Bilimsel yöntem ve titiz araştırma standartlarını içermeyen, ancak bilimsel olduğu iddia edilen bilgiler, genellikle “Sözdebilim” olarak nitelendirilmektedir. Sözdebilimin toplumda kabul görmesi için çeşitli iletişim teknikleri kullanılabilir. Bu tekniklerden biri de Barnum Etkisi’dir. Bu etki, insanların belirsiz ve genel ifadeleri kendilerine özel olarak algılama eğiliminde olmalarından kaynaklanır. Bilim insanları, bilimin özellikleriyle çelişen ve kanıtlanmamış durumlara karşı dikkatli olunması gerektiğini vurgulamaktadır.
Independent Türkçe‘den Esra Öz’e konuşan bilim insanları, astrolojiyle ilgili sıkça merak edilen konuları ele aldı.
“Gök Cisimlerinin İnsanlar Üzerindeki Etkisi Kanıtlanmamıştır”
Lisans ve yüksek lisans eğitimini ODTÜ’de tamamlayan, ardından NASA Marshall Uzay Üssü’nde yüksek lisans yapan ve aynı üniversitede doktorasını bitiren Dr. Esra Bülbül, Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi, MIT ve NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nde doktora sonrası araştırmalar gerçekleştirmiştir. Halen Max Planck Dünya Dışı Fiziği Enstitüsü’nde eROSITA galaksi kümeleri ve kozmoloji grubunu yönetmektedir. Bülbül, astrolojinin gökyüzündeki gezegenlerin ve yıldızların insanların geleceği ve kişilikleri üzerindeki etkisini incelediğini belirtirken, “Gök cisimlerinin hareketlerini ve fiziğini astronomi bilimi inceler. Astroloji bir bilim dalı değildir ve gök cisimlerinin insanların kişiliğine veya geleceğini tahmin etmekte kullanıldığına dair hiçbir bilimsel veri mevcut değildir” uyarısında bulunmaktadır.
“Astrolojinin Bilim Olması Mümkün Değil”
Bülbül, gök cisimlerinin konumunun salgınları veya olayların zamanını tahmin etme yetisinin olmadığını dile getirerek, “Ay tutulmasının insanların hayatlarını etkilediğine dair bilimsel bir kanıt yoktur. Şu ana kadar, gök cisimlerinin insanların geleceğini ve kişiliğini etkilediğine dair herhangi bir bilimsel tutarlı kanıt sunulmamıştır. Bu nedenle astrolojinin sözdebilimden öteye gitmesi mümkün değildir” ifadelerini kullanmaktadır.
“Astrologların Tahminleri Şansa Dayalıdır”
Bülbül, günümüzde astroloji eğitimi veren sınırlı sayıda yer bulunduğunu vurgulayarak, “Bu durum astrolojinin bilim olduğunu göstermez. Modern bilim insanlarının genel görüşü, astrolojinin bir bilim dalı olmadığı yönündedir. Shawn Carlson’ın 1985 yılında Nature Dergisi’nde yayınladığı ve tanınmış 28 astrologla gerçekleştirdiği deney, astrologların insanların kişiliklerini tahmin etme becerisinin şansa dayalı olduğunu göstermiştir. Bu deney, astrolojinin bir sözdebilim olduğunu kanıtlamaktadır. Dean & Kelly (2003) gibi bilim insanları tarafından yapılan birçok araştırma da benzer sonuçlara ulaşmıştır” şeklinde bilgi vermektedir.
“Astroloji Bilim Değil, Sözdebilimdir”
ODTÜ’de Elektrik-Elektronik Mühendisliği ve Fizik alanında çift ana dal yaparak Harvard Üniversitesi’nde fizik doktorası alan Dr. Tansu Daylan, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde astrofizik alanında doktora sonrası araştırmacı olarak çalışmaktadır. NASA’nın TESS teleskobunun doktora sonrası araştırmacısı olan Daylan, “Astrolojide sıkça belirsiz ve yanlışlanabilir tahminlerde bulunulur. Nadir durumlarda yanlışlanabilir yargılar ortaya çıktığında da bunlar yanlışlanabilmektedir. Bu nedenle astrolojinin doğa olaylarını açıklama gücü yoktur. Astrolojinin ürettiği bilgilerle hâlâ bir doğa olayı tekrarlanabilir şekilde açıklanmamaktadır. Ayrıca astrolojik çıkarımlar fiziksel süreçlere dayanmadığı için, bu tahminlerin yorumu kişilerin öznel duygu ve deneyimlerine göre değişir. Bu sebeplerden dolayı, astroloji bir bilim değil, bilimsel yöntemi kullanıyormuş gibi görünen bir sözdebilimdir” şeklinde ifade etmektedir.
“Bilim İnsanları Astrolojiyi Geçersiz Görüyor”
Daylan, “Bilimsel yöntem uygulanırken belirli bir modelin aksi kanıtlandığında o model güncellenir veya terk edilir. Astroloji için bu gerçekleşmediğinden, günümüzde hâlâ yanlış olduğunu bildiğimiz Aristoteles fiziğinden bazı fikirleri benimsemektedir. Astrolojinin geçerliliği konusunda yapılan çalışmalar, astrologların doğum haritalarını kişilik özelliklerine eşleme performansını incelemiştir. Örneğin, Shawn Carlson’ın 1985 makalesinde, astrologların eşleme başarı yüzdesinin rastgele seçimden daha iyi olmadığı gösterilmiştir. Bilim insanları bu nedenlerden ötürü astrolojiyi geçersiz görmektedir” demektedir.
“Kontrollü Deneyler Yapılamıyor”
Bilkent Üniversitesi Fizik Bölümü mezunu Dr. Şeyda İpek, astrolojinin bilimsel düşünce çerçevesinde bir bilim olmadığını belirtmektedir. İpek, “Bunun temel nedeni kontrollü deneylerin yapılamaması. Astrolojinin bilim olduğunu iddia edenler olabilir, ancak bu tartışmalar bilime zarar vermez” demektedir.
“Gök Cisimleri Fiziksel Olayları Etkilemez”
İpek, Ay’ın Dünya etrafındaki hareketinin gelgitleri etkilediğini belirtirken, “Ayrıca kadınların adet döngülerinin ayın döngüsüyle ilişkili olduğu deneyimlenmiştir. Ancak, gökyüzündeki cisimlerin Dünya’daki fiziksel olayları etkileyecek kadar güçlü olmadığını biliyoruz. Bu durumu hesaplamak zordur” ifadelerini kullanmaktadır.
“Astrolog Yetiştiren Kurumlar Akredite Değildir”
İpek, “Astrolog yetiştiren geleneksel bir üniversite yoktur. Kendisine okul veya üniversite diyen yerler olabilir ama bunlar akredite olmuş kurumlar değildir. Astrolojinin insanlık kültüründeki yeri üzerine araştırmalar yapılabilir. Ancak astrolojinin gerçekliği üzerine eğitim vermek bilimsel bir yaklaşım değildir” diyerek sözlerini sürdürmektedir.
“Umarım Astroloji Meraklıları Dikkatli Olur”
İpek, “Kendi gücümüz dışında olan olayları kontrol altına almanın veya bu olaylar için hazırlıklı olmanın anlaşılabilir olduğunu düşünüyorum. Ancak bu duyguları suistimal eden insanların varlığı üzücüdür. Umarım astroloji meraklıları bu kişilerden uzak durur ve geleceklerini kontrol altına almak için daha sağlıklı yollar, örneğin bir terapistle görüşmek gibi yöntemler izlerler” şeklinde önerilerde bulunmaktadır.
“Bilimsel Metodun Temel Özellikleri”
Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü mezunu Doç. Dr. Can Kılıç, bilimsel metodun en önemli özelliklerinden birinin test edilebilirlik ve deneysel sonuçların tekrarlanabilirliği olduğunu ifade etmektedir. Kılıç, “Bu kriterleri karşılamayan inanışlar bilim olarak tanımlanamaz. Astrolojinin deneysel olarak test edilmesi oldukça kolaydır. Aynı burçta doğan bireyleri uzun yıllar takip ederek karakterleri arasındaki korelasyonları ölçmek mümkündür. Bilimsel deney yöntemleri kullanılarak yapılan bu tür deneyler, astrolojinin doğruluk oranının rastlantısal söylemlerden farklı olmadığını ortaya koyacaktır” demektedir.
“Astroloji Evrensel Olarak Kabul Edilen Yasalara Sahip Değildir”
Kılıç, “Her astrolog astrolojiyi kendi anlayışına göre yorumlayabilir. Ancak bunun eğitim olarak adlandırılabilmesi için tüm astrologların birbirleriyle çelişmeyen bilgiler sunmaları gerekir. Astroloji bir bilim değildir ve evrensel olarak kabul edilen yasaları yoktur. Örneğin, her gazetede yayınlanan günlük fal birbirinden farklıdır. Farklı astrologlar aynı konu üzerinde farklı tahminlerde bulunmaktadır. Bu nedenle astrolojinin evrensel bir eğitim alması mümkün değildir” değerlendirmesinde bulunmaktadır.
“Bilim, İnanışlarımıza En İyi Savunmayı Sunar”
Kılıç, “Bilim, istediğimiz şeylere inanmamıza karşı en iyi savunmadır” diyerek, insanlara astrolojik bir çıkarım duyduklarında kendilerine “buna objektif ve kanıtlanabilir bir sebepten mi, yoksa sadece bana duymak istediğim şeyleri söylediği için mi inanmak istiyorum?” sorusunu sormalarını tavsiye etmektedir.
“Ay Tutulması ve Doğa Kanunları”
Kılıç, insanlığın geçmişinde salgınlara ve doğal afetlere neyin sebep olduğunu bilmediğini vurgulayarak, “Sürekli sebep-sonuç ilişkisi arayışında olan insan zihni, bunları görebildiği ya da hayal edebildiği başka olaylara bağlamayı tercih etmiştir. Ancak bilimsel metot sayesinde bilgi dağarcığımız büyük ölçüde gelişmiştir. Artık salgınların mikroskobik canlılardan kaynaklandığını biliyoruz. Ay tutulması, Ay ve Güneş’in gökyüzünde aynı yönde bulunduğunda gerçekleşir. Ay ve Güneş gibi cisimlerin dünyaya etkisi yerçekimidir ve bu etkiler her zaman mevcuttur. Ay tutulması sırasında doğa kanunlarının işleyişi, diğer zamanlardan farklı değildir” şeklinde açıklamalarda bulunmaktadır.
[1] https://ui.adsabs.harvard.edu/abs/1985Natur.318..419C/abstract
[2] https://www.telegraph.co.uk/news/uknews/1439101/Astrologers-fail-to-predict-proof-they-are-wrong.html
[3] Carlson, S. (1985). A double-blind test of astrology. Nature, 318(6045), 419–425
[4] Dean, G., & Kelly, I. (2003). Is astrology relevant to consciousness and psi, Journal of Consciousness Studies 10 (6-7):175-198
[5] Bastedo, R.W. (1978). An empirical test of popular astrology. Skeptical Inquirer, 3(1), 17-38.
Tyson, G.A. (1980). Occupation and astrology or season of birth: a myth? The Journal of Social Psychology, 110, 73-78.