Şaşılık ve Göz Sağlığı Üzerine Bilgiler
Prof. Dr. Aysel Pelit, şaşılık hakkında yaptığı açıklamalarda, halk arasında göz kayması olarak bilinen bu durumun, iki gözün görme eksenlerinin birbirine paralel olmamasıyla karakterize edildiğini belirtti. “Bir göz düz bakarken, diğer göz içe, dışa, yukarı veya aşağı kayar. Şaşılık, erkek ve kız çocuklarında eşit oranlarda görülmekle birlikte, toplum genelinde %2-4 sıklıkla rastlanmaktadır. Şaşılık problemi yaşayan bireylerin yaklaşık yarısında görme tembelliği (ambliopi) de gözlemlenmektedir.” dedi.
Şaşılığın tedavisinde erken tanının kritik olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Pelit, “Göz hareketleri, gözün dışına bağlı 6 kas tarafından kontrol edilmektedir. Bu kaslar, gözleri uyum içinde hareket ettirerek sürekli olarak birlikte odaklanmayı sağlamaktadırlar. Eğer bu kaslardan biri veya birkaçı yeterli işlevi yerine getiremezse, şaşılık durumu ortaya çıkmaktadır.” şeklinde konuştu.
Bebeklik döneminin ilk 2-3 ayında göz kaymalarının normal olduğunu vurgulayan Pelit, “Bu dönemde bebekler, gözlerini paralel tutabilme yeteneğini henüz geliştirememiştir. İlk 2-3 aydan sonra oluşan kaymaların mutlaka bir göz hekimi tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir. Gözde belirli bir yöne kayma, şaşılığın en önemli belirtisidir. Ayrıca başın veya yüzün bir yöne eğilmesi, güneşe çıkıldığında çocuğun bir gözünü kısarak bakması da diğer belirtiler arasında yer alır. Şaşılık yaşayan bireylerde bulanık görme, gözlerde yorgunluk hissi ve baş ağrısı gibi çeşitli problemler de görülebilir. Doğuştan katarakt veya göz içi tümörlerinde, kayma ile birlikte göz bebeğinde beyazlık da gözlemlenebilir.” ifadelerini kullandı.
Çift Görme ve Diğer Belirtiler
İleri yaşlarda birdenbire ortaya çıkan şaşılıklarda hastaların çift görme şikayetleri olduğunu belirten Prof. Dr. Pelit, “Şaşılığın oluşmasında tek bir neden yoktur, birçok faktör etkili olabilmektedir. Hamileliğin durumu, doğumun komplikasyonları, çocuğun gelişimi ve geçirdiği hastalıklar, şaşılık için risk faktörleri arasında sayılabilir. Ayrıca, genetik yatkınlık da şaşılık oluşumunda önemli bir rol oynamaktadır. Ailede göz kayması olan bireyler varsa, bu durumun ortaya çıkma olasılığı artmaktadır.” dedi.
Çocukluk döneminde (2 yaşından sonra) görülen şaşılıklarda genellikle yüksek hipermetropi gibi görme keskinliğini etkileyen kırma kusurlarının bulunduğunu ifade eden Pelit, “Genetik yatkınlığı olan bir çocukta, gözdeki kayma, ateşli bir hastalık veya travma (düşme, ameliyat, kaza) sonrasında başlayabilir. Görme azlığına neden olabilen katarakt, kornea opasiteleri ve retinal hastalıkların ilk belirtileri de şaşılık olabilmektedir. Göz kaslarının hareketini kontrol eden merkez beyin ile ilişkilidir; bu nedenle sinirlerde oluşan felçler de şaşılığa yol açabilir. Ayrıca doğumsal beyin hasarı, merkezi sinir sistemi hastalıkları, ileri yaşlarda hipertansiyon ve şeker hastalığı gibi durumlar da gözdeki sinirlerde felçlere ve dolayısıyla şaşılığa neden olabilir.” şeklinde konuştu.
