Özgüven Nedir?
Özgüven, doğuştan gelen bir özellik olmamakla birlikte, yaşamın ilk dönemlerinde şekillenen ve bireyin kendisine dair geliştirdiği içsel bir tutumdur. Kısaca, özgüven; kişinin öz benliği hakkında sahip olduğu düşünceler ve hisler olarak tanımlanabilir. Bu da, yaşamın sağlıklı, mutlu ve dengeli bir şekilde sürdürülmesi için vazgeçilmez bir unsurdur. Burada bahsedilen benlik kavramı, bireyin öz yapısı, ruhsal değerlendirmesi ve kısacası varoluşunun kendisidir.
Herkes, yaşamında mutlu, değerli ve anlamlı günler geçirmek istemektedir. Ancak birçok kişi, sahip olduğu potansiyelin farkında olsa da, başarısız olma korkusu ve cesaret eksikliği nedeniyle bu potansiyeli gerçekleştiremiyor. İşte bu noktada özgüven kavramı devreye girmektedir. Kendine yeterince güvenmeyen birey, yeni denemelere girmekten çekinmekte ve bu durum, onun yeteneklerini sergilemesine engel olmaktadır.
Özgüven Nasıl Kazanılır?
Kendine güvenmeyen birey, sadece iş hayatında değil, sosyal ilişkilerinde de zorluklar yaşamaktadır. Örneğin, iş yerinde üstlerine ya da aile içinde ebeveynlerine karşı kendini ifade etmekte güçlük çeker. Yargılanma, yanlış anlaşılma veya anlaşılamama korkusu, kişinin kendisini olduğu gibi ifade etmesini engeller. Bu durumda birey, ya her şeyi mükemmel yapma çabası içine girer ve başkalarına kendini kanıtlamaya çalışır ya da sessiz kalıp kendisini gizlemeyi tercih eder. Bu da, içsel olarak kendine yönelik küçümseyici düşüncelerin devam etmesine neden olur.
Kendine güvenmeyen biri, karşılaştığı sorunların üstesinden gelemeyeceği düşüncesiyle çaresiz hisseder. Bir ilişkiye başlamak ya da birine teklif yapmak istediğinde, reddedilme korkusu onu geri çeker ve bu da onun kendisini sevilebilir biri olarak görmemesine yol açar. Kendini yetersiz ve başkalarını etkileyemeyecek biri olarak düşündüğü için cesaret edemez. Kendisini zayıf ve incinebilir hissettiği için yeni denemelere yönelmekten kaçınır.
Şimdi, kendine güvenmeyen bireylerin özgüven kazanması ve özgüvenli bir şekilde davranabilmesi için neler yapabileceklerine değinelim.
Ne Hissettiğinizi, Ne Düşündüğünüzü Fark Edin!
Öncelikle, bireyin hissettiği ve düşündüğü şeyleri fark etmesi büyük bir önem taşımaktadır. Kişi, kendisinde en çok neyin problem olduğunu analiz etmelidir. Örneğin, iş hayatında daha yetenekli olabileceğini, yeteneklerini gösterebileceğini düşünmesine rağmen, kendini ifade edemediği için bunu gerçekleştiremiyor olabilir. Bu durumda, bireyin kendi düşüncelerinin ve inançlarının farkında olması gerekmektedir.
Özgüven ile ilgili şunu belirtmekte fayda var: Kendine güvenmeme durumu, kişinin kendisini nesnel bir bakış açısıyla değerlendirememesiyle de ilgilidir. Hiç kimse birbirinden daha üstün değildir. Elbette ki, daha zeki, daha pratik düşünebilen veya daha girişimci insanlar olabilir; ancak bu, başkalarının yetersiz olduğu anlamına gelmez.
Her birey, kendi iç dünyası ve varlığıyla değerlidir ve diğerlerinden farklıdır. Burada vurgulamak istediğim, herkesin kendisini olduğu gibi kabul etmesinin önemi. Ancak bu şekilde birey, mevcut özelliklerini kullanmaya ve varsa eksikliklerini gidermeye başlayabilir. Böylece özgüven gelişimi de kaçınılmaz olur.
Özgüveni artan ve kendisini değerli hisseden birey, yaşam sevincine de kavuşacaktır. Kendisiyle barışık ve kendisini seven bir kişi, başkalarıyla daha olumlu ilişkiler kurar ve bu durum, yaşamın sadece bir zorunluluk değil, keyif veren bir eylem haline gelmesine katkı sağlar.