Microsoft’un Yeni Patent Başvurusu: Toplantılarda İzleme Teknolojisi
Teknoloji devi Microsoft, toplantıların verimliliğini artırmak amacıyla çalışanların yüz ifadeleri ve vücut dillerini analiz eden bir sistem için patent başvurusunda bulundu. Bu yenilikçi sistem, sanal ve fiziksel toplantılarda uygulanabilirlik gösteriyor. Ancak, toplantı odalarına yerleştirilecek çok sayıda sensör ve gözlem cihazı, mahremiyet konusunu gündeme getiriyor.
Microsoft, daha önce geliştirdiği bir “üretkenlik ölçümü aracı” nedeniyle eleştirilerin hedefi olmuştu. Bu sistem, çalışanların Microsoft Office 365 yazılımını ne sıklıkta ve hangi şekilde kullandığına dair verileri yöneticilerle paylaşıyor. Eleştirmenler, bu tür uygulamaların yöneticilerin çalışanları sürekli gözetlemesine olanak tanıdığını savunuyor.
Yüz İfadeleri ve Duygusal Analiz
Şirketler, patentlerini her zaman pratikte hayata geçirmiyor; ancak bu tür başvurular, teknoloji devlerinin üzerinde çalıştığı alanları gösteriyor ve zamanla başka ürünlerde de kendine yer bulabiliyor. Microsoft’un Temmuz ayında yaptığı yeni patent başvurusuna göre, sensörlerin kaydedebileceği veriler şunları içeriyor:
- Toplantıya davet edilen katılımcı sayısı ve bunlardan kaçının katıldığı
- Katılımcıların yüz ifadeleri ve beden dillerinin analizi
- Her bir katılımcının toplantıya katkı süresi
- Konuşmalarda yorgunluk veya sıkılma belirtileri gösteren tonlamaların tespiti
Patent belgeleri, işçilerin cep telefonlarının da takip edilebileceği ve toplantı sırasında mesajlaşma ya da internette gezinme gibi faaliyetlerin izlenebileceğini ortaya koyuyor. Microsoft’un geliştirdiği bu sistem, tüm bu verileri bir araya getirerek toplantının verimliliğini, katılımcıların duygusal durumunu ve ortamın rahatlığını belirten bir “kalite skoru” oluşturacak.
Ancak bu durum, veri güvenliği ve mahremiyet konularında endişelere yol açıyor. Big Brother Watch’ın direktörü Silkie Carlo, bu tür sistemlerin çalışanların mahremiyetini ihlal edeceğini ve çalışan hakları açısından ciddi bir gerileme yaratacağını ifade ediyor. Carlo, “Bu tür gözetim sistemleri, iş yerlerinde çeşitliliği azaltıyor ve insanların en verimli olduğu tek tip bir ‘normal’ çalışma modeli oluşturma eğiliminde,” diyor. Ayrıca, gözetim teknolojilerinin çoğu zaman yenilik olarak tanıtıldığını, fakat gerçekte çalışma koşullarını geriye götürdüğünü vurguluyor.