1. Haberler
  2. Yaşam
  3. Mikroplastiklerin Deniz Ürünlerindeki Tehlikesi ve Sağlık Üzerindeki Etkileri

Mikroplastiklerin Deniz Ürünlerindeki Tehlikesi ve Sağlık Üzerindeki Etkileri

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Mikroplastikler Deniz Ürünlerinde Tehlike Oluşturuyor

Mikroplastikler Deniz Ürünlerinde Tehlike Oluşturuyor

ABD’nin Oregon eyaletindeki bilim insanları, gerçekleştirdikleri kapsamlı araştırmada altı popüler deniz ürününde tehlikeli seviyelerde mikroplastik tespit etti. 1800’den fazla deniz canlısı üzerinde yapılan laboratuvar analizleri sonucunda örneklerin yüzde 99’unun bağırsak ve dokularında mikroplastik bulgularına rastlandı. Araştırmacılar, bu mikroplastik parçalarının insanların restoranlarda ve evlerdeki yemeklerde tüketilmeden önce ‘okyanustan mutfak masalarına kadar’ bir yolculuk yaptığını belirtiyor.

Mikroplastikler, çapı 5 milimetreden küçük olan plastik parçacıklarıdır ve bu parçalar, daha büyük plastik ürünlerin parçalanması, tekstil lifleri, sigara filtreleri ve hatta güzellik ürünlerinden kaynaklanabiliyor. Mikroplastikler, yaklaşık bir susam tanesi boyutundadır.

Bağırsaktan Dokulara Geçiş Endişe Verici

Bağırsaktan Dokulara Geçiş Endişe Verici

Oregon Eyalet Üniversitesi’nde ekotoksikolog olarak görev yapan Prof. Susanne Brander, “Mikroliflerin bağırsaktan kas gibi diğer dokulara geçişinin oldukça endişe verici olduğunu” ifade etti. Yapılan araştırmalar, daha küçük deniz türlerinin genellikle daha yüksek miktarda mikroplastik içerme eğiliminde olduğunu ortaya koydu. Özellikle ringa balığı gibi küçük balıklar, deniz besin zincirinin en altında yer alan, zooplankton olarak adlandırılan küçük yüzücü hayvanları tüketiyor. Zooplankton, çoğunlukla mikroskobik boyutlarda olan sucul ortamlarda yaşayan canlılardır.

Portland Eyalet Üniversitesi’nden çalışma yazarı Profesör Elise Granek, “Diğer çalışmalar zooplanktonların yoğun olarak bulunduğu alanlarda yüksek konsantrasyonlarda plastik bulunduğunu göstermektedir” dedi.

Bu bulgulara rağmen, araştırmacılar insanlara deniz ürünlerinden uzak durmalarını önermiyor. Çünkü mikroplastikler, şişelenmiş su, bira, bal, çay, sığır eti, tavuk, sebze burgerleri ve tofu gibi birçok gıda maddesinde de yer alıyor. Dolayısıyla, deniz ürünlerini diyetinizden çıkarmanızın mikroplastik tüketiminizi durdurması pek olası değil.

Mikroplastikler, deniz ürünlerinde ve genel olarak gıdalarda ilk kez tespit edilmiyor. 2020 yılında gerçekleştirilen bir çalışmada, bir marketten satın alınan kalamar, karides, istiridye, yengeç ve sardalya gibi deniz ürünlerinde mikroplastik bulunduğu gözlemlenmişti. Ertesi yıl, Avustralyalı bir bilim insanı TikTok platformunda mağazadan satın alınan balık kroketlerinde mikroplastik tespit ettiğini gösterdi. Çeşitli gıdalarda mikroplastik varlığına dair birçok çalışma yapılmıştır; bunlar arasında tuz, deniz ürünleri, şeker, bira, şişelenmiş su, bal ve süt bulunmaktadır.

Çevreye Bıraktıklarımız Sofralarımıza Geri Dönüyor

Çevreye Bıraktıklarımız Sofralarımıza Geri Dönüyor

Profesör Granek, “Eğer mikroplastik salan ürünleri kullanıyor veya atıyorsak, bu mikroplastikler doğaya karışır ve yediğimiz yiyecekler aracılığıyla tekrar sofralarımıza geri gelir. Yani, çevreye bıraktıklarımız bir gün tabaklarımıza geri dönecektir.” diyerek durumu özetliyor.

