1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Osteoporozun Sessiz Tehditi: Kırıklar ve Önemi

Osteoporozun Sessiz Tehditi: Kırıklar ve Önemi

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Dünya genelinde, osteoporozun neden olduğu kemik yoğunluğu kaybı sonucunda her 3 saniyede bir kırık meydana gelmektedir. Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve HÜ Geriatrik Bilimler Uygulama ve Araştırma Merkezi (GEBAM) Müdürü Prof. Dr. Yeşim Gökçe Kutsal, osteoporozun “gözenekleri artmış kemik” anlamına geldiğini belirtiyor. Bu hastalık, kemiğin incelmesine, yoğunluğunun azalmasına, gücünü kaybetmesine ve kalitesinin düşmesine yol açmaktadır. Kutsal, osteoporozun sinsi bir seyir izlediğine dikkat çekerek, “Osteoporoz genellikle sessiz, sinsi bir hastalık olup, adeta kemiklerin sessiz hırsızı olarak adlandırılmaktadır. Birçok insan, basit bir düşme veya çarpma sonrasında bir kemiği kırılıncaya kadar bu sorunun varlığından haberdar olmaz” şeklinde ifade etmektedir.

Osteoporozun yaygınlığı ve etkileri nedeniyle, bu hastalık “sessiz epidemi” olarak da tanımlanmaktadır. Bu durum, hastalığın çoğu zaman geç teşhis edilmesine ve yeterince tedavi edilmemesine neden olmaktadır. Kutsal, dünya genelinde kırık riski yüksek olan milyonlarca kişinin bu sessiz hastalıktan haberdar olmadığını vurguluyor.

Osteoporozun Kırık Riski

Osteoporoz ile ilişkili kırıklar en çok kalça, omurga ve el bileğinde görülmektedir. Kutsal, “Kalça ve omurga kırıklarındaki artış, hem kadınlar hem de erkekler için yaşlanma ile birlikte gözlemlenmektedir. Özellikle omurga ve kalça kırıkları kaygı vericidir” diyerek, bu kırıkların ciddiyetine dikkat çekmektedir. Omurga kırıkları, boy kısalması, yoğun sırt ağrısı ve kamburluk gibi ciddi sorunlara neden olabilmektedir. Kalça kırıkları ise genellikle cerrahi müdahale gerektirmekte ve bağımsızlık kaybı veya ölüm riski taşımaktadır.

Bu kırıkların sosyo-ekonomik maliyetinin ve hastaların yaşam kalitesine olan olumsuz etkilerinin yeterince önemsenmediğini belirten Kutsal, Uluslararası Osteoporoz Vakfı’nın verilerine göre, dünya genelinde her 3 kadından biri ve 50 yaş üstü her 5 erkekten birinin osteoporoza bağlı kırık riski taşıdığını hatırlatıyor. 2050 yılında, 1990 yılına kıyasla dünya genelinde kalça kırığı sıklığının kadınlarda %240, erkeklerde ise %310 artacağı öngörülmektedir.

Önceki Kırıklar ve Yeni Kırık Riski

Önceki bir kırığın, yeni bir kırık riskini %86 oranında artırdığı ifade edilmektedir. Kutsal, yoğun alkol ve sigara kullanımı, düşük vücut ağırlığı, fiziksel hareketsizlik gibi faktörlerin osteoporoz gelişimini tetikleyici etkenler olduğunu belirtmektedir. Ayrıca, diyabet, hiperparatiroidizm ve romatoid artrit gibi bazı hastalıkların ve kullanılan ilaçların da bu hastalığa yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Osteoporozun neden olduğu omurga kırıkları, sırt ağrısına, boyda kısalmaya ve hareketsizliğe yol açabilir. Kutsal, 65 yaşında bir omurga kırığı olan kadınların gelecek 5 yıl içinde dörtte birinin yeni bir omurga kırığı riski taşıdığını belirtiyor. Kalça kırığı sonrası hastaların %60’ı bir yıl içinde yardıma ihtiyaç duymakta ve %20’si için uzun süreli bakım gerekmektedir. Kalça kırığı sonrası ilk yılda %20-24 oranında ölüm riski olduğu da gözlemlenmektedir.

Egzersiz ve Önleme Yöntemleri

Prof. Dr. Kutsal, osteoporoz riskini azaltmak için fiziksel aktivitenin önemine değinmektedir. “Direnç egzersizleri, haftada 3-4 kez 30-40 dakika boyunca yapılmalıdır” diyerek, düzenli fiziksel aktivitenin kemik sağlığını korumada kritik bir rol oynadığını vurgulamaktadır. Osteoporoz riski taşıyan bireylerin kemik sağlığının değerlendirilmesi için bir sağlık uzmanına başvurması gerektiğini belirten Kutsal, “Vücut seviyesi altında bir yükseklikten düşerek el bileği kırılması, osteoporozun bir belirtisi olabilir” uyarısında bulunmaktadır.

Kemik yoğunluk ölçümleri, özellikle 65 yaş ve üzeri kadınlar ve 70 yaş ve üzeri erkekler için kritik öneme sahiptir. Bu ölçümlerin, kalite güvencesi uygulamalarını gerçekleştiren merkezlerde DXA cihazları ile yapılması ve mümkünse kontrollerin aynı cihazla gerçekleştirilmesi önemlidir.

Sonuç olarak, osteoporoz tedavisinde kalsiyum ve D vitamininin önemi büyüktür. Egzersiz programlarında, ağırlık taşıma ve direnç egzersizleri yanı sıra dengeyi ve duruşu iyileştirmeye yönelik aktiviteler de yer almalıdır. Düşme riskinin değerlendirilmesi sonucunda, yaşanan evin ve çevresinin düzenlenmesi, hastalar için daha güvenli bir ortam sağlamak adına gereklidir.

Osteoporozun Sessiz Tehditi: Kırıklar ve Önemi
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin