1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) Araştırması: Türkiye ve Diğer Ülkelerdeki Bulgular

Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) Araştırması: Türkiye ve Diğer Ülkelerdeki Bulgular

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) Üzerine Uluslararası Araştırma

Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) Üzerine Uluslararası Araştırma

Türkiye ve yurt dışında tanınmış bilim insanları, halk arasında “takıntı” olarak bilinen Obsesif Kompülsif Bozukluğu (OKB) hastalığına dair yapılan kapsamlı bir araştırmada, hastalığın temelinde yer alan “şüphe kontrolü” olgusunun merkezi bir rol üstlendiğini belirledi. Bu çalışma, Erzurum Atatürk Üniversitesi’nden Doç. Dr. İsmail Seçer ve Harvard, John Hopkins, Roma, Barcelona ve Lund Üniversiteleri’nden bilim insanlarının iş birliğiyle gerçekleştirildi. Araştırma, Türkiye, ABD, İtalya, İsveç, İspanya ve Finlandiya’da yürütüldü.

Hastalığın belirtilerinin genellikle çocukluk çağında başlaması nedeniyle, araştırma sürecinde yetişkinler devre dışı bırakıldı. 6 ülkedeki 18 şehirden yaklaşık 8 bin klinik ve klinik olmayan örneklemi kapsayan bu çalışma, takıntı hastalığının gelişim sürecinde bilinen obsesyonların (istemeden akla gelen düşünceler) değil, “şüphe kontrolü” olgusunun merkezi bir rol oynadığını ortaya koydu.

Yaklaşık bir yıl süren bu araştırmanın sonuçları, Türkiye’deki çocukların diğer 5 ülkedeki çocuklara göre OKB hastalığı riskini daha fazla taşıdığını ve hastalığın cinsiyet açısından kız çocuklarının erkeklere göre daha yüksek risk altında olduğunu gösterdi. Bu çalışma, OKB’nin tedavi yöntemlerini değiştirebilecek nitelikte bir buluş olarak literatüre girdi ve dünyanın en saygın psikiyatri dergilerinden biri olan The Journal of the American Academy of Child & Adolescent Psychiatry’de yayımlandı.

TÜRKİYE’DE ÇOCUKLARIN RİSKİ DAHA YÜKSEK

Doç. Dr. Seçer, çalışmanın OKB belirtileri üzerinde yoğunlaştığını belirterek, “6 ülkedeki 18 şehirden 8 bin civarında örneklemden veri elde ettik. Bu çalışma ile OKB’nin tedavi öncesi ve sonrasında referans alınan zihinden atılamayan düşünceler yerine, hastalığın ortaya çıkması ve yeniden nüksetmesinde özellikle şüphe-kontrol olgusunun merkezi bir rol oynadığı belirlendi.” dedi.

Seçer, Türkiye’deki ergen ve çocukların diğer 5 ülkedekilere göre daha fazla OKB riskiyle karşı karşıya kaldığını vurguladı. Aile yapısı ve çocuk yetiştirme biçimlerinin takıntı hastalığı üzerindeki etkilerine dikkat çekerken, “Çalışmamızda aşırı baskıcı, koruyucu ve mükemmeliyetçi ebeveyn tutumlarının, buna bağlı çocukluk yaşantılarının OKB hastalığına yol açtığı görüldü. Türk çocukları açısından elde edilen bulgular, diğer 5 ülkeyle ciddi farklılıklar gösterdi ve bu fark psiko-sosyal faktörlerle ilişkili.” ifadelerini kullandı.

TEDAVİ SÜRECİNE KATKI

Seçer, bu araştırmanın psikoloji ve psikiyatri alanında OKB’nin anlaşılması ve tedavi süreçlerine önemli katkılar sağlayacağını belirtti. “Bu çalışma, takıntı hastalığının tedavi süreçlerinin planlanması ve yürütülmesinde önemli bir veri kaynağı olacak.” diye ekledi. OKB tedavisinde en yaygın yöntemlerin psikiyatrik ilaçlar ve antidepresanlar olduğunu dile getiren Seçer, buna ek olarak psikoterapi ve sosyal destek uygulamalarının da önem taşıdığını vurguladı.

Seçer, OKB tedavisinde aile danışmanlığının önemli katkılar sağlayabileceğine dikkat çekerek, “Takıntı hastalığının tedavi sürecinde psikiyatrik tedaviye ek olarak ebeveyn tutumları, çocukla iletişim süreçleri ve hastalık öncesi-sonrası çocuğa yaklaşım tedavinin önemli boyutlarını oluşturuyor. OKB’yi yalnızca psikiyatrik tedavi ile çözümlenebilecek bir rahatsızlık olarak değerlendirmemek gerekir.” dedi.

ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE BAŞLAYIP ERGENLİKTE BELİRGİNLEŞİYOR

Doç. Dr. İsmail Seçer, OKB’nin geçmişte yalnızca yetişkinlere özgü bir rahatsızlık olarak değerlendirildiğini, ancak ilk belirtilerinin çocukluk döneminde gözlemlenebildiğini ifade etti. “Yetişkinlerde görülen düzen takıntısına benzer davranışların çocuklarda da gözlemlenmesi mümkündür. OKB, yetişkin yaşamda yoğun bir şekilde ortaya çıkarken, bunun ilk belirtileri çocukluk ve ergenlik dönemlerinde kendini göstermektedir.” dedi. Bu bağlamda aile rehberliği ve danışmanlığının OKB’nin tanınması, önlenmesi ve tedavi edilmesinde kritik bir öneme sahip olduğunu vurguladı.

Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) Araştırması: Türkiye ve Diğer Ülkelerdeki Bulgular
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin