Şempanzelerde Cüzzam Salgını: Yeni Bir Tehdit
İlk kez 2017 yılında kaydedilen bir görüntü, yaban hayattaki şempanzelerin yüzlerinde korkutucu ve ciddi lezyonların varlığını gözler önüne serdi. Daha önce şempanzelerde hiç görülmemiş olan bu rahatsızlığın, kısa bir süre içinde cüzzam olduğu anlaşıldı. Üstelik bu salgın, yalnızca tek bir sürüde değil, bağımsız birkaç farklı sürüde de devam etmektedir. Yapılan detaylı incelemeler, cüzzamın insanlardan şempanzelere geçmediğini ve bilinmeyen bir kaynaktan kaynaklandığını göstermektedir.
Cüzzam, tarihsel olarak insanlar arasında hızla yayılan ve vücutta oluşturduğu lezyonlar nedeniyle derin bir önyargı ile ilişkilendirilen bir hastalıktır. Evrim Ağacı‘nda yer alan bir makaleye göre, 1980’li yıllarda antibiyotiklerin geliştirilmesiyle birlikte tedavi edilebilir hale gelmiş ve insandan insana bulaşma oranının önceki sanılandan çok daha düşük olduğu anlaşılmıştır. Bu durum, cüzzamın hızla kontrol altına alınmasını sağlamış ve bu konuda yapılan akademik çalışmaların sayısında belirgin bir azalma yaşanmıştır. Ancak, cüzzamın tam olarak nasıl yayıldığı, nerede ve nasıl başladığı gibi kritik sorular hâlâ cevapsız kalmaktadır. Özellikle, hastalığın bazı formlarına neden olan Mycobacterium leprae ve yakın zamanda keşfedilen M. lepromatosis gibi bakterilerin laboratuvar ortamında çoğaltılamaması, araştırmaları daha da zorlaştırmaktadır. Cüzzam gibi ölümcül hastalıkların araştırılması, çoğu zaman para kazandırma potansiyelinin düşük olması nedeniyle kısıtlı kalmaktadır.
SADECE İNSANLARI ETKİLEDİĞİNE İNANILIYORDU
Uzun yıllar boyunca cüzzamın yalnızca insanlar üzerinde etkili bir hastalık olduğuna inanıldı. Ancak son 20 yıl içerisinde bu görüş önemli ölçüde değişmiştir. Öncelikle, Amerika kıtasında yaşayan 9 bantlı armadillolar arasında da cüzzam vakalarına rastlanmış, ardından İngiltere’deki kızıl sincaplarda da benzer durumlar gözlemlenmiştir. Her iki türde de 3I adı verilen bakterinin genotipine ulaşıldığı ve bu genotipin, Orta Çağ Avrupası’ndaki insan cüzzamı ile ilişkili olduğu ortaya konulmuştur. Her iki olayda da bakterinin insanlardan hayvanlara geçişi belgelenmiştir (ters zoonosis).
İnsan koruması altında olan şempanzeler de dahil olmak üzere, bazı evcil hayvanlarda cüzzam vakaları görülmüştü. Ancak, yaban hayattaki şempanzelerdeki durum, olayları daha karmaşık hale getiriyor. İnsan hastalıklarının şempanzelere bulaşabileceği ve bunun onların soyunu tehdit edebileceği gerçeği biliniyor. Örneğin, insan paramiksovirüsleri şempanzelere geçerek onların ölümüne neden olabilmektedir. Ancak, insan cüzzamının şempanzelere geçiş ihtimali oldukça düşüktür; zira hastalığın uzun süreli ve yakın temas gerektirdiği bilinmektedir ve şempanze bakıcılarından şempanzelere cüzzam bulaşma vakasına rastlanmamıştır. Cüzzamın insanlarda görülmesi aşırı nadir durumlar arasındadır. Bununla birlikte, uzmanlar, insanlardan iki ayrı kez şempanzelere cüzzam geçişi olabileceği olasılığını tamamen göz ardı etmemektedirler. Ancak en olası senaryo, bilinmeyen bir kaynağın şempanzelere bu hastalığı bulaştırdığı yönündedir.
Uzmanlar, şempanzelere ait eski dışkı ve nekropsi kalıntılarını incelediklerinde, 2009 yılında bir leopar tarafından öldürülen bir şempanzenin dışkısında M. leprae bakterisinin izlerine rastladılar. Bu patojenin genomu dizilendiğinde, 2F adında çok nadir bir genotipe ait olduğu tespit edildi. Başka bir örnekte ise daha da nadir bir genotip olan 4N/O soy hattından bakterilere rastlanmıştır. Uzmanlar, cüzzam bakterisinin küçük genomu sayesinde başka rezervuarlarda da yayılabileceğini düşünmektedirler; fakat bu konuda veri toplamak oldukça zordur.
Şempanzeler cüzzam ile yaşamlarını sürdürebiliyor gibi gözükse de, hastalanan bireyler hızla kilo kaybı yaşamaktadır. Ancak, hastalığın şu an için tedavisi mevcut değildir; çünkü antibiyotik tedavisinin aylarca sürmesi gerekmekte ve yaban hayatta yaşayan hayvanların bu şekilde tedavi edilmesi neredeyse imkânsızdır. Şu anda salgın, şempanze gruplarının tamamını tehdit etmiyor gibi görünse de, habitat yıkımı, yasadışı avcılık ve diğer hastalıklar gibi ek sorunlar, şempanzeleri tehdit etme potansiyeli taşımaktadır.