1. Haberler
  2. Teknoloji
  3. Prof. Dr. Behçet Açıkmeşe’nin Mars Araştırmalarındaki Katkıları

Prof. Dr. Behçet Açıkmeşe’nin Mars Araştırmalarındaki Katkıları

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Mars Araştırmalarında Türk Bilim İnsanı: Prof. Dr. Behçet Açıkmeşe’nin Katkıları

Mars’a yapılan araştırmalar için gönderilen son iki uzay aracı olan Curiosity ve Perseverance’da, Türk bilim insanı Prof. Dr. Behçet Açıkmeşe’nin imzası bulunuyor. ODTÜ İnşaat Mühendisliği bölümünden 1992 yılında mezun olduktan sonra, Purdue Üniversitesi’nde yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamlayan Açıkmeşe, 2003 yılında NASA’nın Güdüm Kontrol Analiz Grubu’nda (Jet Propulsion Laboratory – JPL) çalışmaya başladı.

Açıkmeşe, burada geliştirdiği algoritmalardan birinin, 6 Ağustos 2012’de Mars’a ulaşan Curiosity uzay aracının daha geniş bir alanı inceleyebilmesine yardımcı olduğunu belirtiyor. Şu anda Washington Üniversitesi’nde çalışmalarına devam eden Açıkmeşe, ayrıca Jeff Bezos’un kurduğu uzay araştırma şirketi Blue Origin ile ortak projeler yürütüyor. JPL’de yaklaşık 10 yıl çalışan Açıkmeşe, Curiosity için geliştirdiği algoritmanın, 18 Şubat 2021’de Mars’a inen Perseverance uzay aracına da uyarlanarak kullanıldığını ifade etti.

Açıkmeşe’nin Geliştirdiği Algoritmalar

Açıkmeşe'nin Geliştirdiği Algoritmalar

Açıkmeşe, geliştirdiği algoritmaların işleyişini şöyle anlattı: “Curiosity ve Perseverance robotlarını indiren dört önemli güdüm kontrol sistemleri algoritması var. Bu süreç ‘yedi dakikalık terör’ olarak adlandırılıyor. Uzay aracının atmosfere girmesiyle yere inmesi arasındaki süre sadece 7 dakika. Bu algoritmalar, uzay aracı üzerinde otomatik olarak bazı kararlar alarak aracı kontrol ediyor. Işık hızında bir sinyal gönderdiğinizde, bu sinyalin oraya ulaşması yaklaşık 12 dakika sürüyor, bu nedenle uzaktan kumanda imkanı yok.”

Açıkmeşe, “Yere 20 metre mesafede aracı bir vinç indiriyor, o anda benim algoritmam devreye giriyor ve uzay aracını kontrol etmeye başlıyor. Yukarıdaki aracı jetlerle döndürüp, mümkün olduğunca uzağa uçurmak zorundayım ki yere çakılmasın. Bu işlemi yaparken, aşağıda bulunan tekerlekli robotu da yakmamam gerekiyor,” dedi. “Eğer onu yakında bir yere düşürürseniz, inceleme yapan robotlu araca engel olabilir ve büyük sorunlar yaratabilir. Kontrol etmezseniz, roketten çıkan gazlar sensörlere çarparsa, sıcak ve hızlı hareket eden gazlar zarar verebilir. Eğer iyi kontrol edilmezse, uzay aracının düşmesi gereken nokta, araştırma yapacak alanı kirletebilir.”

SpaceX ile İlgili Deneyimleri

Açıkmeşe, Seattle’daki çalışma masasından sorularımızı yanıtlarken, hedefin aracı en az 200 metre uzağa göndermek olduğunu belirtti. 2012’de 650 metre, 2021’de ise 700 metreden daha uzağa gönderildiğini söyledi. Yeni araçlara uyum sağlayabilecek algoritmanın Perseverance’a uyarlanması için “en fazla bir saat çalışmışımdır,” şeklinde konuştu. “Kontrol güdüm sistemlerinde bu tür işleri yapmış insanların sayısı sadece 10-20 kişi civarındadır. Hepimiz birbirimizi tanıyoruz. SpaceX’e gitsem, beni herkes tanır çünkü bu işi yapan çok az kişi mevcut.”

Açıkmeşe, SpaceX’ten iş teklifi alıp almadığına dair soruya ise şu yanıtı verdi: “Mars’a inerken, gitmek istediğimiz yere yakın bulamayabiliyoruz. En az 6-7 kilometre uzağında bulabiliyoruz ve o mesafeyi tekrar uçmak gerekiyor. Atmosferde paraşüt açıyorsunuz ve roketler açıldığında ciddi bir yanal uçuş yapmanız gerekebiliyor. Bu uçuşu gerçekleştirmek kolay bir iş değil. O uçuşun nasıl bir yol izleyeceğini hesaplamak da oldukça karmaşık. Bunun için özel bir algoritma geliştirdim ve bu algoritmayı daha önce dünyada uçuşlarda test ettik. SpaceX de benzer algoritmalar geliştirdi ve ben onlara danışmanlık yaptım. Bu konularda çalışan arkadaşlarım orada çalışmaya başladı.” Açıkmeşe, “Bir gün oradaki arkadaşımı ziyarete gittiğimde, ‘Seni Elon Musk’la tanıştırayım ama tanıştırırsam sana direkt iş teklif eder’ dedi. Ben hazır değildim ve bu sebeple görüşmek istemedim. Eğer sorarsa ve o anda hazır değilsem, ‘hayır’ demek de istemiyorum,” dedi.

Özel Şirketlerin Uzay Araştırmalarındaki Rolü

Özel Şirketlerin Uzay Araştırmalarındaki Rolü

Açıkmeşe, özel şirketlerin uzay yolculuğunda devreye girmesinin çok olumlu bir gelişme olduğunu düşünüyor. “Özel şirketler daha cesur adımlar atıyor. Devletler, halkın parasını harcadıkları için daha dikkatli davranıyorlar. Mesela, ben bu fikri 2004’te ortaya çıkarıp NASA’ya sundum. Algoritma 2009’da tamamen hazırdı ama kullanmamaları için ellerinden geleni yaparlar. Her yeni teknoloji bir risk taşıyor. Özel şirketler ise ‘bu bana avantaj sağlayacaksa kullanırım’ yaklaşımını benimsiyor,” dedi.

Açıkmeşe, şu anda NASA ve Blue Origin ile bir ortak projeleri olduğunu ve Blue Origin’in Ay’a insansız uzay aracı göndermeyi planladığını ifade etti. “Bu projede, NASA bir grup teknolojiyi iniş sırasında test edecek. Ben de bu testlerde kullanılacak birçok algoritmaya teknik olarak öncülük ediyorum,” dedi.

Mars’ta Oluşan İlk Krater

Açıkmeşe, hem Curiosity’nin hem de Perseverance’ın Mars’a inişinde roketin fırlatılmasıyla oluşan kraterlerin, yani Mars’ta insan eliyle oluşturulan ilk kraterin yerini de belirledi. “Nereye düşeceğini bilmiyordum ama bu süreçte kullanılan algoritmayı ben yazdım. JPL’deki arkadaşlarım espri yapıyordu, o kratere ‘Behçet Krateri’ diyelim diye. İlkine Behçet 1, bu da Behçet 2 olsun diye. Tamamen şaka amaçlı, hiçbir resmi yanı yok,” diye ekledi.

