TCMB’nin Yeni Düzenlemesi: Kripto Varlıklara Yasağı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 30 Nisan itibarıyla kripto varlıkların ödemelerde kullanılmasına yönelik hizmetlerin verilmesini yasaklayan yeni bir yönetmelik yayımladı. Bu düzenlemenin yatırımcılar ve finans dünyası üzerindeki etkileri hakkında birçok soru ve tepki gündeme geldi. Yönetmelikte, “Ödeme ve elektronik para kuruluşları, kripto varlıklara ilişkin alım satım, saklama, transfer veya ihraç hizmeti sunan platformlara veya bu platformlardan yapılacak fon aktarımlarına aracılık edemez” ifadesi yer alıyor. Bu durum, kripto para borsalarında işlem yapan yatırımcıların para transferi için kullandıkları araçların sunduğu bazı hizmetlerin 30 Nisan’dan itibaren kullanılamayacağı anlamına geliyor. Özellikle Papara ve Paribu gibi uygulamalar, bu düzenlemeden olumsuz etkilenecek. Yatırımcılar, para transferlerini daha dolaylı yollarla gerçekleştirmek zorunda kalacaklar.
‘Regüle etmek ayrıdır, yasaklamak ayrıdır’
İstanbul Aydın Üniversitesi’nden ceza hukuku ve bilişim hukuku uzmanı Doç. Dr. Murat Volkan Dülger, BBC Türkçe’ye yaptığı açıklamada, bu düzenlemenin “regüle etmek yerine yasaklama olduğunu” savunarak, yasakların yasa dışılığa yönlendirdiğini belirtti: “Bir fenomeni hukuk alanında düzenlemek ve regülasyona tabi tutmak ayrı bir şeydir, yasaklamak apayrı bir şeydir. Bu yasakçı zihniyetle hiçbir yere varamazsınız. İstediğiniz kadar yasaklayın, bu yer altından çalışmaya devam eder. Bu yüzden yasaklamaya karşıyız.” Dülger, kripto para birimlerinin birçok ülkede günlük ticaretin bir parçası haline geldiğini vurgulayarak, Avrupa Birliği’nin 2019 yılında kripto paraları klasik mal ve hizmetler dışında bir ödeme aracı olarak kabul ettiğini ifade etti. “Sizin korkulara kapılıp bunu yasaklamanız, bu alanda dünyayla rekabet edemeyeceğiniz anlamına gelir” yorumunu yaptı.
‘Her şeyin kontrol edilmesi yönünde bir yönetim anlayışı var’
Düzenlemede “suç gelirlerinin aklanması” ve “terörizmin finansmanı” gibi gerekçelerin bulunması da ayrı bir tartışma konusu. Dülger, kripto para ile ödeme hizmetlerini yasaklamanın, “İnternetin fişini çekmeye benzediği” görüşünde. “Suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanı konusundaki kaygılar nedeniyle bunun yasaklandığı görülüyor. Türkiye’de bir yılda binlerce insan trafikte yaralanıyor veya hayatını kaybediyor. O zaman araç trafiğini de yasaklayalım. İnternette terör özendiriliyor, pornografi var, onun da fişini çekelim. Bu mümkün mü? Hayır. Bu nedenle çeşitli düzenlemelerle bunları regüle etmeliyiz.” Dülger, Türkiye’de her şeyin kontrol edilmesine yönelik bir yönetim anlayışının hakim olduğunu ve “Kontrol edemediğimizi yasaklayalım” yaklaşımının benimsendiğini ekliyor.
Hangi Düzenlemeler Yapılabilirdi?
Uzmanların önerisi, kripto paralarla yapılacak ödemelerin yasaklanması yerine, bu işlemlerin hangi şartlarda yapılabileceğine dair düzenlemeler yapılması yönünde. Doç. Dr. Murat Volkan Dülger, yapılabilecek regülasyonları şu şekilde özetliyor:
- Kripto paraların hangi alanlarda ödeme aracı olarak kabul edilebileceği,
- Burada aracılık hizmeti verecek şirketlerin hangi yapıya sahip olacağı,
- Bu şirketlerin belirli bir yere kayıt edilmesinin zorunlu olup olmayacağı,
- Bu şirketlerin, aracılık ettikleri hizmetler karşılığında doğabilecek zararlar için bir yedek akçe ayırıp ayırmayacakları ya da bunları sigorta edip etmeyecekleri gibi düzenlemeler gerekiyordu.
Dülger, “Bu düzenlemeler, daha çok yönetmelikte ortaya çıkan, vatandaşın muhtemel zararını karşılamak ve bu aracılık hizmeti veren şirketlerin güvenilir finans şirketleri olmasını sağlamak yönünde olmalıydı. Ancak bu yapılmamış” şeklinde ifade ediyor.
Papara CEO’su Karslı: Düzenlemeye Temelden Karşıyım
Düzenlemeden doğrudan etkilenen şirketlerden Papara’nın CEO’su Ahmed Karslı, A Para’ya yaptığı açıklamada, düzenlemeye temelden karşı olduğunu belirtti: “Düzenlemeye temelden karşıyım. Hem bir hukukçu hem de beş yıldır ‘fintek’ sektöründe olan birisi olarak, yasaklamanın en kolay yöntem olduğunu düşünüyorum. Paydaşlarla tartışıp konuşarak daha yaratıcı bir şekilde sorunları çözmeye odaklanmak daha mantıklıydı.” Karslı, düzenlemenin hem kamu politikalarıyla hem de global düzenlemelerle çeliştiğini ifade ederek, “Cumhurbaşkanı’nın kendi ifadeleriyle, bankacılık sektöründe bankaların payının azaltılması ve finteklerle bu payın dengelenmesi, dolayısıyla daha sağlıklı bir bankacılık altyapısının kurulması konuşuluyordu. Ama düzenlemeye baktığımızda, kripto varlıklara ilişkin platformlara yapılan ödemelerde banka hesabı kullanabilirsiniz ama bir fintek kuruluşu ya da Papara hesabı kullanamazsınız sonucu çıkıyor” dedi.
‘Yatırımcıları Sakinleştirmeye Çalışıyoruz’
Kripto para alım satım platformu BtcTurk CEO’su Özgür Güneri, düzenlemeyle ilgili yaptığı açıklamada, orta ve uzun vadede Türkiye’de kripto varlıklara yönelik olumsuz bir düzenleme beklemediğini söyledi. BtcTurk Yönetim Kurulu Üyesi Bora Oruç ise üst segment ev ve araba satışları için dijital paraların kullanılmasına yönelik girişimlerden bahsederek, “Türk lirasının yerini alacak şekilde bunun ödeme aracı olarak kullanılmasını elbette istemiyorlar. Merkez Bankası buna ilişkin bir adım atmış durumda” dedi. Oruç, sektör paydaşlarının yapılabilecek düzenlemelerle ilgili Merkez Bankası’yla görüşmesi gerektiğini de ekledi: “Paydaşlar olarak bir araya gelirsiniz, bir dernek-birlik çatısı altında da olabilir, Merkez Bankası’na gidip, ‘Bunun etkinliği budur, globaldeki gelişmeler budur, sizin düzenleyeceğiniz bizim de uyacağımız kurallar çerçevesinde hareket edelim’ dersiniz. Ama hiçbir düzenleme olmadan ödeme aracı olarak hayata geçirmek mümkün değil.”
‘Rasyonelite Dışı Kararlar’
Kripto para piyasalarına yönelik düzenlemelerin finans piyasalarının geneline nasıl etki edebileceği konusunda kamuoyunda soru işaretleri var. Doç. Dr. Murat Volkan Dülger, “finans piyasalarındaki sorunlara bir yenisi daha eklenir” diyor: “Türkiye uzun yıllardan beri bu yasakçı yönetim anlayışıyla bir çölleşmeye doğru gidiyor. Alınan bu rasyonelite dışı kararlarla, güvenliğin özgürlüğün önüne geçmesi nedeniyle, Türkiye’nin finans piyasaları ciddi kan kaybeder.” Dülger, kripto paralara yönelik sınırlamaları internet yasaklarına benzeterek, “Türkiye bu tip yasaklarla geleceğine ket vuruyor. Bu piyasaya izin vermezseniz insanlar bu piyasada çalışmazlar, bu piyasaya yenilik getirmeye, yeni ürünler getirmeye çalışmazlar ve hem bilişim alanında hem de finans anlamında Türkiye’nin geleceğine ket vurursunuz. Olan şey budur” şeklinde düşüncelerini aktardı.