ABONE OL
Bildiğim kadarıyla, tam zamanlı bir gezgin olmak için işinizden istifa etmediniz. Önce istifa edip, hatta iş arayıp, sonrasında kendinizi doğada ve yollarda buldunuz. Biraz anlatır mısınız bize, bu süreç nasıl gelişti? HAZIRLAYAN – GONCA KOCABAŞ
Evet, kesinlikle bu yola ‘ben gezgin olacağım’ diyerek girmedim. Her şey benim için çok doğal ve gelişigüzel bir şekilde oldu; bu da en güzeli değil mi?
Plansız bir şekilde, farkında bile olmadan zamanla ‘özlem keşifte’ ismi benimle özdeşleşti. İş yerimden ayrılma sebebim, tamamen işimle alakalı sebeplerdi, seyahat etme isteğimden değil. Ardından, sanki bir programa uymuşum gibi, çeşitli iş görüşmelerine katıldım ve bir süre yeni bir iş aramak zorunda kaldım.
İnanır mısınız, o süreçte ilk defa bahar mevsiminin geldiğini anladım ve algılarımın açılmasıyla birlikte kendimde bir değişim fark ettim. Son yıllardaki iş koşturmacası, hafta sonları olan cafe buluşmalarım beni o kadar yormuştu ki, bu yorgunluktan uzaklaştıktan sonra algılarımın açıldığını hissettim. Bu keşfim çok yeni başlarken, bir arkadaşımın “kamp etkinliğine gidelim mi?” demesiyle, şimdiki yaşam tarzımın kapılarını farkında olmadan aralamış oldum.
Şimdiki kadar sık seyahatler yapmadan önce de gezmeyi seviyor muydunuz? Yoksa bu seyahat tutkusu sonradan mı gelişti? Algılarımın bir şalter gibi açılmasından sonra birçok şey değişti. Öncesinde gezmeye fazlasıyla ilgim yoktu. Seyahate çıktıktan bir süre sonra sıkılıyor, yoruluyor ve geri dönmek istiyordum. Şimdiki gezi anlayışıma göre daha farklı, daha yüzeysel geziyordum. Artık keşif ve öğrenme dolu seyahatler yapıyorum ve bu, beni her açıdan çok daha geliştirdi.
Kaç yıldır tam zamanlı geziyorsunuz ve nasıl geçiniyorsunuz? Üç yıldan fazladır tam zamanlı geziyorum. Bu keşif dürtüsüyle birlikte, birçok konuda minimalist bir yaşam tarzı benimsedim. Hiçbir şey planlı değildi; hayatıma giren her şey, bir sonrakine zemin hazırladı. Artık giderlerimi sosyal medyadan elde ettiğim gelirle karşılıyorum.
Seyahat öncesi hazırlık aşamasında nasıl yollar izliyorsunuz? Gideceğiniz, konaklayacağınız yerleri nasıl seçiyorsunuz? Seyahat öncesi ilk olarak detaylı bir rota araştırması yapıyorum. Bunun için Instagram, Youtube ve çeşitli web sitelerinden içerikler izliyorum ve okuyorum. Görmek istediğim yerleri haritadan işaretliyorum, ardından etraflarındaki konaklama yerlerini ve ilginç içerik oluşturabileceğim yerleri araştırıyorum. Bu bilgilerle bir plan oluşturup tüm detayları e-postamda saklıyorum.
Tek başınıza gezerken korkmuyor musunuz? Bireysel güvenliğinizi nasıl sağlıyorsunuz? Tek başıma gezerken, elbette yanımda birisi varken hissettiğim gibi olmuyor. Az da olsa bazı tedbirler almak zorundayım. Mecbur kalmadıkça tek başımayken otostop çekmemeye çalışıyorum; eğer çekmem gerekirse de dikkatli araç ve kişi seçiyorum. Bu tedbirleri aldıktan sonra keşfetme duygusu, endişelerimin önüne geçiyor.
Hem Youtube hem de Instagram’da, seyahat ettiğiniz yerleri anlatıyorsunuz. Bazen, herhangi bir çekim yapmadan sadece gezmek istediğiniz zamanlar oluyor mu? YouTube, Instagram, Tiktok ve web sitemde ‘Özlem Keşifte’ adıyla sık sık içerikler paylaşıyorum. Bu içerikleri takipçilerimle paylaşırken, benliğimi de yaşıyorum. Yeni yerleri keşfederken, siz de görün, keşfedin heyecanımı hissedin istiyorum. Instagram’da anlık hikaye paylaşımlarında, seyredenlerin yanımdaymış gibi o anı benimle yaşadığını hissediyorum. O yüzden çekim yapmadığımda bir şeyler eksik gibi geliyor. Tüm bunlar benim tutkularım, bu yüzden severek yapıyorum. Adı üstünde, ‘Özlem keşifte’.
Aileniz ve arkadaşlarınız, bu tam zamanlı gezgin olma halinizi nasıl karşılıyor? Ailem, özellikle annem, biraz zor alıştı. Hep bir heves içinde olduğumu ve bir gün mesleğime döneceğimi düşündü. Ama şimdi, bu işten gelir elde etmeye başladıktan sonra o da benimsemiş durumda. Arkadaşlarıma gelince, bazılarını da yola çıkarmayı başardım. Hiç kamp yapmayan arkadaşlarım şimdi çadır alıp sürekli plan yapalım diyorlar.
Belli bir zaman verdiniz mi kendinize, yeniden kurumsal bir şirkette işe başlayıp çalışmak için, yoksa yol ne zaman ne gösterirse öyle mi hareket edeceksiniz? Birkaç kez eski mesleğime dönmeyi denedim ama 2-3 aydan ileriye gidemediğim için sanırım artık kurumsal hayata dönmeyi hiç istemiyorum. Şu anda tamamen kendime oluşturduğum yeni mesleğime odaklanıyorum. ‘Özlem Keşifte’ kullanıcı adıyla sosyal mecralara içerikler üretiyor ve kazanıyorum. Kendi yolumu çizdim ve ilerliyorum.
Kendinizi tam anlamıyla finanse edebiliyor musunuz? ‘Tam anlamıyla’ ifadesi bence oldukça göreceli. Son birkaç aydır kendimi bana göre tam anlamıyla finanse edebilmeyi başardım. Şu anki gelirlerim bana yetiyor. Bunun bir tık üstü, daha teknolojik ekipmanlara yatırımlarım olacaktır. Sevdiğim işi yapmanın yanı sıra para kazanmanın keyfi muhteşem bir haz veriyor. Bu öyle güzel bir duygu ki asla çalışıyormuş gibi hissetmiyorsunuz. İnşallah bir gün herkes sevdiği işi yapabilir.
Gelecek kaygısı yaşıyor musunuz? Sosyal medyadan bir süre sonra gelir elde etmeye başladığım için, çok da gelecek kaygısı yaşamıyorum. ‘Özlem Keşifte’ olmak beni yalnızca içerik paylaşmaktan çok daha ileriye götürdü. İlk zamanlarda sadece Instagram dünyasında idim ama bu markaya sahip olduktan sonra farklı kapıları aralamaya başladım ve gelir elde etmeye başladım. Hala kendime ve markama yatırımlar yapıyorum. Hem geziyorum hem de gelir elde edebiliyorum.
Kaç ülkeye gittiniz şu ana kadar ve aralarında en etkilendiğiniz hangisi oldu? Şimdiye kadar Cape Town, Fas ve Ukrayna olmak üzere 3 ülkeye gittim. İçlerinde en çok Cape Town’dan etkilendim. Bu ülkenin gerçekten çok bambaşka bir doğası var; doğal güzelliklerini korumayı çok iyi başarmışlar. Orada bulunduğum her günü doğada çeşitli aktivitelerle geçirerek, ülkeden büyük keyif aldım. Şimdilerde pandemi sürecine girmemiş olsaydık, şu sıralar Asya turuna çıkmış olacaktım.