Uzay Araştırmalarında Gelecek Hedefleri

İşin teknik kısmında çalıştığı için bilim alanındaki sonuçlar hakkında daha temkinli konuşan Açıkmeşe, “Temel amaç Mars’ta hayat olduğuna dair delil aramak. Şu anda indiğimiz bölgede, 2-3 milyar yıl önce bir su yatağı olduğu düşünülüyor. Hayatın nasıl gelişmiş olabileceği hakkında ilginç fikirler verebilir. Mars’ın mevcut malzemelerini, havasının ve toprağının yapısını, kaynakların ne olduğunu anladığımızda, ileride insanlar gittiğinde faydalı olacak bilgiler elde edebiliriz,” dedi.

2023 Ay’a Sert İniş Hedefi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 9 Şubat günü açıkladığı “2023’te Ay’a sert iniş yapma” hedefi hakkında da Açıkmeşe, “Bu hedef biraz agresif ama yapılabilir,” yorumunda bulundu. “Ay’a gitmeye çalışabiliriz; başarısızlık da olabilir ama bu bir sorun değil. Böyle bir hedefin ortaya konması beni mutlu ediyor. Yeterli kaynak aktarılırsa ve aklı başında insanlar devreye sokulursa bu hedefin gerçekleştirilebileceğini düşünüyorum. Dünyada bu konuda tecrübeye sahip birçok insan var. Doğru adımlar atıldığında, bu tür projelerin gerçekleştirilmesi mümkün,” dedi.

Açıkmeşe, Türkiye Uzay Ajansı’ndan kendisine bir teklif gelip gelmediği konusunda ise, “Henüz bir talep ya da teklif almadım. Beni orada tanıyan insanlar var ama Türkiye’de aktif değilim, bu yüzden henüz iletişime geçmediler,” şeklinde yanıt verdi. “Teklif gelirse elbette düşünürüm; yardımcı olabilirsem bu harika olur,” dedi.

ABD’deki Zorluklar ve Türkiye İle İlgili Düşünceleri

Açıkmeşe, ABD’de karşılaştığı zorlukları ve Türkiye’de aynı imkanlar olsaydı burada kalmayı tercih edip etmeyeceğini de dile getirdi. 1994 yılında burs alarak yüksek lisans öğrencisi olarak ABD’ye giden Açıkmeşe, o zaman yerleşeceğinin farkında olmadığını belirtti. “Lisans seviyesindeyken böyle imkanlar Türkiye’de olsa dışarı gitmeyi düşünmezdim,” dedi. “Amerika’daki imkanlar, dünyanın her yerinden çok daha fazla. Türkiye’ye dönmeyi düşündüm ama zamanla zorlaşıyor. Sadece mesleki sebepler değil, çocuklarım burada doğdu, burada büyüdü, eşim Türk değil. Uyum sağlamak mümkün ama zaman geçtikçe zorlaşıyor,” diye ekledi.

Açıkmeşe, Türk olduğu için negatif ayrımcılığa maruz kalıp kalmadığına dair soruya ise, “Bir göçmenin burada doğup büyüyen biriyle aynı yere gelmesi için çok daha fazla çalışması gerekiyor,” şeklinde yanıt verdi. “İnsanların önyargısız olması imkansız. Tipi, konuşma şekli gibi birçok sebep, önyargılara yol açabiliyor. Benim ilk çalıştığım yer JPL’di, sonra akademik alana geçtim. O ekosistemde, geldiğimiz ülkeye göre ayrım yapılması çok az hissediliyor. JPL’de birçok mühendis arasında aksanı olmayan kişiler de var. En önemli mühendislerden biri Arjantinli bir arkadaşım. Onlar öne çıkarılmıyor, aksanlı bir kişiyi öne çıkardığınızda, Amerikalı gençlere ilham vermesi zor görünebilir. Ben Türkiye’deki gençlere ilham veriyorum mesela,” dedi. “Bu konuları pek kafaya takan biri değilim. Ne yapabileceğime yoğunlaştım hayatım boyunca,” diyerek sözlerini tamamladı.

Prof. Dr. Behçet Açıkmeşe’nin Mars Araştırmalarındaki Katkıları
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin