Christopher Nolan‘ın 21 Temmuz 2023’te vizyona giren biyografik filmi Oppenheimer, izleyiciler arasında büyük bir etki yaratarak sinema dünyasında ses getirdi. Film, atom bombasının mucidi J. Robert Oppenheimer‘ın hayatını ve bombanın geliştirilme sürecini mercek altına alıyor. Özellikle, Los Alamos’taki araştırmalar ve Trinity denemesi gibi kritik olaylar, filmde odak noktası haline geliyor.
Atom bombasının ilk çalışmaları, II. Dünya Savaşı sırasında gizli bir proje olan Manhattan Projesi çerçevesinde başlamıştı. 1942 yılında, ABD’nin New Mexico eyaletindeki Los Alamos bölgesinde, Oppenheimer’ın liderliğinde birçok ünlü bilim insanı bir araya gelerek, üç yıl boyunca yoğun bir çalışma yürütmüştü. Nihayetinde, 16 Temmuz 1945’te gerçekleştirilen Trinity denemesi, dünya tarihinin ilk nükleer patlaması olarak kayıtlara geçti.
Radyoaktif Tortuların Yayılması
Yeni yayımlanan bir araştırma, Trinity denemesi sırasında açığa çıkan radyoaktif tortuların yalnızca New Mexico ile sınırlı kalmayıp, 46 eyaletin yanı sıra Kanada ve Meksika’nın bazı bölgelerine de dağıldığını ortaya koydu. Bu çalışma, özellikle bu tür nükleer testlerin “radyoaktif serpintilerin geniş çapta yayılmasına” neden olduğunu ve “çevresel kirlenmeye ve maruziyete” yol açtığını vurguluyor.
Ayrıca, ABD hükümeti 1951 ile 1998 yılları arasında tahmini 815 yer altı nükleer patlaması gerçekleştirmiştir. Bu testlerin çevresel ve sağlık üzerindeki etkileri de araştırma kapsamında ele alındı.
Serpintinin Etkileri ve Yayılımı
Princeton Üniversitesi’nden Sébastien Philippe liderliğindeki araştırma ekibi, radyoaktif serpintilerin ulaştığı alanları belirlemek için Trinity testinden sonraki günlerin hava durumu kayıtlarını inceledi. Henüz hakem değerlendirmesinden geçmemiş olan bu çalışma, patlamadan sonraki 10 gün içinde radyoaktif serpintilerin 46 eyalete yayıldığını ortaya koyuyor. Ayrıca, bulgulara göre serpinti Kanada ve Meksika’ya da ulaşmış durumda.
Philippe, “Bu büyük bir keşif, ancak kimseyi şaşırtmamalı” diyerek, durumun ciddiyetine dikkat çekti.
Manhattan Projesi’nde Hafife Alınan Riskler
Ekibe göre, Manhattan Projesi’nde görev alan bilim insanları, nükleer serpintinin etkilerini yeterince ciddiye almadı. Stevens Teknoloji Enstitüsü’nde nükleer tarihçi olan Alex Wellerstein, “Radyoaktif tehlikelerin varlığının farkındaydılar, fakat akut riskin patlamanın gerçekleştiği yerin çevresindeki alanlarla sınırlı olduğunu düşündüler” şeklinde bir değerlendirme yaptı. Wellerstein, ekibin radyoaktif maddelerin hem yakın hem de uzak ekosistemlere nasıl yayıldığını pek düşünmediğini belirtti ve “Düşük dozda radyoaktif maddenin yoğun nüfuslar üzerindeki etkisini gerçekten düşünmemişlerdi” şeklinde ekledi.
Bu bulgular, nükleer patlamalardan kaynaklanan radyasyona maruz kalan kişilerin, federal hükümetten tazminat alma hakkını artırabilir. Dolayısıyla, araştırmanın sonuçları, tarihi bir önem taşıyor.