Reflü Nedir ve Belirtileri Nelerdir?
Reflü, yemek sonrası midede sindirilen gıdanın ve asidin yemek borusuna doğru geri çıkmasıyla ortaya çıkan yaygın bir rahatsızlıktır. Toplumun yaklaşık yarısını etkileyen bu durum, göbek üstünden başlayarak iman tahtası ve göğüs kafesi arkasından boyuna doğru yayılan yanma ve ağrı ile kendini gösterir. Ağızda yanma hissi, acı su tadı, öksürük ve ses kısıklığı gibi belirtiler de sıklıkla yaşanır. Özellikle uyku esnasında veya eğilme pozisyonunda belirtiler daha da artabilir. Bu rahatsızlığın temel nedeni, mide ile yemek borusu arasındaki sfinkter (kapak) mekanizmasının işlevini kaybetmesidir. Bu durum, mideye inen gıdaların yemek borusuna kaçmasına yol açar.
Reflüyü Tetikleyen Faktörler
Reflü oluşumunu hızlandıran bazı gıdalar ve alışkanlıklar bulunmaktadır. Acı ya da yağlı yiyecekler, çikolata, kahve ve alkol tüketimi, reflü belirtilerini artırabilir. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Zafer Ferahköşe, “Hastaların çoğunda en az haftada bir kez reflü atağı meydana gelir. Gece uyanmaları artar ve gün içerisinde iş kaybı yaşanabilir. Reflü hastalarının yaklaşık %70’i semptomları azaltmak için ilaç kullanırken, %45’inde birden fazla ilaç alımına rağmen belirtiler hafiflemez.” şeklinde bilgi vermektedir. Bu nedenle, hastaların belirtileri iyi analiz etmesi ve bir uzmana başvurması önemlidir. Oluşan yanma ve ağrı, bazı ciddi rahatsızlıkların habercisi olabilir; örneğin miyokard iskemisi, pylor stenozu, safra kesesi taşı, gastrit, gastrik veya duodenal ülser gibi durumlar akla gelmelidir.
Tedavi Edilmeyen Reflünün Tehlikeleri
Reflü ataklarının kontrol altında tutulmaması, zamanla yemek borusunun iç doku özelliğini kaybetmesine neden olabilir. Prof. Dr. Ferahköşe, “Midenin iç dokusu, yemek borusunun dokusu ile yer değiştirir. Bu durumda hastada yutma güçlüğü oluşur; önce katı gıdalar, ardından sıvı gıdalar yutulamaz hale gelir. Zamanla bu değişen epitel hücreleri, şekil ve yapı değişikliğine uğrayarak kansere yol açabilir.” uyarısında bulunuyor. Yeni gelişen reflü durumlarında, hastalara genellikle 12 haftaya kadar antiasit tedavisi önerilir. Bu süreçte, hastaların baş ve gövde kısımlarının yüksek ve eğimli pozisyonda yatmaları, sıkı elbiseler giymemeleri, yemek yedikten en az dört saat sonra uyumaları ve kahve, çikolata, alkol ile baharatlı gıdalardan kaçınmaları gerekmektedir.
Reflü Ameliyatı Nedir, Ne Zaman Yapılır?
Medikal tedaviye rağmen reflü şikayetleri devam eden veya mide asit seviyesini azaltan proton pompa inhibitörlerini kullanamayan genç hastalar için cerrahi tedavi seçenekleri devreye girmektedir. Prof. Dr. Ferahköşe, operasyon hakkında şu bilgileri vermektedir: “Laparoskopik veya açık reflü cerrahisi ile hastaların yaklaşık %90’ında semptomlar ve reflü ortadan kalkar. Ameliyatın amacı, mide ile yemek borusu arasındaki kapağın yeniden oluşturulmasıdır. Ameliyat sonrası ikinci ayda hastalarda 24 saatlik asit ölçümü ile reflünün kontrol altına alınıp alınmadığı test edilir. Açık ve kapalı ameliyat arasında başarı oranı hemen hemen aynıdır. Laparoskopik cerrahide, ameliyat sonrası gündelik hayata dönüş daha hızlı ve konforlu olmaktadır.”