1. Haberler
  2. Teknoloji
  3. Migrenin Nedenleri: Kan Şekeri Seviyeleri ile İlişkisi

Migrenin Nedenleri: Kan Şekeri Seviyeleri ile İlişkisi

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Migrenin Nedenleri Üzerine Yeni Bulgular

Son dönemde gerçekleştirilen kapsamlı bir araştırmada, bilim insanları migrenin altında yatan nedenleri daha iyi anlamaya yönelik önemli bulgular elde etti. Araştırma, migren ile kan şekeri seviyeleri arasında dikkat çekici bir bağlantı olduğunu ortaya koyuyor. Bu genetik bağlantının, migrenin tespit ve tedavi süreçlerinde önemli bir rol oynadığı vurgulanıyor.

Migrenin, dünya genelinde nüfusun %10’undan fazlasını etkilediği ve özellikle kadınlarda bu oranın yaklaşık üç kat daha fazla olduğu bilinmektedir. Queensland Teknoloji Üniversitesi Genomik ve Kişiselleştirilmiş Sağlık Merkezi’nde görevli olan profesör Dale Nyholt, “1935 yılına kadar migren, ‘glisemik baş ağrısı’ olarak tanımlanıyordu. İnsülin direnci, hiperinsülinemi (aşırı insülin), hipoglisemi (düşük kan şekeri) ve tip 2 diyabet gibi glisemik özellikler, migren ve baş ağrısı ile ilişkilidir.” ifadelerini kullandı.

Araştırma Yöntemi ve Bulgular

Donanımhaber’de yer alan bu araştırmada, genetik bağlantıları belirlemek amacıyla binlerce migren hastasının genomları detaylı bir şekilde analiz edildi. Ortak genlerin, bağlantıların veya bölgelerin olup olmadığını belirlemek için çapraz ve rastgele testler gerçekleştirildi.

Çalışmanın baş araştırmacısı Rafiqul Islam, “İncelediğimiz dokuz glisemik özellikten, açlık insülini (kan insülin seviyesi) ve glikozile hemoglobin için hem migren hem de baş ağrısı arasında önemli bir genetik korelasyon bulduk. Ancak, iki saatlik glikoz düzeyi sadece migrenle ilişkilendirildi.” dedi. Ayrıca, kandaki şeker seviyeleri ile migren veya baş ağrısı arasında bir ilişki olduğu da saptandı.

Tedavi İçin Yeni Umutlar

Bu genetik bağlantı, migrenin ve ilişkili kan şekeri özelliklerinin nasıl ortaya çıktığını anlamak için önemli bir adım olarak görülmekte ve tıbbi müdahale için heyecan verici yeni yollar sunmaktadır. Bulgular, dünya genelinde milyonlarca insanın (bu yazıyı yazan ben de dahil) yaşadığı bu rahatsızlık için etkili tedavi yöntemlerinin artık çok uzakta olmadığını göstermektedir. Migrenin biyolojik nedenleri henüz tam olarak aydınlatılamamış bir alan olduğundan, bu önemli çalışma, hastalığın anlaşılması açısından büyük bir ilerleme kaydedilmesini sağlamaktadır.

Rafiqul Islam, açıklamalarına şöyle devam etti: “Bulgularımız, migren ve baş ağrısı hastalarında glisemik özellikleri yönetmek için yeni tedavi stratejileri geliştirmek adına önemli yollar sunuyor. Özellikle baş ağrısına karşı koruma sağlamak amacıyla açlık proinsülin seviyesinin artırılması gerektiğini düşünüyoruz.” Bu ön çalışma önemli bulgular sunmuş olsa da, konunun daha derinlemesine ve küresel bir perspektifle araştırılması gerektiği dile getirilmektedir.

Migrenin Nedenleri: Kan Şekeri Seviyeleri ile İlişkisi
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin