd Namazının Kılınışı
Teheccüd namazı, İslam dininin önemli ibadetlerinden biri olup, yatsı namazının ardından kısa bir uyku çekildikten sonra geceleyin kılınan nafile bir namazdır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kaynaklarına göre, teheccüd namazı, müminlerin Allah’a olan yakınlıklarını artırmak ve gece vakitlerini ibadetle değerlendirmek amacıyla kılınmaktadır.
Teheccüd Namazı Nasıl Kılınır?
Teheccüd namazı kılmak isteyen kişi, öncelikle “Niyet ettim Allah rızası için teheccüd namazı kılmaya” şeklinde niyet edebilir. Bu namazın en ideal kılınış şekli, iki ile sekiz rekât arasında çift sayıda kılınmasıdır. Ancak kişi, dilerse daha fazla rekât da kılabilir. İki rekâtta bir selam vermek, fazilet açısından daha çok tercih edilse de, dört rekâtta da selam vermek mümkündür. İbn Âbidîn’in eserinde de belirtildiği gibi, iki rekâtten fazla kılındığında, arada yemek, içmek veya konuşmak gibi namaza aykırı davranışlarda bulunulmadığı takdirde, yeniden niyet etmeye gerek yoktur.
Dört rekât olarak kılındığında, ikinci rekât sonunda teşehhüd için oturulduğunda, “tahiyyat”tan sonra “Allahümme salli” ve “Allahümme barik” duaları okunması gerekmektedir. Üçüncü rekât için ayağa kalkıldığında ise önce “Sübhâneke” okunmakta, ardından “Eûzü besmele” çekilerek Fâtiha suresi okunmaktadır.
Teheccüd Namazı Nedir?
Teheccüd namazı, yatsı namazından sonra bir süre uyuduktan sonra kalkılarak kılınan nafile bir ibadettir. Hz. Peygamber (s.a.s.) bu konuda şöyle buyurmuştur: “Her kim geceleyin uyanır, ailesini de uyandırır ve iki rekât namaz kılarsa, Allah’ı çok zikreden erkekler ile kadınlardan yazılır.” (Ebû Dâvûd, Tatavvu’, 18). Ayrıca, “Farz namazlardan sonra en faziletli namaz gece namazıdır” (Müslim, Sıyâm, 202; Ebû Dâvûd, Sıyâm, 55) hadisi, gece kılınan nafile namazların gündüz kılınanlardan daha faziletli olduğunu göstermektedir.
Hz. Peygamberin (s.a.s.) bu namazı devamlı olarak kılması, teheccüd namazının bizler için bir sünnet olduğunu vurgulamaktadır. Bazı rivayetlerde ise, Peygamberin (s.a.s.), yatsı namazını kıldıktan sonra vitir namazını kılmadan uyuduğu, gece yarısından sonra uyanarak bir müddet gece namazı kıldıktan sonra vitir namazını kıldığı ve sabah namazı vaktinde sabah namazını kıldığı belirtilmektedir (Müslim, Salâtü’l-müsâfirîn, 182).