Merhabalar, öncelikle sizi tanımak isteriz. Seymen Bozaslan kimdir?
İlk olarak ilginiz için çok teşekkür ederim. Ben Seymen Bozaslan, bir yandan kurumsal çalışma hayatımda yol alırken, diğer yandan Anadolu’yu ve dünyayı keşfe çıkan bir gezginim. Bahçeşehir Üniversitesi’nde Stratejik Pazarlama ve Marka Yönetimi üzerine yüksek lisans yaptım ve 14 yıldır profesyonel iş yaşamındayım. Çalışma hayatımın dışında, tüm özel zamanlarımı keşiflere ayırmayı tercih ediyorum. Yaklaşık 8 yıldır düzenli bir şekilde seyahat ediyorum ve son 4 yılda yıl içinde ortalama 30 seyahat gerçekleştirdim. Seyahatlerim sırasında çektiğim fotoğrafları Instagram hesabımda (@seymen.b) paylaşıyorum, keşiflerimdeki notlarımı ve tavsiyelerimi ise çeşitli blog siteleri, gazeteler ve dergilerde yayınlıyorum.
Seyahat tutkunuz nasıl başladı?
Seyahat tutkum aslında çocukluğuma dayanıyor. Anneannemle birlikte Kayseri’ye doğru yaptığımız tren yolculuğuna hayran kalmam, ailemle baba tarafımın memleketi Gaziantep’e giderken yaşadıklarım ile başladı. Birçok insan gibi, tipik memleket yolculuklarıyla başlamıştım seyahat serüvenime. 18’li yaşlarımda Türkiye’deki şehirleri gezmeye ve fotoğraflamaya başladım. Zamanla, kendi ülkemdeki farklı kültürleri keşfederken, dünyada da yeni yerler görme merakım arttı. İlk yurtdışı seyahatimi Orta Avrupa’ya bir tur şirketi aracılığıyla gerçekleştirdim; hatırlıyorum ki, bu tur benim maaşımın 3 katıydı. Ama iyi ki de o kararı vermişim, o günden sonra düzenli olarak seyahat etmeye devam ettim.
Şimdiye dek kaç şehir gezdiniz?
Türkiye’de 81 şehri gezme fırsatını yakaladım. Artık daha küçük yerleşim yerlerine, yaylalara ve köylere yönelmiş durumdayım. Dünyada ise 55 ülke ve 200’den fazla şehir görme şansım oldu.
Kitabınızın konusu nedir? Okura ulaştırmayı hedeflediğiniz bir alt metin var mı?
Kitabım, Anadolu’da yaptığım yolculuklar sırasında tanıştığım ve hikayelerinden etkilendiğim insanları konu alıyor. Tek parça halinde 8000 km’lik bir yolculuk ile farklı zaman dilimlerinde toplamda 30.000 km yol alarak Çanakkale’den Kars’a, Şırnak’tan Rize’ye kadar 71 insan ve 10 bölgeye ait kültürel hikaye topladım. Her bir hikaye, hayatın bana sunduğu farklı dersleri yansıttı. Amacım, okuyucuların da bu duyguyu hissetmesini sağlamak. Çünkü bu insanların çoğu kısıtlı imkanlarla başarılı olmuş ya da alışılmış yaşam tarzlarının dışında bir hayat sürmüş bireyler. Okuyucuların, bu hikayelerde kendi hayatlarından parçalar bulacaklarına inanıyorum. Kitap, “umut” kelimesinin ne kadar değerli olduğunu, çalışkanlığın ve inancın önemini vurgulayan Anadolu’nun öz değerlerinin örneklerini sunuyor. Seyahat etmenin sadece gezilecek yerler veya lezzet deneyimleri değil, aynı zamanda insan tanımanın da en önemli parçalarından biri olduğunu anlatmak istiyorum. Çünkü cennet vatanımız Türkiye’de, yaşam kaliteniz ve eğitim seviyeniz ne olursa olsun, ders alabileceğimiz çobanlar, muhtarlar ve okula hiç gitmemiş insanlar var. Bu insanlardan alacağımız çok şey olduğuna inanıyorum. Kitabım, önyargıları kıracak ve hepimize umut aşılayacak bir eser olma niteliğinde. Okuyucuların keyif alacağına eminim.
“İçinden Yol Geçen Hayatlar” da sizi en çok etkileyen hikaye hangisi?
Bu yolculuklarım sırasında yaklaşık 120 kişi ile sohbet ettim ve 71 kişi kitabımda yer aldı. Her biri benim için özel ve hepsinden farklı şekillerde etkilendim. Ancak birini seçmem gerekirse Gaziantep’ten Mehmet Amca’nın hikayesini paylaşmak isterim. Hayatını yoksullara yardım etmeye adamış olan Mehmet Amca, şehrin yoksul haritasını çıkarmış ve insanların faturalarını gizlice alarak durumu iyi olanlara ulaştırmış. “Topla Dağıt, İnsin Ağıt” sloganıyla çıktığı bu gönül yolculuğunda, hepimizin öğrenebileceği çok şey var. Rize’de 75 yıldır günlük yazan Abdullah Amca, gençler için harika bir örnek teşkil ediyor. Kapadokya’da bebek müzesi açan Sibel Hanım ile Konya’da, bekçiyken yazdığı kitabı Amerika’da üniversitede okutulan Sadettin Abi gibi birçok özel insan var. Her biri benim için eşsiz ve değerli.
Ufukta yeni bir proje var mı?
“İçinden Yol Geçen Hayatlar” benim ilk kitabım. Okuyucuların Anadolu insanının özünü gerçek hikayelerle öğrenmesinin ne kadar kıymetli olduğunu düşünüyorum. Bu tarz projeleri devam ettirmeyi planlıyorum. İkinci ve hatta üçüncü kitabım da yolda diyebilirim.
