1. Haberler
  2. Teknoloji
  3. Perseverance ile Mars’ta Geçmişteki Hayat İzlerini Aramak

Perseverance ile Mars’ta Geçmişteki Hayat İzlerini Aramak

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Perseverance: Mars’ta Geçmişte Hayat İzleri Arayışı

Perseverance: Mars'ta Geçmişte Hayat İzleri Arayışı

NASA’nın bugün Atlas V roketi ile Mars’a yollayacağı Perseverance (Sebat) adlı robot, kurumuş bir krater gölünü inceleyerek, kızıl gezegende geçmişte hayat olup olmadığını araştıracak. Ancak, Mars’ta bir zamanlar gerçekten yaşamış organizmalar var idiyse, bilim insanları bunu nasıl anlayacak? Projenin bilim danışmanlarından Dr. Ken Williford ile bu konuyu ele aldık.

Perseverance ile Mars'ta Geçmişteki Hayat İzlerini Aramak

Mars, günümüzde canlıların yaşayabileceği bir ortam sunmuyor. Çok soğuk olması, yüzeydeki suların sıvı halde kalamamasına neden oluyor. Ayrıca, atmosferin ince yapısı nedeniyle gezegen yüzeyine ulaşan yüksek radyasyon, muhtemelen canlı organizmaların gelişimini engelliyor. Ancak, Mars her zaman böyle değildi. En az 3,5 milyar yıl önce, yüzeyde akarsular ve krater ağızlarında göller bulunuyordu. Bu dönem, kalın bir karbondioksit atmosferine sahipti ve bu da zararlı radyasyonun etkisini azaltıyordu.

Su, yaşamın en temel bileşenlerinden biridir. Bu nedenle, Mars’ta bir zamanlar yaşam olma ihtimali bulunmaktadır. 1970’lerde gerçekleştirilen Viking misyonları, Mars’tan alınan toprak örneklerinde mikrop benzeri canlıların izlerini aradı, fakat kesin sonuçlar elde edilemedi.

2000’lerin başında, NASA’nın Mars Keşif Araçları, Opportunity (Fırsat) ve Spirit (Şevk) ile gezegen yüzeyinde suyun varlığına dair önemli jeolojik kanıtlar buldu. 2012 yılında inen Curiosity (Merak) ise, Gale Krateri’ni inceleyerek buranın geçmişte canlı organizmaların gelişmesine uygun bir göl olduğunu ortaya koydu. Ayrıca, Curiosity, canlı organizmaların yapı taşlarını oluşturan karbon içeren organik moleküller de keşfetti.

Perseverance, bu kez daha önce yaşam izleri tespit etmek üzere tasarlanmış aletler kullanarak incelemeler yapacak. NASA’nın California, Pasadena’daki Jet Propulsion Laboratuvarı’nda konuştuğumuz Dr. Ken Williford, “Viking’den sonra doğrudan yaşam izinin arandığı ilk sefer bu olacak,” diyor. “Viking, halen var olan yaşam formlarını, yani Mars’ta hala bulunabilecek canlıları arıyordu. Ancak, NASA’nın güncel yaklaşımı, geçmişte yaşamış canlıların izini bulmaya yönelik. Zira elimizdeki veriler, Mars’ın ilk birkaç milyar yılında yaşam için çok daha elverişli olduğunu gösteriyor.”

Perseverance, Jezero Krateri’nde incelemeler yapacak. Bu krater, yörüngeden bakıldığında geçmiş su izlerinin çok belirgin olduğu bir alanda yer alıyor. Robot, Mars kayalarını delerek içlerinden tebeşir büyüklüğünde örnekler alacak. Bu örnekler, yalıtılarak paketlenmiş kutularda toplanacak ve daha sonra Dünya’ya getirilecektir.

  • Birleşik Arap Emirlikleri’nin Mars’a gidecek uydusu başarıyla fırlatıldı.
  • 2019 yılının en güzel uzay fotoğrafları.

Tüm bu çalışmalar, NASA ile Avrupa Uzay Kurumu ESA’nın Mars Örnek Toplama misyonu çerçevesinde gerçekleştiriliyor. Perseverance, Mars’ta bunun dışında birçok bilimsel çalışma da yapacak. Jezero Krateri, Mars üzerindeki en belirgin ve en iyi korunmuş delta örneği. Yani, akarsuların göle döküldüğü yerlerde bıraktığı kaya, kum ve muhtemel organik karbon örneklerinin oluşturduğu katmanlı jeolojik yapı net bir şekilde görülebiliyor.