Yapılan yeni araştırmada, yenilebilir dokusunda insan yapımı parçacıklara rastlanan altı tür deniz ürünü şu şekilde sıralandı:

  • Chinook somonu (tatlı su kızıl somonu)
  • Lingcod (manda morina)
  • Siyah kaya balığı
  • Pembe karides
  • Pasifik ringa balığı
  • Pasifik lamprey

Araştırmaya göre, su yüzeyinin hemen altında süzülerek beslenen pembe karidesler, yenilebilir dokularında en yüksek antropojenik partikül (AP) konsantrasyonlarına sahip tür olarak öne çıkıyor. Siyah kaya balığı ve lingcodda ise düşük AP konsantrasyonları tespit edilmiştir. En düşük konsantrasyona sahip tür ise Chinook somonudur.

Bahsi geçen çalışma, Oregon’da yaygın olarak tüketilen altı türe odaklandığı için listede sadece bu türleri görüyoruz. Peki, Türkiye’de durum ne? Bizim sularımızdaki balıklarda mikroplastik oranları ne? Hangi balık türleri daha riskli, hangilerini güvenle tüketebiliriz?

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Deniz Biyolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ülgen Aytan, ülkemiz denizlerinde yapılan araştırmalarla birçok ekolojik ve ekonomik değere sahip türlerde mikroplastik tüketiminin tespit edildiğini belirtiyor.

Karadeniz ve Marmara Denizi’nde Mikroplastik Durumu

Karadeniz ve Marmara Denizi'nde Mikroplastik Durumu

Özellikle Marmara Denizi’nde 12, Karadeniz’de 7 balık türünde değişen oranlarda mikroplastik tüketiminin tespit edildiğini vurgulayan Aytan, bu türleri şu şekilde sıraladı:

Mikroplastiklerin Deniz Ürünlerindeki Tehlikesi ve Sağlık Üzerindeki Etkileri

  • Karadeniz’de: Hamsi, istavrit, palamut, mezgit, lüfer, barbun, zargana
  • Marmara’da: İstavrit, barbun, mezgit, kefal, kırlangıç, mazak, kaya, pisi, dil, trakonya, iskorpit, çırçır

Bu türler arasında mikroplastiklerin en çok görüldüğü türler, Karadeniz’de hamsi ve palamut; Marmara’da ise istavrit olarak tespit edilmiştir. Yüksek mikroplastik tüketimi tespit edilen türlerin, birkaç yıl sonra yapılan başka bir araştırmada daha az ya da daha yüksek çıkma ihtimalinin olduğunu vurgulayan Aytan, balık türünü incelemek için alınan bölge, mevsim ve o andaki kirleticinin durumunun çok önemli olduğunu belirtti.

Fotoğraf: AA

Çanakkale Boğazı’nda balıkçıların yakaladığı, gövdesinde pet şişe halkası bulunan kupa balığı…

Ülkemizde incelenen tüm türler göz önüne alındığında kefal türünün yüzde 64,8’inde, barbunun yüzde 63’ünde, mırmırın yüzde 34,3’ünde, tekirin yüzde 32,8’inde, istavritin yüzde 26,7’sinde mikroplastik bulunduğu tespit edilmiştir. Genel olarak tüm balıkların yüzde 44,3’ünde mikroplastik varlığı saptanmıştır. Yani yaklaşık olarak her iki balıktan biri mikroplastik içeriyor. Bölgesel bazda balık başına düşen mikroplastik sayısı ise Ege Denizi’nde (İzmir) 1,7, Marmara Denizi’nde (İstanbul) 0,85 ve Akdeniz’de (Adana) 0,74 adet olarak belirlenmiştir.

Kırmızı karides örneklerinin yüzde 18,8’inde mikroplastik bulunduğu ve yapılan incelemede her 10 karidesten ikisinde 0,28 adet mikroplastik tespit edildiği belirtilmiştir. Ayrıca, beş farklı noktadan örneklenen midye dolmaların yüzde 91,2’sinde mikroplastik bulunduğu, ortalama olarak midye başına 0,63 adet mikroplastik tespit edildiği ifade edilmektedir. Porsiyon bazında değerlendirildiğinde 100 gramlık bir midye tüketiminde 5,76 adet, 250 gramlık midye tüketiminde ise 14,41 adet mikroplastik tüketilme riski bulunduğu tahmin edilmektedir.

