Şereflikoçhisar’daki Çocuk İşçiler: Gelecek Umutsuzluğu
Ankara’nın merkezine 150 kilometre mesafede yer alan Şereflikoçhisar’da, tarım arazilerinde çalışan çocuk işçiler, aileleriyle birlikte güvencesiz ve zorlu koşullarda hayat mücadelesi veriyor. Mevsimlik tarım işçisi olan bu çocuklar, sabahın erken saatlerinde, genellikle saat 6’da işe başlıyor. İlçedeki soğan tarlalarına gelen ilkokul, lise ve üniversite çağındaki gençler, geleceğe dair umutsuzluklarını dile getiriyor.
ANKA Haber Ajansı’ndan Dilan Kutlu‘nun haberine göre, tarım işçisi olan Ahmet Alabaş, “Sadece bir kız çocuğumu okutabildim. 4 yıllık üniversiteyi bitirdi ama şimdi benimle sadece 300 liraya çapa yapıyor,” diyerek durumunu özetliyor. Diğer bir tarım işçisi Gurbet Alabaş, “Kardeşlerim okulu bırakmak zorunda kaldılar. Ben de 4 yıllık üniversite okudum ama kendi alanımda iş bulamıyorum. Çünkü artık çoğu iş torpille alınıyor. 16 yıl eğitim aldım ama emeklerim boşa gitti. Şimdi burada 300 TL’ye çalışmak zorundayım,” şeklinde konuştu.
10 çocuk annesi Zeynep Körpe ise sadece 46 yaşında olmasına rağmen, ekonomik zorluklar nedeniyle çocuklarını okutamadığı için büyük bir üzüntü yaşıyor. “Viranşehir’den buraya geldim. Her yıl 5 ay burada kalıyorduk ama geçim şartları zorlaştığı için bu yıl hiç geri dönmedim. Kış aylarında da burada çalıştım. Geçim zor; 10 çocuğa nasıl bakayım? Okula gidenler de vardı ama hepsini okuldan çıkardım. Çocuklarım okumadı. ‘Anne, beni neden okutmadın?’ diye soruyorlar. Sadece bir tanesini okuttum. İki kızım evli, onlar da okumadı; gücüm yok. Hangi parayla okutayım? 6 ay boyunca tarlada güneşin altında çalışıyoruz. Sabah erkenden kalkıp yola düşüyoruz, karanlıkta gelip karanlıkta gidiyoruz. Hatta iki çocuğumu tarlada büyüttüm. 46 yaşına girdim ve hayatımdan bir şey anlamadım,” şeklinde ifade etti.
“Çalışmak Zorunda Kalıyorlar”
Ali Körpe, 10 çocuktan sadece bir tanesini okutabilmiş. Tarım işçisi olarak çalışmaya devam eden Körpe, “Diğer çocuklarım okumuyor, hepsi burada. İmkanım olsa onları da okuturdum ama yok. Burada 5 gün çalışsam, ev kirası ve doğal gaz faturası beni kurtarmıyor. Mecburen çocuklarım da çalışmak zorunda kalıyor. Türkiye’nin durumundan hiçbir beklentimiz kalmadı. Adalet, hukuk, demokrasi olmadı mı olmuyor. Biz bunları istiyoruz,” dedi.
“Bir Kız Çocuğumu Okutabildim, Ama Benimle 300 Liraya Çapa Yapıyor”
Ahmet Alabaş, tek bir kız çocuğunu okutmuş olmasına rağmen iş bulamadığı için babasıyla birlikte soğan tarlasında çalışmak zorunda kalıyor. Alabaş, yaşadığı mağduriyeti şöyle anlatıyor: “Aslında ben Urfalıyım, kışın burada kalıyorum. 300 TL yevmiye alıyorum. Bir pazara gitsem, 500 lira etmiyor. Buradaki gençlerin durumu içler acısı. Birçok çocuğun okulu bırakmasına neden olan ekonomik sıkıntılardan dolayı kendi çocuklarımı da okula gönderemedim. Tüm ihtiyaçlarını karşılayacak maddi gücüm yok. Sadece bir kız çocuğumu okuttum, 4 yıllık üniversiteyi bitirdi ama benimle 300 liraya çapa yapıyor. Bankacılığı bitirdi ama iş bulamadı. Atama yok, bir şey yok. Atama var, başkasına var ama bize yok. Kimin hesabına nasıl geliyorsa öyle yapıyorlar. Tarlalarda çalışarak yaşadık, eğitimsiz kaldık; kimsenin umurunda değil. Ben 58 yaşındayım, bugüne kadar böyle yaşadık,” şeklinde sözlerini sürdürdü.
“Ne Okulum Var Ne Gençliğim…”
20 yaşındaki Mesul Körpe, eğitim hayatını ortaokulda bırakmak zorunda kaldı. Ailesiyle birlikte soğan tarlasında çalışarak hayatını sürdürüyor. Körpe, “Ne okulum var ne de gençliğim. Hep inşaatta çalışıyorum,” diyerek sitem ediyor. “10 yaşından beri buraya geliyorum. Ortaokulu bıraktım, mecbur kaldım. Hatta sınavlara girdim ve iyi puan aldım. Normalde 6 ay çalışıp Urfa’ya dönecektik. Ama bu yıl her şey o kadar pahalı oldu ki burada kalmak zorunda kaldık. Babam okumama izin vermedi, bu yüzden tarlaya gelmek zorunda kaldım. Ben bıraktım, kardeşlerim de bıraktı,” diye ekledi.
“Üniversite Okudum Ama Burada 300 TL’ye Çalışmak Zorundayım”
Gurbet Alabaş, Antalya’da tarım işçisi olarak dünyaya gelmiş ve eline çapa aldığı günden beri yaz aylarında tarlada çalışmış. Kışın eğitimine devam eden Gurbet, üniversiteyi bitirmiş ancak şu an işsiz. Ailesiyle birlikte günlük 300 TL yevmiye ile sıcağın altında çalışmak zorunda kalan Gurbet, 27 yaşında ve derdini şu şekilde anlatıyor: “Biz burada çalışıyoruz ama hiçbir şeye yetmiyor. Kardeşlerim okulu bırakmak zorunda kaldılar. Ben 4 yıllık üniversite okudum ama kendi alanımda mesleğimi yapamıyorum. Çünkü artık çoğu iş torpille alınıyor. 16 yıl eğitim aldım ama emeklerim boşa gitti. Burada 300 TL’ye çalışmak zorundayım. Başarılı olmak artık bu devirde işe yaramıyor. Tarlada doğmuş bir insanım; doğduğumdan beri tarlalardayım. Aileden 7 kişi çalışıyoruz. Günün 11 saati tarladayız. Çalışmaktan gocunmuyorum ama kendi mesleğimi yapabileceğim bir iş isterdim.”
Melen Sercan ise 17 yaşında ve Urfa’dan çalışmak için buraya geldiğini belirterek, “Bundan sonra kayısı ve fındık hasadına gideceğiz,” diyor.