CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin MYK gündemiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Hafta sonu alınan KKM kararına ait de değerlendirmelerde bulunan Öztrak KKM’den çıkışa ait iktisat idaresine davette bulundu.
Öztrak’ın açıklamasından öne çıkanlar şu biçimde:
“ENFLASYON ULUSAL PARAMIZI PUL ETTİ”
“HER AİLEYE 27 BİN 577 LİRA VEREBİLİRDİK”
Dolarizasyon yüzde 70’e dayandı. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yüksek düzeyine çıktı. Biz bu türlü bir tabloyla ne 1990’larda, ne de 2001 krizi vaktinde karşılaştık. Biz bunların olacağını söyledik. Hükümeti çok uyardık. Ve geldiğimiz noktada ne yazık ki biz haklı çıktık. Bundan elbette keyifli değiliz. 11 Ağustos itibariyle Kur Muhafazalı Mevduat bakiyesi, 125 milyar dolara ulaştı. “Hazine’ye tek kuruş yük getirmeyecek” diyerek pazarladıkları KKM, elde avuçta ne varsa yiyip bitiren hayırsız evlada dönüştü. Geçen yıldan bu yana KKM nedeniyle Hazine’nin kasasından çıkan para, 152 milyar lira. Merkez Bankası kasasından ne kadar çıktı? Bunu tam olarak bilmiyoruz. Zira burada da şeffaflık yok. Devlet sırrı üzere saklıyorlar. Millet iradesinin tecelligâhı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bile bilgi vermiyorlar. Merkez Bankası bilançosu datalarından anladığımız, KKM’ın Merkez Bankası’na ve devlete ziyanı, 17 Ağustos itibariyle 565 milyar lira. Ortada çok büyük bir yıkım var. KKM için bugüne kadar ödenen 717 milyar lirayı ödemeseydik, her bir aileye 27 bin 577 lira verebilirdik. Ya da bu parayla İki tane Osmangazi Köprüsü dahil İstanbul-İzmir Otoyolu yapabilir üstüne bir tane Yavuz Sultan Selim Köprüsü İki tane de Avrasya Tüneli yapabilirdik. İşte kendilerini akıllı, uyanık sananların getirdiği KKM’nin şu ana kadar millete neye mal olduğunun kolay bir bilançosu…
“ÖDEMELERİ BÜTÇEDEN KAÇIRDILAR”
KKM, 2018 yılında başlayan tek adam idaresinin bu ülke iktisadına diktiği son tüydür. Daha evvel dövizle borçlandırılan bir avuç şirketi kurtarmak için Merkez Bankası’nın art kapısından satılan 128 milyar doların millete çıkan faturasıdır. Yandaş zombi şirketlerin “Yüksek enflasyon” ortamında TL borçlarının düşük faizle ödenmesine yardımcı olmak için halkımızın sırtına yüklenen yüktür. Emekliden, çiftçiden, işsiz gençten, milyonlarca dar ve sabit gelirliden milyarlarca liranın alınıp bir avuç güçlü yandaşa peşkeş çekilmesidir. İktisat idaresinin yeni vitrini, bu durumu sürdüremeyeceklerinin farkında. Bu denetim altına alınmadan, dışarıdan para bulamayacaklarını çok güzel biliyorlar. Evvel torba kanunla, Hazine’den bu hesaplara ödenen garantileri Merkez Bankası’na aktardılar. Bu ödemeleri bütçeden kaçırdılar lakin kimseyi ikna edemediler
“KKM YÜKÜNÜ HAFİFLETMEYE ÇALIŞACAKLAR”
Daha evvel döviz hesaplarını Kur Muhafazalı Mevduat’a çevirmek için bankalara maksat koyan hükümet, artık hafta sonu açıkladıkları kararlarla, Kur Muhafazalı Mevduatı, Türk Lirası mevduata çevirmek için amaç koydu. Yeni iktisat vitrini, Erdoğan’ın ekonomiyi ayağa kaldıracak “Büyük projesini” bir anda cami avlusuna bıraktı. Artık bir yandan bankaların yabancı para mecburî karşılıklarını artırarak, döviz rezervlerini makyajlamaya, başka yandan bankaların menkul değer tesisleriyle oynayarak, KKM yükünü hafifletmeye çalışacaklar. Yeniden kesim modül, bölük pörçük işler.
“KKM’DEN ÇIKIŞ İÇİN ORTA VADELİ BİR STRATEJİ HAZIRLAYACAKSINIZ”
Çok açık söyleyelim. Bu iş bu türlü yapılmaz. Ülkenin başına bela ettiğiniz KKM, bu türlü tasfiye edilmez. Evvel geleceksiniz bu KKM’nin kamuya yükü ne kadar? Bunu kalem kalem Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde açıklayacaksınız. KKM’nin ne kadarı bireylere, ne kadarı şirketlere ilişkin? KKM kapsamında ne kadar vergi muafiyeti sağlandı? Bunları milletle paylaşacaksınız. Akabinde KKM’den çıkış için orta vadeli bir strateji hazırlayacaksınız. Bu stratejiyi bütüncül bir makroekonomik programın içine yerleştireceksiniz. Bunları yapacaksınız ki, millet ve tüm dünya, “Galiba iktisatta oyunun kuralları sahiden değişiyor” diyecek. Bunları yapmadan çarçabuk aldığınız kararlarla dün ak dediğinize, bugün kara diyerek, piyasalarda meçhullüğü ve huzursuzluğu daha da artırırsınız.
“TL MEVDUAT FAİZLERİ SÜRATLE ARTACAK”
İşte daha birkaç hafta evvel Merkez Bankası’nın yeni başkanı, TL mevduat faizlerinin düşmesini alkışlıyordu. “TL mevduat faizi, siyaset faizine yaklaşmalı” diyordu. Ancak hafta sonu aldıkları son kararlarla, TL mevduat faizleri süratle artacak. Bu kararı uygulamak için bankalar kaçınılmaz olarak KKM mevduat sahiplerini çok yüksek faizli mevduatlarla TL mevduata dönmeye, ikna etmeye çalışacak. Buna bir çeşit “süper mevduat” diyebiliriz. Mevduat faizlerinin yükselmesi demek, banka açısından para toplamanın maliyetinin yükselmesi demek. Bankalar hayır müessesi olmadığına nazaran bunu bir yerden çıkaracak. Bankaların verdiği hizmetlerin ve vatandaşa vereceği kredilerin faizleri de yükselecek. Önümüzdeki periyotta krediye ulaşmak bugünkünden çok daha maliyetli olacak. Yapay teneffüsle ayakta duran zombi şirketler için, borç yükü altında ezilen, “Ali’nin külahını Veli’ye Veli’nin külahını Ali’ye giydirerek” ömrünü sürdürmeye çalışan aileler için hayat daha da zorlaşacak.
“HER BASKI TELİN KOPMA RİSKİNİ ARTIRACAK”
“SARAYIN VEBALİ SİZİN SIRTINIZA KALIR”
Ne yazık ki bu ülkede en süratli harcanan makam, Merkez Bankası başkanlık makamı oldu. Son beş yılda, beş Merkez Bankası başkanı gördük. Onun için biz yeni lidere da, Yeni Hazine ve Maliye Bakanı’na da buradan sesleniyoruz: Artık daha fazla vakit kaybetmeyin. Herkese itimat verecek dengeli bir programı milletin önüne koyun. Faturayı milletin sırtına yüklemekten vazgeçin. Bu programın içerisinde, KKM’yi nasıl tasfiye edeceğinizi milletle paylaşın. Kelam verdiğiniz üzere “şeffaf” olun. Hesap vermekten kaçmayın. Bütçe süreci başlıyor. Orta Vadeli Programı açıklayacaksınız. 12. Kalkınma Planı’nın da eli kulağında. Bu resmi dokümanlar çok çok değerlidir. Önünüzde bir fırsat var. Laf olsun torba dolsun diye değil, bu kere önemli bir stratejiyi de OVP ile birlikte açıklayın. Yoksa Sarayın irrasyonelliğinin vebali, sizin sırtınızda kalır.
“TULUMBADA SU VAR MI? HAYIR”
Genel Liderimiz da dün yaptığı açıklamada bu davette bulundu. Bunlar yapılmazsa milletimizin ödeyeceği fatura altından kalkılması çok sıkıntı bir noktaya ulaşacak. Yapabilirler mi? En büyük kısıt Sarayda oturdukça hayır. Sonuçta, KKM’nin yılsonunda millete yüzlerce milyar liralık fatura çıkarması kaçınılmaz. Bunu Merkez Bankası nereden ödeyecek? Tulumbada su var mı? Hayır. O halde ne yapacak? Para basacak. Pekala, Merkez Bankası hem daha fazla para basıp, hem enflasyonla nasıl gayret edecek? Etmeyecek. Bunu kendileri de açıkça söylüyorlar zati.
“YANDAŞLARA MİLYARLARI KAPTIRACAKSINIZ SORUMLUSU MEMUR OLACAK”
Merkez Bankası Başkanı, “Önümüzdeki üç yıl çift haneli enflasyon” diyor. Niyet muhakkak, para basarak milletin elindeki avucundakini, enflasyonla almak. Milleti daha da yoksullaştırmak. Erdoğan’ın iktisadın başına “Yeni İktisat Çarı” olarak getirdiği Şimşek’in ağzından, beylik laflar dışında bir şey çıkmıyor. Geldiği günden bu yana artırımdan diğer bir şey yapmadı. Bir tasarruf genelgesi çıkardı, onu da ciddiye alan olmadı. Lakin enflasyonun sorumlusunu bulmuş, “Memur artırımı yüzünden bu türlü oldu” diyor. Dolar baronlarına, dövizle garanti verdiğiniz yandaşlara milyarları kaptıracaksınız, sonra da sorumlusu memur olacak.
“GECİKTİRMEDİKLERİ TEK ŞEY ZAM”
Bir AK Partili belediye meclisi üyesi de “Alın terinin hakkından tasarruf olmaz” diyen sendikaya “Ulan tarla mı kazıyorsunuz? Ne alın teri?” diye laf yetiştiriyor. İşte Ak Parti zihniyetinin devlete, devletin memuruna bakışı bu! İktisadın dar gününde vazifeye gelen Hükümetlerin ellerinde birinci 100 gün, birinci 6 ay, birinci 1 yıl yapacaklarına dair Acil aksiyon planları olur. Bunlarda hiçbiri yok. Geciktirmedikleri tek şey artırım. Gün çok artırım yapıyorlar.
“YOL HARİTASI GECİKMEDEN AÇIKLANMALIDIR”
Biz, Millet İttifakı’nın ekonomistleri olarak 2 bin 300 unsurluk bir Ortak Siyasetler Mutabakat Metni yazdık. Hiçbir şey yapamıyorsanız, oradan bir şeyler okuyup uygulayın. O da yok. Milletimiz bu türlü bozuk ve liyakatsiz bir idaresi hak etmiyor. Demografik fırsat penceremiz süratle kapansa da hala genç nüfus avantajımız sürüyor. 4,5 saatlik uçuş uzaklığında 1,5 milyarlık nüfusa, 58 ülkeye ve 21,5 trilyon dolarlık pazara erişim imkânımız var. Evvelki krizlerde, alınan tedbirlere süratli yanıt veren dinamik bir ekonomimiz var. Ülkemizin bu potansiyelini harekete geçirecek, plan ve programlar, bir yol haritası artık gecikmeden açıklanmalıdır.
“SALKIMI YANDAŞLARIYLA BİRLİKTE YUTUYORLAR”
Uygulanacak programın pusulası sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme nirengi noktası ise refahın adil paylaşımı olmalıdır. Tüm bunların sorumlusu olan Erdoğan her vakit yaptığı üzere, millet hayat pahalılığı altında inim inim inlerken, “Sin külahın görünmesin” diyerek, sütre gerisinde saklanmış durumda. Yalnızca hayat pahalılığı değil, borçlar da milletin belini bükmüş. Geçen yılın sonundan bugüne icra dairelerine gelen yeni evrak sayısı geçen yılın birebir devrine nazaran yüzde 59 artmış, 9 milyona dayanmış. Hükümetin umurunda değil. Vatandaşı mukadderatına terk etmişler. Seçimde kendine takviye olan, kazanması için dua eden, “Erdoğan kazanmasaydı, Milyonlarca mülteci kapımıza yığılacaktı” diyen, Macaristan başbakanı Orban’a Kuruluş Günü Kutlamalarına iştirak ismi altında minnet ziyaretlerindeler… Bunlar vatandaşa sabır talkını veriyor, kendileri salkımı yandaşlarıyla birlikte yutuyor.
“BU ENFLASYONUN ANASI DA BABASI DA ERDOĞAN’DIR”