Çocuklarda Şaşılık Muayenesi
Halk arasında çok küçük yaştaki çocuklarda şaşılık muayenesi yapılamayacağına dair yanlış bir bilgi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Pelit, “Her yaştaki çocuğa şaşılık muayenesi yapılabilir. Öncelikle detaylı bir göz muayenesi gerçekleştirilmelidir. Örneğin, gözde tümör (retinoblastom) olan hastaların yaklaşık %20’sinde ilk bulgu olarak gözde kayma gözlemlenmektedir. Şaşılık, göz veya sistemik hastalıkların sonucunda da gelişebileceğinden, detaylı göz muayenesinin yanı sıra sistemik muayene de gereklidir.” dedi.
Bebeklik ve çocukluk döneminde olan kaymaların bir kısmının yalancı kaymalar olduğunu belirten Pelit, “Yalancı kayma, gözlerin yerleşiminden kaynaklanan yanıltıcı bir görünüm olup, gözlerin birbirine çok yakın veya uzak olmaları, tek taraflı üst kapak düşüklüğü veya burun kökünün genişliği ile ortaya çıkmaktadır. Yalancı ve gerçek şaşılık arasındaki fark yalnızca bir göz doktoru tarafından tespit edilebilir.” diye ekledi.
Erken Tanı ve Tedavi Önemi
Prof. Dr. Pelit, iki gözün normal göz hareketleri ile birlikte çalışmasının sağlanması ve göz tembelliği gelişiminin engellenmesi için şaşılığın erken dönemde tanı ve tedavisinin yapılmasının kritik olduğunu vurguladı. Şaşılığın birçok nedeni olduğunu belirten Pelit, “Tedavi yöntemleri kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Bazı şaşılıklarda gözlük kullanımı oldukça etkili olabilmektedir. Çocuk gözlüğünü taktığında şaşılığı düzeltebilir ve yaş ilerledikçe kaymayı kontrol edebilme yeteneği kazanabilir. Gözlük tedavisinin yanı sıra hasta egzersiz programlarına da dahil edilebilir. Eğer kayan gözde tembellik mevcutsa, kapama tedavisi uygulanmalıdır.” dedi.
Şaşılık Ameliyatı ve Tedavi Süreci
Gözlükle ve diğer tedavi yöntemleriyle düzelmeyen şaşılıklarda, tedavi seçeneğinin ameliyat olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Pelit, “Ameliyatların temel prensibi, göz küresine bağlı kasların kuvvetinin azaltılması, artırılması veya yerlerinin değiştirilmesi esasına dayanır. Erişkin yaşlarda şaşılık sorunu olan bireylerde uyguladığımız ameliyatlar ile başarılı sonuçlar elde edebilmekteyiz. Şaşılık ameliyatı için belirli bir yaş sınırı yoktur. Ameliyat ile kayma düzelse bile ilerleyen süreçte tekrar kayma riski bulunmaktadır; bu nedenle ameliyat sonrasında kontrol muayeneleri devam etmelidir.” dedi.
Bazı şaşılık tedavilerinde botulinum toksini (botoks) uygulamasının da etkili olabileceğini belirten Pelit, “Felce bağlı oluşan şaşılıklarda, ameliyat sonrasında tam düzelme sağlanamamış hastalarda ve bebeklik döneminde başlayan şaşılıkların tedavisinde botoks tedavisi oldukça etkilidir. Felçlere bağlı olarak ani oluşan kaymalarda genellikle çift görme de gözlemlenmektedir, bu hastalar için zorlayıcı bir durumdur. Bu tür şaşılıklarda genel eğilim, 6 ila 8 ay beklemektir. Bekleme döneminde çift görmenin azalması amacıyla botoks tedavisi yapılabilir, bu sayede hastanın tek görmesi sağlanabilir ve kayması düzeltilebilir.” şeklinde bilgi verdi.
Şaşılığın erken tanı ve tedavi ile göz tembelliğinin önlenebileceğini, üç boyutlu görmenin sağlanabileceğini belirten Prof. Dr. Pelit, “Bu nedenle şaşılık şüphesi olan her çocuğun, belirli bir yaşa gelmesi beklenmeden göz hekimine götürülmesi büyük önem taşımaktadır.” dedi.