Mikroplastiklerin İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkileri
Kardiyoloji Uzmanı Dr. İsmail Erdoğu, çevremizde yaygın olarak bulunan ve insan sağlığı üzerinde ciddi tehditler oluşturan mikroplastiklere dair önemli bilgiler paylaştı. Erdoğu, mikroplastiklerin deodorantlar, parfümler ve hijyen ürünleri gibi çeşitli ürünler aracılığıyla insan vücuduna girebildiğini belirtti. “Doğada bulunan her şey gibi, insanın doğasına girmekte olan doğal olmayan ürünlerin sonuçları hakkında kesin bir bilgiye sahip değiliz. Artık plastiklerin olumsuz etkilerini görmeye başlıyoruz. Bu konuda ciddi veriler elde edilmeye başlandı. Özellikle kullandığımız plastik malzemeleri geri dönüştüremediğimiz için, bu malzemelerin büyük bir kısmı çevremize yayılmaya başladı. Plastik ürünler, doğada yok olması zor olan maddelerdir ve okyanuslara girdiğinde daha da küçük, gözle görülmeyen parçalara ayrılıyor. Bu mikroplastikler, denizlerde yaşayan canlıların vücutlarında birikmeye başlıyor. Bu canlılar solungaçlarını kullanarak mikroplastikleri vücutlarına alıyor. İnsan vücuduna ise bu mikroplastikler birkaç yol ile geçiş yapabiliyor. Örneğin, gıdaların üzerindeki koruyucu plastikler zamanla aşınarak gıda maddelerine girebiliyor veya deniz ürünleri tüketimi yoluyla vücudumuza dahil olabiliyor. Ayrıca, kimyasal ürünler, deodorantlar, parfümler ve hijyen malzemeleri gibi ürünlerle de vücudumuza temas ederek içeri girebiliyorlar.”
BİRÇOK HASTALIĞA NEDEN OLUYOR
Mikroplastiklerin birçok sağlık sorununa yol açabileceğine dikkat çeken Erdoğu, “Plastiklerin hayatımıza getireceği zararlar konusunda elimizde yeterli veri yok. Kalp krizi, felç, böbrek yetmezliği gibi hastalıkların bu mikroplastikler ile ilişkili olup olmadığına dair henüz üzerinde yapılmış bir çalışma bulunmuyor. Gelecek yıllarda, belki de 50 yıl sonra insanlar dönüp baktıklarında ‘Bu insanlar plastikleri nasıl kullanmış?’ ya da ‘Bu kadar zararlı maddeleri neden dönüştürmemişler?’ gibi sorular soracaklar. Bugün elimizdeki veriler yetersiz olduğu için bu konular hakkında kesin bir şey söyleyebilmek mümkün değil.” ifadelerini kullandı.
“ÇOCUK SAHİBİ OLABİLME SIKLIĞIMIZ 20-30 YIL ÖNCESİNE GÖRE OLDUKÇA KISITLI”
Çocuk sahibi olabilme sıklığının 20-30 yıl öncesine göre önemli ölçüde azaldığını vurgulayan Erdoğu, “Tıbbi gözlemlerime dayanarak, çocuk sahibi olabilme sıklığımız 20-30 yıl öncesine göre oldukça kısıtlı hale geldi. Üreme sağlığı ile ilgili ilk ciddi verilerin gelmeye başlamasıyla, bu durumun üreme sağlığını olumsuz etkilediğine dair daha fazla bilgiye ulaşabileceğiz.” şeklinde konuştu.
“PLASTİK MALZEMELER İÇERİSİNDE SATILAN ÜRÜNLERİ TÜKETMEMELİYİZ”
Erdoğu, plastik malzemeler içerisinde satılan ürünlerin tüketilmemesi gerektiğini belirterek, “Korunmamız için bu tür ürünlerle olan teması azaltmalıyız. Konserve gıdalar, uzun süre saklanabilen ürünler ve plastik ambalajlar içindeki gıdaları tüketmemek gerekiyor. Hazır gıdalar yerine taze gıdaları tercih etmeliyiz. Ayrıca, çocuklarımızın kullanacağı eşyaların plastik değil, bez olmasına dikkat etmeliyiz. Kullandığımız giysilerin pamuklu olmasına özen göstermeliyiz çünkü sentetik ürünler, plastiklerin alt kolu olarak karşımıza çıkıyor. Plastikleri daha az kullanmalı ve tüketimimizi azaltmalıyız.” ifadelerini kullandı.