Perseverance ile Mars'ta Geçmişteki Hayat İzlerini Aramak

Williford, “Batıdan gelen bir nehir, kraterin kenarına kadar yanaşıyor ve ardından krater gölünün içinde harika bir delta oluşturuyor. Perseverance’ı bu deltanın önüne indirip inceleme yapmayı planlıyoruz,” diyor. İncelenecek deltada, nehrin kuzeybatıdaki kayalardan kopardığı alüvyonlar bulunuyor. Dr. Williford, “Bu kumlu tortunun birbirine kaynaşma biçimi çok ilginç. Deltanın oluşması sırasında suyun, getirdiği alüvyonla etkileşiminin tarihini kayda geçirmiş oluyor. Bu kum taneleri arasında yaşamış olabilecek her türlü canlının potansiyel yaşam alanlarını oluşturuyor. Nehrin üst kısımlarında var olmuş olabilecek her türlü organik maddenin buraya taşınmış olması gerekir,” diyor.

  • Mars’ın yüzeyindeki çamur ‘lav gibi hareket ediyor.’
  • 17 yaşındaki lise öğrencisi, NASA’daki stajının üçüncü gününde gezegen keşfetti.

Jezero Krateri, uzaydan ölçüldüğü kadarıyla Mars’ta en fazla olivin (magnezyum ve demir silikatı) ve karbonat sinyalleri alınan bir bölge olarak dikkat çekiyor. Dr. Williford, karbonatlı minerallerin yaşam izleri bakımından önemine dikkat çekiyor ve bu minerallerin zenginliğinin incelemenin bu bölgede yapılmasının önemli sebeplerinden biri olduğunu vurguluyor. Kraterin batı ucundaki deltadaki karbonatlı tortular, NASA misyonunun bilim danışmanlarından Western Washington Üniversitesi’nden Dr. Melissa Rice ve çalışma arkadaşları tarafından tespit edildi. Rice, bu “marjinal karbonatların” sabunlu su boşaltıldığında banyo küvetine yapışmış sabun köpüğü kalıntılarına benzediğini belirtiyor.

Karbonatlar, susuz ortamlarda, canlı yaşam izlerini kristalleri içinde muhafaza edebilme özelliğine sahiptir. Bu şekilde, milyarlarca yıl sonra bile kalabilen yapılar arasında stromatolitler bulunur. Bu yapılar, milimetrelerle ölçülen bakterilerin ve diğer tortuların oluşturduğu katmanların zamanla daha büyük ve kubbemsi yapılara dönüşmesiyle oluşur. Dünyada da, su ve güneşin bol bulunduğu sahillerde bu tür yapılara rastlanabilir.

Perseverance ile Mars'ta Geçmişteki Hayat İzlerini Aramak

Dr. Briony Horgan ve ekibi, Türkiye’deki Salda Gölü’nde araştırmalar yapıyor. Bu gölde karbonat tortularının yarattığı sahil ve teraslar bulunuyor ve buradaki kayalar Jezero Krateri’ndekilere benzerlik gösteriyor. Milyarlarca yıl önce Mars üzerindeki Jezero Krateri de, işte tam olarak bu tür stromatolitlerin oluşabileceği bir ortamdı. Perseverance, bu karbonatı bol kalıntıları inceleyerek, geçmişte stromatolitlerin oluşup oluşmadığını belirleyecek.

Perseverance ile Mars'ta Geçmişteki Hayat İzlerini Aramak

Sherloc adı verilen bir cihaz yardımıyla ilginç taş ve kayaların yakın plan resimleri alınabilecek ve organik maddeler de dahil mevcut minerallerin detaylı bir haritası çıkarılabilecek. Pixl adı verilen bir başka cihaz ise bilim insanlarına aynı bölgenin elementsel ya da kimyasal kompozisyonunu verecek. Bu veri setini toplayan bilim insanları, biyolojik olarak önemli elementler, mineraller ve organik maddeler dahil moleküllerin yoğunlaştığı kısımlara odaklanacak. Dr. Ken Williford, bu yoğunluğun özellikle belli bir şekil içinde yoğunlaşması durumunda, bunun bir canlı formuna işaret edebileceğine dikkat çekiyor.

