Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nden Uyarılar: HPV ve Aşılamanın Önemi
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Kadın ve Doğum Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Nilüfer Tuğut, HPV virüsünün son yıllarda gençler arasında hızla yayıldığına dikkat çekiyor ve aşı takvimine bu virüse karşı aşıların eklenmesi gerektiğinin altını çiziyor. HPV’nin vücuda girmesinin ardından 30 yıl boyunca etkilerini göstermeye devam edebileceğini belirten Tuğut, şu şekilde ifade ediyor: “İnsanların yaşamlarının bir döneminde HPV ile karşılaşma ihtimali oldukça yüksektir. Virüs, vücuda girdikten sonra çoğunlukla bağışıklık sistemi tarafından baskılanır. Ancak, eğer bağışıklık sistemi zayıflarsa, virüs belirtilerini genellikle bir yıl sonra gösterebilir. Belirtiler ortaya çıkmasa bile, virüs vücutta kalmaya devam eder ve bu durum, başka kişilere bulaşma riski taşır. Bu nedenle HPV’nin kimden ve ne zaman bulaştığını tespit etmek mümkün değildir. Ayrıca, HPV’nin gençlik döneminde bulaşması, 30 yıl sonra bile bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla rahim kanseri, ağız, boğaz ve penis kanseri gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu konuyla ilgili olarak gençler arasında HPV’nin artış nedenleri üzerine bir çalışma başlattık ve ilerleyen süreçte araştırma sonuçlarımızı paylaşacağız.“
“Doğumda Anneden Bebeğe Bulaşma Riski”
Doç. Dr. Tuğut, HPV virüsünün genellikle cinsel yolla bulaştığını vurgularken, “HPV virüsünün 200’den fazla tipi bulunmaktadır ve bunların yaklaşık 40’ı genital siğillere neden olabilir. En sık görülen türleri HPV 6 ve HPV 11’dir, ancak bu türler kanserle ilişkilendirilmez. Kadınlarda dış genital bölgede, vajina içinde, anüs etrafında, kasıklarda ve rahim ağzında siğiller görülebilirken; erkeklerde penis, testis, kasık ve anüs çevresinde oluşabilir.
- Genital siğiller, deride açık veya koyu kahverengi kabartılar ya da bazen lekeler şeklinde ortaya çıkabilir. Tek başına olabileceği gibi, birden fazla siğil yan yana geldiğinde karnabahar görünümünde de olabilir.
- HPV virüsü, her cinsiyette görülebilir ve kişiden kişiye cinsel temas yoluyla bulaşır. Vajinal, oral ve anal ilişki sırasında, kondomun koruyamadığı genital bölgedeki deri temasıyla da virüsün bulaşması mümkündür.
- HPV taşıyan gebelerde, doğum esnasında anneden bebeğe geçiş yapabilir.
“Erkeklerde Teşhis Zorluğu”
Virüsle mücadelede erken teşhisin önemine dikkat çeken Tuğut, şu ifadeleri kullanıyor: “Genital siğiller ne kadar erken teşhis edilirse, tedavi süreci o kadar kolay geçer. HPV enfeksiyonu için kesin bir tedavi mevcut değildir, ancak genital siğillerin aktif döneminde krem, yakma, dondurma veya büyükse cerrahi müdahale gibi yöntemlerle yok edilebilir. Kadınların HPV tespiti için ‘pap smear’ testi yaptırmaları önerilmektedir. Bu testin anormal sonuç vermesi durumunda HPV DNA testi yapılması gereklidir; çünkü rahim ağrı kanseri hastalarının %98’inde HPV enfeksiyonu tespit edilmiştir.
- HPV virüsü genellikle sinsice ilerleyebilir ve aylarca hatta yıllarca belirti göstermeden bulaşmaya devam edebilir.
- Erkeklerde HPV’nin varlığını gösterecek özel bir test bulunmamaktadır. Siğiller genellikle erkeklerin penis, testis torbası, anüs çevresinde ve kasık bölgelerinde ortaya çıkar. Eğer bu bölgelerde siğil, et beni, kabarıklık, yara veya beyaz lekeler fark edilirse, bir uzmana başvurulması gerekmektedir; çünkü bu virüs, bu bölgelerde kansere yol açabilir.
“Aşılama ve Korunma Yöntemleri”
Doç. Dr. Tuğut, genital siğil oluşumunu önlemenin mümkün olduğunu vurgulayarak, “HPV’ye karşı geliştirilmiş aşılar mevcuttur. Ancak aşılamanın aktif cinsel yaşam başlamadan önce yapılması, daha etkili bir koruma sağlar. Kız ve erkek çocuklarının 9 yaşından itibaren HPV aşısı olmaları önerilmektedir. Bu sayede ileride genital siğil, rahim ağzı kanseri ve penis kanseri gibi hastalıklara yakalanma riski azalır. Ayrıca erken yaşta cinsel ilişkiye girmemek, tek eşli bir ilişki sürdürmek ve cinsel ilişki sırasında cilt temasını önleyen kondom kullanmak da genital siğil riskini azaltan önemli korunma yöntemleridir.