Öksürürken ya da bağırırken idrar kaçırma, sık sık tuvalete çıkma ihtiyacı, bel ve boyun ağrıları, cinsel ilişki sırasında acı hissetme hatta diş gıcırdatma gibi sorunlar! Bu şikayetlerin arkasında, belki de adını yeni duyduğunuz Pelvik Taban hastalığı bulunuyor olabilir. Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Özdal Ersoy, “Leğen kemiğinin iç kısmını kaplayan pelvik taban kaslarında ve bu kasları besleyen sinir ağında meydana gelen bozulmalar, Pelvik Taban hastalığını tetikler. Bu hastalık, çok çeşitli belirtilerle kendini gösterebildiğinden, tanı konulup tedaviye başlanması uzun yıllar alabiliyor!” şeklinde açıklıyor.
Pelvik Taban Hastalığının Belirtileri Neler?
Dr. Özdal Ersoy, Pelvik Taban hastalıklarının dışkılama yapma ya da tutmada zorluk (kabızlık ya da dışkı/gaz kaçırma) gibi sorunlarla kendini gösterebileceğini belirtiyor. Bu nedenle Pelvik Taban hastalığı, “Utandıran Hastalık” olarak da adlandırılıyor. İdrar yaparken yanma hissi, idrar tutamama, cinsel aktivitelerde bozulma (ağrılı cinsel ilişki, vajinismus, orgazm sorunları vb.) gibi belirtiler de Pelvik Taban hastalığının işaretleri arasında. Dr. Ersoy, hastalığın henüz belirginleşmeden bazı sinyaller verebileceğini ifade ederek bu belirtileri şöyle sıralıyor:
- Sebebi açıklanamayan karın, kasık, bel, sırt ve boyun ağrıları
- Hazımsızlık ve sindirim sorunları
- Bağırsak gazında artış
- Reflü yakınmaları
- Diş sıkma ve diş gıcırdatma gibi problemler
Pelvik Taban Hastalığının Nedenleri Neler?
Dr. Özdal Ersoy, Pelvik taban kaslarının yapısının ve işlevlerinin bozulmasına neden olan bazı faktörleri şöyle sıralıyor:
- İlerleyen yaş
- Gebelik ve doğum süreçleri
- Geçirilmiş pelvik ve karın cerrahileri (bağırsak, mesane, rahim ve yumurtalık ameliyatları, karın germe ve kasık fıtığı ameliyatları)
- Obezite ve aşırı kilo
- Kronik öksürük (özellikle KOAH, astım gibi hastalıklar)
- Tuvaleti uzun süre erteleme alışkanlığı
- İdrar yokken bile ne olur ne olmaz diyerek idrar yapmaya çalışma
- Mobbing ve aşırı stres gibi psikolojik etmenler
Dr. Ersoy, Pelvik Taban hastalığının neden olduğu şikayetlerin başka hastalıklarla karışabileceğini ve bu nedenle tanı konulmasının uzun yıllar sürebileceğini belirtiyor. Bu süreçte hastaların tükenme noktasına gelebileceğini vurgulayan Dr. Ersoy, “Pelvik Taban hastalığı, hasta ve hasta yakınlarında tükenmişliğe, depresyona ve yaşam kalitesinin ciddi şekilde azalmasına sebep olabiliyor. Kişinin gündelik yaşam aktivitelerini yapmasını olumsuz etkileyip, bireysel ve sosyal yaşantısına darbe vurabiliyor. Örneğin, kişi tuvaletten çıkamadığı için gündüz işlerini ertelemek zorunda kalabiliyor, iş ve okula gitme kayıpları yaşayabiliyor. İdrar ya da kaçırma sebebiyle oluşan kötü koku nedeniyle sürekli bez kullanma ihtiyacı doğuyor, bu da özgüven kaybı, anksiyete ve depresyona yol açabiliyor. Tüm bunlar, kişinin aile ve sosyal yaşamını olumsuz etkiliyor.” diyor.
Pelvik Taban Hastalığının Tedavisi Nasıl Olur?
Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Özdal Ersoy, Pelvik Taban hastalığının tanı ve tedavisinde multidisipliner bir yaklaşımın şart olduğunu belirtiyor. Gastroenteroloji, genel cerrahi, ürojinekoloji, üroloji, fizik tedavi ve rehabilitasyon ile psikiyatri gibi branşların bu süreçte vazgeçilmez olduğunu vurguluyor. Dr. Ersoy, “Hasta bazen birçok branş arasında gidip gelmekten yorulsa da en iyi tedavi başarısı ancak bu şekilde sağlanabiliyor.” diyerek hastaların bu durumu iyi anlaması gerektiğini ifade ediyor. Pelvik Taban hastalıklarının her birine yönelik tedavi stratejileri benzer olsa da, asıl tedavi başarısının kişiye özel olarak yapılandırılmış yöntemlerle sağlanabileceğini belirtiyor.