Kaynak: Greenpeace/ Türkiye’de deniz canlılarında mikroplastik kirliliği raporu – 2019

Plastikle Kirlenmiş Deniz Ürünlerinin Sağlık Üzerindeki Etkileri

Plastikle Kirlenmiş Deniz Ürünlerinin Sağlık Üzerindeki Etkileri

Peki, plastikle kirlenmiş deniz ürünleri tüketmenin insan sağlığı üzerindeki etkileri nelerdir? İç hastalıkları uzmanı Aytaç Karadağ, deniz ürünleri tüketirken artık iki kere düşünmemiz gerektiğini, çünkü bazı deniz canlılarının diğerlerine göre çok daha fazla mikroplastik biriktirdiğini ifade ediyor. Özellikle midye ve istiridye gibi kabuklular, deniz suyunu süzerek beslendikleri için adeta bir mikroplastik deposu haline geldiğini belirtiyor.

Karadağ, küçük balıklardan hamsi ve sardalyanın da bütün olarak tüketildiği için risk grubunda olduğunu, ton ve kılıç balığı gibi büyük balıkların ise küçük balıkları yiyerek vücutlarında ciddi miktarda mikroplastik biriktirdiklerini önemle vurguluyor.

Bağışıklık Sistemine Zarar, Hormon Dengesizliği

Bağışıklık Sistemine Zarar, Hormon Dengesizliği

Mikroplastiklerin vücuda girdiğinde sessiz birer düşman gibi çalıştığını, bağışıklık sistemini zayıflattığını, hormonal dengeyi bozduğunu ve bazı kanser türlerine yol açabileceğini belirten Karadağ, sindirim sisteminde yarattığı tahribatın yanı sıra karaciğer ve böbreklere de ciddi zararlar verdiğini ifade ediyor. Sanki görünmez bir düşmanla savaştığımızı dile getiriyor.

Mikroplastikle kontamine olmuş deniz ürünlerini yemenin sağlık üzerindeki potansiyel etkileri şu şekilde özetlenebilir:

  • “Mikroplastikler ilk tahribatı sindirim sistemimize ciddi şekilde yapar. Bağırsaklarda iltihaplanmalara yol açabilir ve sindirim sistemimizi altüst edebilir, bağırsak florasının bozulması uzun sürede mide bağırsak hastalıklarına neden olabilir.”
  • Mikroplastikler, endokrin bozucu özellikleri nedeniyle hormonal sistemimizi etkiler. Troid bezlerimiz ilk etkilenen organlardır; bu nedenle mikroplastikler, bu bezlerin düzgün çalışmasını engelleyebilir.”
  • Üreme organları da mikroplastiklerden etkilenir. Kadınlarda yumurtayı etkileyerek doğurganlık oranını düşürürken, erkeklerde sperm kalitesini azaltarak doğurganlığı olumsuz yönde etkileyebilir. Hamile kadınlarda bu durum, bebeğin sağlığını tehlikeye sokabilir, düşüklere veya doğum kusurlarına yol açabilir.”
  • Bağışıklık sistemimizi etkileyen mikroplastikler, alerjik rahatsızlıkların tetiklenmesine de neden olabilir.”

Karadağ, mikroplastiklerin sindirim sistemi, karaciğer kanseri ve meme kanseri gibi kanser türlerine yol açabileceğinin altını çizerken, ayrıca kalp damar hastalıkları açısından da mikroplastiklerin damarları sertleştirip kan damarlarını bozarak tansiyon sorunlarının ortaya çıkmasına neden olabileceğini vurguluyor. Bunun yanı sıra beyin damarlarında da problemler yaratabileceğini dile getiriyor.

Son olarak, beynin içinde enflamasyona neden olabileceği için hafıza problemleri, beyin sisi gibi sorunlara yol açabileceğini, özellikle büyüme ve gelişme çağındaki çocukların mikroplastiklere maruz kalmasının öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği ve hiperaktivite gibi sorunlarla ilişkilendirilebileceğini sözlerine ekliyor.

Mikroplastiklerin Deniz Ürünlerindeki Tehlikesi ve Sağlık Üzerindeki Etkileri
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin