Salda Gölü’ne Giriş Yasağı ve Koruma Önlemleri
Türkiye’nin Maldivleri olarak bilinen ve turkuaz rengi ile göz kamaştıran Salda Gölü’nün ‘Beyaz Adalar’ bölgesine giriş, 15 Ekim itibarıyla yasaklandı. Bu karar, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum tarafından açıklandı. ABD Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA) yaptığı açıklamalara göre, Salda Gölü, Mars’taki Jezero kraterine benzer mineral oluşumlarına ve jeolojik yapıya sahip. Ziyaretçi giriş yasağının, bölgenin korunması amacıyla alındığı ifade edildi. Bakan Kurum, bu tarihten itibaren göle girmenin, yüzmenin ve plajın kullanılmasının yasak olduğunu belirtti. Bu açıklamanın ardından, tüm dikkatler tekrar Salda Gölü’ne çevrildi.
Salda Gölü’nün Oluşumu ve Benzersiz Özellikleri
Jeofizik Yüksek Mühendisi Abdurrahman Arıkan, Salda Gölü’nün oluşumunu ve beyaz kumlarının yapısını detaylı bir şekilde anlattı. Salda Gölü’nün, eriyen kayaçların boşluklarına mineralce zengin suyun dolmasıyla meydana geldiğini belirten Arıkan, “Salda Gölü, bu bağlamda karstik bir göldür. Ancak benim 2016 yılında yaptığım araştırmalara göre, bu göl tektonik hareketlerin de etkilediği bir yapıdadır. Gölün çevresi 44 kilometrekareyi kaplamakta ve 1146 metre yükseklikte bulunmaktadır. İçinde ise gölün ekosistemine uyum sağlamış bitkiler ve hayvanlar yaşamaktadır. Ayrıca gölde yüksek seviyede alkali bulunur,” dedi.
Beyaz Kumların Oluşumu
Salda Gölü’ndeki en dikkat çekici özelliklerden biri olan beyaz kumlar hakkında bilgi veren Abdurrahman Arıkan, “Bu beyaz kumlar, göldeki magnezyumun bakteriler tarafından emilmesi ve hidromenyezit minerali olarak çökelmesi sonucu oluşmuştur. Bu yapı taşları, hidromenyezit minerali olan bakterilerin sığ sularda katmanlı yapılar oluşturmasıyla meydana gelen stromatolitlerdir. Zamanla çevresel etkenlerle bu stromatolitler ayrışarak beyaz kumları ortaya çıkartmıştır,” şeklinde konuştu.
Beyaz Kumların Önemi ve Koruma Gerekliliği
Salda Gölü için alınan koruma kararlarını destekleyerek, insanların bu doğal güzellik için gösterdiği duyarsızlığa dikkat çeken Arıkan, “İnsanların görmek için binlerce kilometre uzaktan geldiği ama burada binlerce yıla saygı duymadığı bir yer Salda Gölü. Çöplerini bırakmaları bunun en büyük göstergesi. Eğer herkes kapısının önünü temizlerse, sokaklar tertemiz olur. İnsanlar ‘keşfet ve yok et’ anlayışını bırakmadığı sürece Salda Gölü’ne her gün yeni önlemler alınacaktır. Bu beyaz kumlar aslında bir fosil. Yani binlerce yıl önce yaşamış bakterilerin kalıntıları. Bugün Salda Gölü’ne bakıyorsak, aslında geçmişi görmekteyiz. Bakanlığın kararını destekliyorum,” dedi.
Doğanın Korunması ve İnsan Etkisi
Salda Gölü kenarındaki Salda köyünde, vatandaşların büyük bir turizm hazırlığı içinde olduğunu belirten Abdurrahman Arıkan, “Bu insanlar daha önce hayvancılıkla uğraşıyorlardı. Salda köylüsü zamanla bu turizm sistemine uyum sağlayacaktır,” ifadelerini kullandı. Salda Gölü’nün bir doğa harikası ve kültürel miras olduğunu vurgulayan Arıkan, “Bu güzellik, atalarımızdan miras değil, torunlarımıza bırakacağımız bir emanettir. Salda Gölü’nün korunması için devletin tedbir almasına gerek yok. Herkes evinin önünü süpürürse, sokaklar tertemiz olur. Biz doğa ile bir savaş halindeyiz. Bu savaşı kazanırsak kaybedeceğiz. Buradan zamanında çok kum çalındı ve hala internette satışa sunulmakta. Bu bir maden ve fosil. O yüzden bu kumlara dokunmamalıyız. Burası doğal bir güzellik. Götürülen her bir madde, aynı zamanda bir hırsızlıktır,” dedi.