Çok yakın zamanda Karadeniz’i otostop ile gezdiniz. Karadeniz insanının yaklaşımı nasıldı? ‘Aman kızım ne işin var otostopla geziyorsun buralarda?’ dediklerini hayal ediyorum, nedense. Siz neler yaşadınız bu süreçte? Tam 25 günlük Doğu Karadeniz turumdan döneli henüz 5 gün oldu. Net bir şekilde söyleyebilirim ki orası bambaşka bir dünya. Karadeniz gezimi içime sinerek yapabilmek için doğru zamanı bekliyordum ve iyi ki beklemişim; daha önce birkaç günlük dahi olsa gitmemiştim. Bir gittim, 25 gün gelmedim! Dönüş tarihimin belli olmayarak yola çıktığım en sevdiğim seyahatlerimden biri oldu.
Beni Karadeniz insanı, Karadeniz’de tanıdım. Asla o kadar sempatik, yardımsever ve hoşgörülü olduklarını bilmiyordum. Otostop kısmına gelirsek, sadece Karadeniz’de değil, ülkemizin hemen hemen her yerinde otostop çekerek olağanüstü bir şey yapıyormuşuz gibi karşılanıyoruz. Tabi ki orada da “korkmuyor musunuz?” sorusunu defalarca aldık. Soruyorlar ama bir taraftan da bizim anlattıklarımızdan etkilenip hevesleniyorlar gibi hissediyorum. Karadeniz’de çok kez yolunu uzatıp ya da değiştirip gideceğimiz yere kadar bırakanlar oldu. Yani benim 25 günlük deneyimime göre Karadenizliler otostop kültürünü benimsemişler. Bu vesileyle de yolculuğuma yardım eden bütün Karadenizlilere teşekkürlerimi iletmek isterim.
Karadeniz, iklimi, insanları ve coğrafyasıyla bambaşka bir görsel şölen sunuyor herkese. Sizin en sevdiğiniz, hayran kalıp tekrar tekrar gitmek istediğiniz yer neresi oldu? Karadeniz’de en sevdiğim yer, hiç düşünmeden söyleyebilirim ki Didindola yaylası oldu. Karadeniz gezim boyunca hedefim daha izole, daha doğal hayatın yaşandığı yaylaları görmekti. İşte Didindola yaylası da tam olarak doğal yayla hayatının yaşandığı Rize yaylalarından bir tanesi. Biz oradayken oradaki tek turist bizdik. Altıparmak dağlarının eteklerinde, sularını dağlardan gelen buzul sularından karşılayan, elektriğini kendileri üreten, içerisine araç girmeyen, mis gibi bir yayla. Orası benim hayatımda keşfettiğim en güzel yerler listesine üst sıralardan girdi. Kesinlikle Didindola yaylasına tekrar gitmeyi çok isterim.
Karadeniz insanı, sempatikliğiyle de fıkralara çoğu zaman konu olur. Karadeniz turunda unutulmaz dediğiniz bir anınız var mı? Karadeniz insanı, sizin de dediğiniz gibi çok komikler; espri yapıyor ve espriyi anlıyorlar da. Bu da arada çok tatlı bir samimiyet oluşturuyor. Yine size öyleyse Didindola yaylasından bahsedeyim. Yaylada bir yayla evine misafir olduk ve orada konakladık. Oradaki evlerine konuk olduğumuz yaylalılarla olan sohbetlerimizi ve gülmelerimizi unutamam. Her anları komik olduğu için net bir şeyden bahsedemeyeceğim ama genel olarak sohbetleri çok keyifliydi.
Sizin gibi tam zamanlı gezmek isteyenlere ne önerirsiniz? Hayatımız, her günümüz, her anımız sadece bir tane ve her geçen gün bir eksiliyor. Bu yüzden kendine geç kalma!