1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Pandemi Döneminin Bağışıklık Sistemi Üzerindeki Etkileri

Pandemi Döneminin Bağışıklık Sistemi Üzerindeki Etkileri

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Pandemi süreci, bağışıklık sistemimizin önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Vücudumuz, hücre, doku ve organlardan oluşan karmaşık bir ağ sayesinde enfeksiyon ve hastalıklara karşı kendini savunur. Ancak, yaş ilerledikçe bağışıklık sistemi de yaşlanır ve bu durum insanları çeşitli hastalıklara karşı daha savunmasız hale getirir. Bilim insanlarının 65 yaş ve üzerindeki bireylerin Covid-19’u ağır geçirme riskinin yüksek olduğuna dair uyarılarının sebeplerinden biri, bağışıklık sisteminin yaşlanması ve buna bağlı olarak ortaya çıkan kronik hastalıklardır.

Bağışıklık sisteminin yaşlanması her zaman kimlik yaşımızla paralel gitmeyebilir. İsrail’deki Technion Teknoloji Enstitüsü’nden immünoloji uzmanı Shai Shen-Orr, bu konuda yaptığı açıklamada, “Kimlik yaşı 80 olan bir bireyin bağışıklık sistemi, 62 yaşındaki birinin bağışıklık sistemiyle aynı seviyede olabilir. Bu durumun tam tersi de mümkündür,” diye belirtti.

Bağışıklık Sisteminin İşleyişi

Bağışıklık Sisteminin İşleyişi

Öncelikle, bağışıklık sisteminin nasıl çalıştığını anlamak önemlidir. Bağışıklık sistemi, farklı akyuvar türlerinden oluşan iki ana kola sahiptir. Bu akyuvarlar, vücudun savunmasında kritik bir rol oynar. İlk savunma hattımızı oluşturan doğal (doğuştan) bağışıklık, yabancı bir canlının varlığını hissettiği anda devreye girer. Birmingham Üniversitesi’nden Enflamasyon ve Yaşlanma Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Janet Lord, bağışıklık sisteminin verdiği bu yanıtın “bakterilere saldıran nötrofil, bağışıklık sistemini organize eden ve diğer bağışıklık hücrelerini enfeksiyona karşı uyaran monosit ile virüs ve kanserle mücadele eden NK (doğal öldürücü) hücreleri” içerdiğini ifade etti. Yaş ilerledikçe, bu hücrelerin işlevselliği azalır.

Doğal bağışıklığın yanı sıra edinilmiş bağışıklık da vardır. Bu, belirli bir patojenle mücadele eden T ve B lenfositlerinden oluşur. Edinilmiş bağışıklığın devreye girmesi birkaç gün sürse de, bir kez aktive olduğunda karşılaştığı patojeni gelecekte hatırlayarak yeniden savaşabilir. Ancak yaşlandıkça, vücudun ürettiği yeni lenfosit sayısı azalır; bu da SARS-CoV-2 gibi yeni enfeksiyonlarla mücadelede zorluklar yaratır. Lord, “Vücudunuzun geçmişte geliştirdiği bu hücreler bile yaşla birlikte etkisini kaybetmeye başlıyor,” diye ekledi.

Hücre Sayısındaki Azalma ve Enflamasyon

Hücre Sayısındaki Azalma ve Enflamasyon

Yaşla birlikte bağışıklık sisteminin genel işlevselliğinde zayıflama olur. Doğal bağışıklık biraz daha fazla hücre üretsede, bu hücrelerin etkinliği düşer. Edinilmiş bağışıklığı oluşturan B lenfositlerinin ve T lenfositlerinin sayısı azalır. Lord, T hücrelerinin sayısındaki düşüşün “boyun altı bezlerinin 20 yaşından sonra küçülmeye başlamasından” kaynaklandığını belirtti. “Bu bezler giderek küçülüyor ve 65-70 yaşına ulaştığınızda, boyun altı bezlerinin büyüklüğü normalin yüzde 3’üne kadar düşüyor,” diye ekledi.

Patojenlerin hafızasını tutan hücrelerin kaybolması, enfeksiyonlara karşı tepki verme yeteneğimizi zayıflatmanın yanı sıra, yaşlandıkça hastalıklara karşı koruma sağlayan aşıların da etkisini azaltır. Shen-Orr, grip aşısının etkisiyle ilgili olarak 65 yaş ve üzerindeki bireylerin yüzde 40’ının aşıya karşılık geliştiremediğini vurguladı. Bir başka önemli sorun ise yaşlanmanın kan ve dokulardaki enflamasyonu artırmasıdır. Prof. Lord, “Bağışıklık sistemindeki hücrelerin düzgün çalışmaması, enflamasyona yol açar ve bu da birçok hastalığın ortaya çıkmasına neden olur,” dedi.

Yaşlanmanın Hızı ve Bireysel Farklılıklar

Yaşlanmanın Hızı ve Bireysel Farklılıklar

Her ne kadar yaş ilerledikçe hepimizde sağlık sorunları ortaya çıksa da, bu süreç bireyden bireye farklılık gösterir. Kalıtsal özelliklerin yanı sıra yaşam tarzı da bu farklılıkları etkileyen önemli bir faktördür. Bağışıklık yaşı, bireylerin belirli hastalıkların tedavisindeki başarısı açısından kritik öneme sahiptir. Shen-Orr, “Bağışıklık sistemindeki 18 hücre türünün yapısını ve kan örneğindeki genlerin durumunu inceleyerek, bir kişinin bağışıklık sisteminin yaşlanma sürecinin hangi aşamasında olduğunu görebiliyoruz,” dedi.

Yaşlanmanın hızını belirleyen etkenler arasında cinsiyet de bulunmaktadır. UCLA’den Montecino, “Yaşlanma süreci cinsiyetten bağımsız olsa da, hormonların etkileri nedeniyle kadınlar ve erkekler arasında farklı hızlarda gerçekleşiyor,” diye belirtti. Montecino’ya göre, kadınlarda menopoz dönemi, bağışıklık sistemine faydalı olan östrojen hormonunun koruyucu etkisinin istikrarlı bir düzeye ulaşmasını sağlıyor.

Aktif Bir Yaşam Tarzının Önemi

Aktif Bir Yaşam Tarzının Önemi

Daha önce belirtildiği gibi, yaşlanma süreci yavaşlatılabilir. Bunun en önemli yolu, fiziksel olarak aktif bir yaşam sürmektir. Prof. Dr. Janet Lord, “Bugün, uzun süre oturmanın vücuda etkisinin, geçmişte sigara içmenin etkisine benzer olduğunu görüyoruz. Aktif bir yaşam tarzı benimseyen bireyler üzerinde yapılan çalışmalarda, bu kişilerin daha fazla T hücresine sahip olduğu ve boyun altı bezlerinin küçülmediği gözlemleniyor,” dedi. Ayrıca, yapılan araştırmalarda, günde 10,000 adım atan bireylerin nötrofillerinin 20 yaşındaki bireyler gibi olduğu ortaya çıkmıştır. “Bu sayı, adım ölçmeye yarayan şirketlerin bir uydurması gibi görünüyordu, ancak yaptığımız araştırmalar bu durumu doğruladı,” diye ekledi.

Beslenme de yaşlanmayı yavaşlatmada kritik bir rol oynar. Lif oranı yüksek ve fermente gıdalar tüketmek, bağırsaklardaki faydalı mikroorganizmaların sağlıklı kalmasına yardımcı olur. Uzmanlar, günde en az 6,5-7 saat uyku almanın önemine de dikkat çekiyor.

Yaşlanma Sürecini Tersine Çevirme Umudu

Yaşlanma Sürecini Tersine Çevirme Umudu

Yaşlanmayı yavaşlatmak ile bu süreci tersine çevirmek birbirinden farklı kavramlardır. Peki, yaşlanma sürecini tersine çevirmek mümkün mü? Araştırmalar, katılımcıların bağışıklık sistemlerinde “gençleşme belirtileri” gözlemlendiğini ortaya koyuyor. Dokuz kişiden yedisinde boyun altı bez dokularının yeniden oluştuğu belirlenmiştir. Shen-Orr, “Bağışıklık yaşında azalma olduğunu gözlemledik, ancak bunun kalıcı olup olmayacağını henüz bilemiyoruz,” dedi. Ancak, yaşlanmanın kötüye gidişini yavaşlatmak, bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için kritik bir adım olabilir.

Pandemi Döneminin Bağışıklık Sistemi Üzerindeki Etkileri
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin