1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Prostat Kanseri: Risk Faktörleri, Belirtileri ve Tedavi Seçenekleri

Prostat Kanseri: Risk Faktörleri, Belirtileri ve Tedavi Seçenekleri

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Prostat Kanseri: Erkekler için Önemli Bir Sağlık Sorunu

Dünyada ve ülkemizde erkeklerin en sık karşılaştığı kanser türlerinden biri olan prostat kanseri, hem çevresel etmenlerden hem de genetik nedenlerden kaynaklanabilmektedir. Prof. Dr. Ali Ulvi Önder, prostat kanserinin genetik yatkınlıkla doğrudan ilişkili olduğunu belirterek, bu hastalığın aile öyküsü olan bireylerde daha yüksek bir risk taşıdığını vurgulamaktadır. Örneğin, babasında prostat kanseri bulunan bir bireyde bu hastalığa yakalanma riski 2,2 kat, kardeşinde olanlarda ise 3,4 kat artmaktadır. İki birinci derece akrabasında prostat kanseri öyküsü bulunan kişilerde ise bu risk 5,1 kat daha fazladır.

Doymamış Yağların Tüketimi ve Prostat Kanseri Riski

Prostat kanserinin erkekler arasında en sık görülen kanser türü olduğunu ifade eden Prof. Dr. Önder, “Önemli risk faktörlerinden biri yağ tüketimidir. Doymamış yağların aşırı tüketimi ve obezite, prostat kanserine yakalanma riskini artırmakta ve kötü huylu kanser gelişimini tetikleyebilmektedir.” şeklinde açıklamada bulundu. Ayrıca, sigara içimi, kırmızı et ve hayvansal yağ tüketimi prostat kanseri riskini artırırken, domates ve diğer kırmızı sebze ve meyvelerde bulunan lycopene, tahıl ve deniz ürünlerinde bulunan selenyum, balıkta yer alan omega-3 yağ asitleri, D ve E vitaminlerinin ise prostat kanseri riskini azaltıcı etkileri bulunmaktadır.

İdrar Yaparken Yaşanan Sıkıntılar: Prostat Kanserine İşaret Ediyor Olabilir

Prof. Dr. Önder, prostat kanserinin idrar yolunda meydana getirdiği tıkanıklığın düzeyine bağlı olarak, hastalarda çeşitli yakınmalara neden olabileceğini belirtiyor. Bu yakınmalar arasında şunlar yer alabilir:

  • İdrar yapma zorluğu
  • İdrar yaparken yanma hissi
  • Sık idrara gitme
  • Gece idrara kalkma
  • İdrar kaçırma
  • İdrar akışında çatallanma
  • İdrar tutma zorluğu

Ayrıca, prostat kanserinin ileri evrelerinde veya metastatik durumlarında, hastalığın etkilediği bölgelere bağlı olarak bel kemiklerinde ağrı da görülebilmektedir.

Prostat Kanserinin Kesin Tanısı: Prostat Biyopsisi

Prostat kanserinin kesin tanısının, prostat biyopsisinden elde edilen dokunun patolojik incelemesi ile konulduğunu belirten Prof. Dr. Önder, “Biyopsi kararı için en önemli belirleyiciler prostatın parmakla muayenesi (DRE – Digital Rectal Examination) ve kanda bakılan PSA (Prostate Specific Antigen) testidir.” ifadesini kullandı. Ailesinde prostat kanseri öyküsü bulunan bireylerin 40 yaşından itibaren, öyküsü olmayanların ise 50 yaşından itibaren PSA testi yaptırmaları gerektiğini vurguladı. Prostat kanserinin erkekler arasında en sık görülen kanser türü olması ve yaş ilerledikçe görülme riskinin artması, belirli yaşlardan sonra erkeklerin düzenli sağlık kontrolleri yaptırmasının önemini artırmaktadır.

Evreleme ve Görüntüleme Yöntemleri

Prof. Dr. Önder, “Günümüzde prostat biyopsisinde standart uygulama, makattan ultrason (TRUS – transrectal ultrasound) ile biyopsi yapılmasıdır. Bu süreçte, ultrason ile prostat görüntülenir ve biyopsi işlemi özel iğne ve tabanca ile sistematik olarak gerçekleştirilir. Genellikle toplam 8-12 adet biyopsi alınır ve patolojik inceleme için laboratuvara gönderilir.” dedi. Biyopsi sonucu prostat kanseri tanısı konulursa, tedavi kararı verebilmek için hastalığın evresi belirlenir. Evreleme için bilgisayarlı tomografi, MRI, tüm vücut kemik sintigrafisi veya PET gibi çeşitli görüntüleme yöntemlerinden yararlanılır.

Prostat Kanserinin Tedavi Seçenekleri

Prof. Dr. Önder, “Tüm kanser hastalıklarında olduğu gibi prostat kanserinin tedavisi de hastalığın evresine göre planlanır. Prostat kanseri evreleri kabaca üç ana gruba ayrılabilir: Organa sınırlı hastalık, lokal ileri evre ve ileri evre.” diyerek, tedavi kararının hastalığın evresi, biyopsi verileri ve hastanın genel sağlık durumu gibi faktörlere bağlı olduğunu açıkladı.

Standart Tedavi Seçenekleri

Hastalığın evrelerine göre uygulanabilen standart tedavi seçenekleri hakkında şunları belirtti:

  • İzlem: Kanserin organla sınırlı olduğu durumlarda herhangi bir tedavi uygulanmadan hasta izlenir.
  • Aktif İzlem: Düşük ilerleme potansiyeline sahip, daha ileri yaştaki hastalarda uygulanır. Bu durumda belirli bir süre sonra tekrar biyopsi yapılır.
  • Işın Tedavisi: Prostatın dışarıdan ya da içine radyoaktif çekirdekler yerleştirerek tümör etkisiz hale getirilir.
  • Ameliyat: Prostatın tümü, meni kesesi ve meni kanalı son kısmı ile birlikte çıkarılır. Ameliyat, açık veya kapalı (laparoskopik) yöntemle yapılabilir.

Lokal ileri hastalıkta tedavi seçenekleri arasında cerrahi ve radyoterapi bulunmaktadır. Radyoterapi ve cerrahi uygulamaları, organa sınırlı hastalıktaki gibidir; ancak hastalığın yineleme riski yüksek olduğu için genellikle kombine tedavi yöntemleri gerekmektedir. Hormonal tedavi, ileri evre hastalıkta standart tedavi seçeneği olarak öne çıkmaktadır. Bu tedavi, erkeklik hormonu testosteronun etkisini engelleyerek prostatın normal ve kanser hücrelerinin gelişimini durdurmayı hedefler ve genellikle iğne veya hap şeklinde uygulanır.

Prostat Kanseri: Risk Faktörleri, Belirtileri ve Tedavi Seçenekleri
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin