Naivasha Gölü’ndeki Su Sümbülü Sorunu
Kenya’nın başkenti Nairobi’ye yakın bir konumda bulunan Naivasha Gölü, su sümbülü istilası nedeniyle giderek daha büyük bir tehditle karşı karşıya. Bu istilacı bitki, gölün yüzeyini kaplayarak balıkları boğuyor ve yerel halkı zor durumda bırakıyor.
BALIKÇILAR MAHSUR KALDI, HELİKOPTERLE KURTARILDILAR
Naivasha Gölü çevresinde yaşayan bir balıkçı olan Simon Macharia, su sümbülü probleminin ciddiyetini dile getiriyor: “Bazen bu durum gerçekten tehlikeli boyutlara ulaşıyor. Bir keresinde balıkçılarımız üç gün boyunca gölde su sümbüllerinin arasında mahsur kaldı. Onları kurtarmak için hükümetten yardım istemek zorunda kaldık ve bir helikopterle kurtarıldılar.” Macharia, bu bitki yüzünden birçok gün gölde balık tutamadıklarını belirtiyor. Ayrıca balık avladığı zamanlarda da, ağlarını yüzen otların altında kaybetmekte ve bu durum, onun hem kazanç elde etmesini engellemekte hem de masraflara yol açmaktadır.
UZAYDAN BİLE GÖRÜNÜYOR
Su sümbülleri, göl yüzeyini tamamen kaplayarak güneş ışığını engelliyor, diğer bitki türleriyle rekabet ediyor ve suyu oksijensiz bırakıyor. Bu da Macharia’nın yakalayabileceği balık sayısını önemli ölçüde azaltıyor. Sorunun büyüklüğü o kadar ciddi ki, uzaydan bile görünür hale gelmiş durumda. Ayrıca, gölü çevreleyen sulak alanlardaki çiçek endüstrisi için de büyük bir tehdit oluşturuyor.
TÜM KITALARDA İSTİLAYA DEVAM EDİYORLAR
Naivasha Gölü’nde yaşananlar, dünya genelinde tekrarlanan bir senaryo. Su sümbülleri, aslında Güney Amerika’ya özgü bir tür olmakla birlikte, birçok ülkede egzotik süs bitkisi olarak da satılmakta. Bu bitki, tatlı su ortamlarını hızla ele geçirerek, Antarktika dışındaki tüm kıtalarda yabancı istilacı tür olarak sınıflandırılmış durumda.
TÜRKİYE’DE ASİ NEHRİ’NDE GÖRÜLÜYOR
İstilacı su sümbülü, Türkiye’nde Asi Nehri’nde de dönem dönem etkisini göstermektedir. Lübnan kökenli olan Asi Nehri, Suriye üzerinden geçerek Hatay’ın Samandağ ilçesinden Akdeniz’e dökülüyor. Özellikle sonbahar aylarında su sümbülü, nehrin büyük bir bölümünü kaplamakta. Bu istilacı bitki, nehirdeki canlılara zarar verirken, yoğun temizlik çalışmalarına rağmen yeniden ortaya çıkabiliyor.
BİTKİ KATLANARAK YAYILIYOR, YILDA 700 MİLYON DOLARDAN FAZLA ZARARA UĞRATIYOR
Biyoçeşitlilik ve geçim kaynakları üzerindeki olumsuz etkilerinin yanı sıra, bu yüzen bitkiler hidroelektrik ve sulama sistemlerini de tıkayabiliyor. Yani, bu bitkiden etkilenmek için yalnızca nehirlerin veya göllerin yakınında yaşamak gerekmiyor. Uzmanlar, bu durumun küresel ekonomiye geçmişte on milyarlarca dolara, günümüzde ise yılda 700 milyon dolardan fazla bir maliyet getirdiğini belirtiyor. Su sümbülleriyle ilgili sorun, özellikle Afrika’da ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından oluşturulan Biyoçeşitlilik ve Ekosistem Hizmetleri Hükümetlerarası Bilim-Politika Platformu (IPBES) tarafından hazırlanan 2024 tarihli rapor, bu bitkinin ‘katlanarak yayıldığını’ ve arazi kullanımındaki değişikliklerle iklim değişikliğinin durumu daha da kötüleştirdiğini ortaya koyuyor.
Birçok kurum, su sümbülü sorununa çözüm üretmeye çalışmakta. Örneğin, bitkiye saldıran böceklerin bölgeye getirilmesiyle bitkinin yayılımı kontrol altına alınabilir. Bunun yanı sıra, su sümbülünü hasat ederek evsel atıklar ve inek gübresiyle birleştirerek biyoyakıt üretme önerileri de gündeme gelmektedir.
BİR ÖĞRENCİNİN PROJESİ ÜLKEYİ SU SÜMBÜLÜNDEN KURTARABİLİR
Kenyalı bir şirket, su sümbülünü biyoplastik haline getirerek hem bu sorunu hem de ülkenin plastik kirliliği sorununu çözmeyi hedefliyor. Eski bir inşaat ve çevre mühendisliği öğrencisi olan Joseph Nguthiru, bu şirketi son sınıf projesi olarak hayata geçirdi. Nguthiru ve arkadaşları, 2021 yılında Naivasha Gölü’ne yaptıkları bir gezide tekneleri beş saat boyunca su sümbülleri arasında mahsur kaldıklarında bu sorunu ilk elden deneyimlediler ve çözüm bulma kararlılığıyla geri döndüler.
Nguthiru’nun şirketinde üretilen biyoplastik, kurutulmuş su sümbülünün bağlayıcılar ve katkı maddeleri ile birleştirilmesiyle elde ediliyor. Daha sonra bu karışım şekillendirilerek kullanıma sunuluyor. Ürün, birkaç ay içinde biyolojik olarak parçalanabiliyor ve ilk olarak plastik ambalajlar için alternatif olarak değerlendiriliyor. Kenya, 2017 yılında tek kullanımlık plastik poşetleri yasaklayan bir yasa çıkarmış, 2020’de ise tüm tek kullanımlık plastiklerin korunma alanlarından çıkarılmasını yasaklamıştır.
Nguthiru, ürününün ‘bir taşla iki kuş vurduğuna’ inandığını ifade ederek, “Tek kullanımlık plastiklerin çoğu, süpermarket raflarından çıktıktan sonra yalnızca yaklaşık 10 dakika boyunca kullanılabilir. O halde, neden onları biyolojik olarak parçalanabilir yapmayalım?” diye konuştu. Nguthiru’nun şirketi, Doğu Afrika İklim Eylem Ödülleri’nde Gençlik kategorisini, UNESCO’nun Dünya Mühendislik Günü Hackathon’unda ödül almayı ve COP28 iklim konferansında açıklanan 2023 İnsanlık için Prototip Ödülü’nü kazanarak büyük ilgi gördü. Ayrıca, Nguthiru 2023 Obama Vakfı Afrika Lideri olarak da seçildi.
‘BUNU ŞİMDİ YAPMAZSAK BİR DAHA YAPAMAYACAĞIZ’
Balıkçılar, Naivasha Gölü’ndeki istilacı bitkileri toplamakta ve kurutup Nguthiru’nun şirketine satmaktadır. Macharia, bu durumun özellikle bitkinin ağları kapladığı günlerde onlara faydalı bir alternatif gelir sağladığını ifade ediyor. Nguthiru, inovasyonunun dünyaya fayda sağlaması için en hızlı yolu yaratmak istiyor ve su sümbülünün ötesinde iklim kriziyle mücadele için acil eylem gerektiğine inanıyor. “Önceki nesiller bizi hayal kırıklığına uğrattı ve bizden sonra gelecek olanlar bize bakıyor” diyen Nguthiru, “Bizler, 1,5 santigrat derecenin (küresel sıcaklık artışı) üzerinde bir gezegenle yaşayacak olanlarız. İklim krizi için çözüm üretmek benim neslimin sorumluluğu; bunu şimdi yapmazsak bir daha asla yapamayacağız” şeklinde konuşuyor.