Putin, St. Petersburg’da Afrika Ülkeleri Liderleriyle Toplantı Yaptı
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, St. Petersburg’da düzenlenen Rusya-Afrika Zirvesi kapsamında, Ukrayna meselesini ele almak üzere Afrika ülkelerinin liderleriyle bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantının basına açık bölümünde konuşma yapan Putin, haziran ayında Ukrayna ile ilgili Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa tarafından sunulan önerilerin titizlikle incelendiğini belirtti.
Putin, Ukrayna’daki sorunun Batı’da uzun yıllar boyunca Rusya’ya karşı hibrit bir savaş hazırlığı içinde olan bazı güçler tarafından kışkırtıldığını vurgulayarak, “Rusya’nın güvenlik temellerini baltalamak, dünyada Rusya’nın pozisyonuna zarar vermek ve devletimizin istikrarını bozmak amacıyla Ukrayna’yı bir araç haline getirmek için her şeyi yaptılar. Bu, birinci sorun” ifadelerini kullandı.
Afrika Birliği Başkanı Azali Assoumani’nin gün içerisinde yaptığı “darbelere karşıyız”“Bugünkü krize yol açan ikinci sorun, 2014 yılında Ukrayna’da gerçekleşen darbedir. Bu, Batılı devletlerin uluslararası hukukun tüm normlarını hiçe sayarak doğrudan ve aktif bir şekilde desteklediği, anayasaya aykırı ve kanlı bir darbeydi. Alenen bu darbeyi desteklediklerini ifade ettiler ve bunun için harcadıkları meblağı da tereddütsüz dile getirdiler” diye ekledi.
Rusya’nın BM Şartı’na Uygun Hareket Ettiğini Savundu
Putin, Rusya’nın günümüzde Birleşmiş Milletler (BM) Şartı’nı ihlal ettiğini iddia edenlerin olduğunu ifade ederek, sözlerine şu şekilde devam etti: “Ben böyle düşünmüyorum. Aksine, BM Şartı’na tam olarak uygun hareket ettiğimizden eminim. 2014 darbesinden sonra Ukrayna yönetimleri, Batı’nın desteklediği darbeye katılmayanlara karşı savaş açarak kendi halkının bir kısmına karşı uçak, ağır teçhizat ve tank kullanmaya başladılar. Bu durumda, Batı aslında Ukrayna’da savaşı başlattı. Olanlar tam olarak buydu ve bunu inkâr etmek mümkün değil.”
Krizin barışçıl bir şekilde çözülmesi adına Minsk Anlaşmaları’nın imzalandığını hatırlatan Putin, Batı’nın desteğiyle Kiev yönetiminin anlaşmadaki yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve daha sonra bu anlaşmalara uymayacaklarını açıkladığını dile getirdi. Putin, “Sekiz yıl boyunca Ukrayna’da bağımsızlığını ilan eden cumhuriyetleri tanımadık. Barışçıl bir çözüm için çaba gösterdik. Ancak tüm bu gelişmelerin ardından bu yönetimleri tanımak zorunda kaldık ve onlarla dostluk, yardım ve işbirliği anlaşmaları imzaladık” şeklinde konuştu.
Bütün bu anlaşmaların BM Şartı çerçevesinde olduğunu vurgulayan Putin, “Bu anlaşmalar çerçevesinde yardım çağrılarına yanıt verildi. Bu durum, BM Şartı’nın 51. maddesine tamamen uygundur. Burada BM Şartı’nın ihlali söz konusu değildir”
Uluslararası Hukuk ve Batı Eleştirisi
Putin, Batı’nın Irak’ta gerçekleştirdiği eylemleri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararı olmadan Libya’da nasıl davrandıklarını, Sudan’daki durumu nasıl bozduklarını ve Suriye’ye yönelik saldırılarını unuttuklarını belirtti. “BM Şartı’nı yok saymak istediler. Uluslararası hukuku, yalnızca bazılarına karşı kullanmak istediklerinde düşünüyorlar; şu anda da Rusya’ya karşı kullanmaya çalışıyorlar. Bunun hiçbir getirisi olmayacak, bu oldukça ilkel bir yaklaşım. Eğer gerçekten BM Şartı’na ve diğer uluslararası hukuk normlarına uymalarını istiyorlarsa, o zaman kendilerinin de bu hukuk normlarına uyması gerekir” dedi.
Herhangi bir anlaşmazlığın dostça bir şekilde çözülmesinden yana olduklarını ifade eden Putin, Afrika’nın barış planının, Çin’in sunduğu barış planını yansıttığını belirtti. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin müzakereleri yasaklayan bir kararname imzaladığını hatırlatan Putin, “Kendi payımıza müzakereleri hiçbir zaman reddetmedik ve diyaloğu sürdürmeye her zaman açık olduğumuzu alenen söyledik” diye ekledi.
Putin, Ukrayna’nın bağımsızlığını Sovyetler Birliği’nin dağılması sırasında Bağımsızlık Deklarasyonu temelinde kazandığını vurgulayarak, bu deklarasyonda Ukrayna’nın “tarafsız bir devlet” olarak yer aldığını ifade etti. Bunun kendileri için son derece önemli olduğunu dile getiren Putin, Batı’nın neden Ukrayna’yı NATO’ya çekmeye çalıştığını anlamanın güç olduğunu vurguladı. “Bize göre, güvenliğimiz için temel bir tehdit oluşturan durum da tam olarak budur; çünkü aslında bize düşman olan askeri blokun altyapısının sınırlarımıza kadar ilerlemesi kabul edilemez” diyerek sözlerini tamamladı.