Mars’ta yaşam izlerini bulmak için birçok farklı yöntemle kanıt toplamak çok büyük önem taşıyor. Yalnızca görüntülü kanıtlar, bilim insanlarını Mars’ta yaşam olduğuna ikna etmeye yetmeyebilir. Önemli bir sürpriz olmazsa, bu son misyonda kayalardan alınan örneklerin Dünya’ya gelmesiyle elde edilen bulgular, ancak muhtemel canlı organizma izleri olarak tanımlanabilir. Dr. Williford, “Şekiller, belki bir katmandan bir katmana farklılaşan kimyasal yoğunlaşmalar veya belli katmanlarda organik maddelerin çokluğu gibi yaşam izleri… Umduğumuz en büyük keşifler bunlar,” diyor.

Ancak, Mars sırlarını kolayca açığa çıkarmıyor. 2019 yılında Mars misyonundan bilim insanları, 3,48 milyar yıl önce oluşmuş stromatolit fosil örneklerini incelemek üzere Avustralya’nın Pilbara bölgesine gittiler. Dr. Williford, Mars’ta stromatolit örneklerini bulmanın Pilbara’dan çok daha zor olacağını çünkü Pilbara’daki oluşumlarla ilgili bilgilerin jeologların yıllarca süren çalışmalarına dayandığını belirtiyor. Mars’ta ise çalışmalar daha yeni başlıyor.

Eğer Perseverance, stromatolitlere benzer yapılar bulamazsa, bu durumu nasıl değerlendirecekler? Dünyada fosilleşmiş mikropları tek tek hücrelerine kadar tespit edebiliyoruz. Ancak bu, yoğun inceleme gerektiriyor. Perseverance ya da başka bir robotun bunu yapması mümkün olmayabilir, fakat bu durum gerekli olmayabilir. Dr. Williford, “Bir mikrobun tek başına bulunması oldukça nadirdir. Eğer varlarsa, topluluklar halinde yaşarlar ve birbirine tutunan yapılar oluştururlar ki bunlar robot tarafından görülebilir,” diyor.

Krater yüzeyini inceledikten sonra bilim insanları, robotun kraterin kıyılarına odaklanmasını ve kayalardan örnek almasını hedefliyor. Bu örneklerin Dünya’da incelenmesi, krater gölünün yaşı, nasıl oluştuğu gibi sorulara yanıt verebilir. Ayrıca, kraterin kıyıları ilginç olmasının bir başka sebebi de, büyük bir uzay cisminin su içeren kayalara çarptığında açığa çıkan büyük enerjinin, suyun kayalar içerisindeki dolaşımını sağlamakta ve böylece yaşam için gerekli ortamı oluşturabilmesidir.

Perseverance’ın bu misyon sırasında kraterin kuzeydoğusundaki Syrtis bölgesine gitmesi, ana görevler arasında olmasa da hedefleniyor. Syrtis, Jezero’dan daha eski bir bölge olup, burada farklı bir şekilde oluşmuş karbonatlı minerallerin bulunabilme ihtimali bulunmaktadır. Nihayetinde, eğer misyonun sonunda geçmişte Mars’ta yaşam olduğuna dair işaretler bulunamazsa, incelemeler sona ermeyecek. Dünyaya geri getirilecek kaya örnekleri üzerindeki incelemeler, bu bakımdan büyük önem taşıyacak.

Perseverance ile Mars'ta Geçmişteki Hayat İzlerini Aramak

Ancak bu misyon, yeni sorular ortaya çıkarabileceği gibi, aynı zamanda yeni cevaplar da sağlayabilir. Küçük ama çalışkan Perseverance robotu, bize bildiğimiz her şeyi sarsıcı bir şekilde değiştirebilir ve komşumuz Mars’ı çok daha iyi anlamamız için yeni ipuçları sağlayabilir. Böylece, Mars’taki keşiflerimizde bir sayfa açılabilir.

Perseverance ile Mars’ta Geçmişteki Hayat İzlerini Aramak
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin