Metaverse’in Geleceği: 2030’a Kadar Nasıl Değişecek?
ABD merkezli strateji danışmanlığı firması Future Today Institute (Gelecek Bugün Enstitüsü) yöneticilerinden Melanie Subin, 2030 yılı itibarıyla “insanların büyük bir kısmının bir şekilde Metaverse’te olacağına” inandığını belirtiyor. Subin, birçok kişinin Metaverse platform ve uygulamalarını iş amaçlarıyla kullanırken, bazı bireylerin bu platformların hayatlarında çok daha merkezi bir rol oynayacağını ifade etti. The New York Post’a verdiği demeçte, Subin, bazı kullanıcıların “yalnızca iş veya eğitim yükümlülüklerini yerine getirmek için” Metaverse’i kullanacağını, diğerlerinin ise “uyanık oldukları saatlerin çoğunluğunu bu dijital dünya içinde geçireceğini” dile getirdi.
“Sanal Gerçeklik Gözlükleri Akıllı Telefonlara Dönüşecek”
Uzmanların görüşlerine göre, Metaverse aslında çok oyunculu ilk video oyunlarının ortaya çıkmasından bu yana hayatımızda yer alıyordu. Ancak geçen yıl Facebook’un adını Meta olarak değiştirmesi ve sanal gerçeklik ile artırılmış gerçeklik gözlüklerini tanıtmasıyla birlikte bu kavram hızla popülarite kazandı. Sektör temsilcilerinin çoğu, yakın gelecekte bu gözlüklerin akıllı telefonlar gibi günlük yaşamda vazgeçilmez ürünler haline geleceğini öngörüyor. Üç boyutlu yazılım geliştiren teknoloji girişimi Cesium’un CEO’su Patrick Cozzi, “Giyilebilir artırılmış gerçeklik cihazları, bugünkü akıllı telefonlar kadar yaygın hale gelebilir” şeklinde yorumda bulundu. Cozzi, Facebook’un Oculus oyun kulaklıklarının, insanların arkadaşlarıyla iletişim kurmak için sıkça kullandığı cep telefonlarının yerini alacağı bir geleceği işaret etti.
Metaverse’e Şimdiden Uyum Sağlayanlar
Bu arada, ünlüler de avatarların büyülü dünyasına ve sanal gerçeklik gözlüklerine şimdiden adapte olmaya başladı. Örneğin, rapçi Lil Nas X, Metaverse platformu Roblox’ta bir konser vermişken, Travis Scott ve Ariana Grande ise Fortnite adlı bir başka Metaverse platformunda performans sergiledi. Bu sanatçıların Metaverse’deki performansları büyük ilgi gördü. Moda endüstrisi de sanal giyim ürünleri sunmak için Metaverse platformlarıyla işbirlikleri kuruyor. Nike, Metaverse için NFT ayakkabılar üreten RTFKT Studios isimli şirketi satın aldığını duyurmuştu. Ayrıca, Decentraland gibi popüler platformlar sanal arsa satışlarına şimdiden başladı.
“Yeni gerçekliğe” en hızlı adapte olan gruplardan biri de sağlık çalışanları oldu. Örneğin, ABD’deki UConn Health tıp merkezindeki cerrahi asistanlar, Oculus başlıkları kullanarak cerrahi prosedürleri uyguluyor ve sanal hastaları tedavi ederek gerçek operasyonlara hazırlanıyor. Metaverse dünyasına adım atan ilk büyükşehir ise Eylül ayında Seul oldu. Güney Kore’nin başkenti, ekonomik, kültürel, turizm, eğitim ve sivil hizmetler gibi belediye işlerini yürütmek için “sanal bir ekosistem” yaratmayı planladığını açıkladı.
Pandeminin insanların evlerine kapanmasına neden olması, Metaverse’ün popülaritesini artıran bir diğer etken olarak değerlendiriliyor. Sonuç olarak, Google ve Meta gibi teknoloji devlerinin bu sanal dünyada baskın güç olup olmayacağı ise merak konusu.
“Hepsini Birleştirmek İstiyoruz”
Teknoloji dergisi Journal of Virtual Worlds Research’ün editörü ve Metaverse uzmanı Yesha Sivan, “Biz bunun birleşik bir sistem olmasını istiyoruz. Anahtar faktör, bunu kolaylaştıracak küresel standartlara sahip olmaktır” diyerek, şunları kaydetti: “A dünyasında sanal bir gömlek satın alabilmeyi ve bu gömleği B dünyasına götürebilmeyi umuyoruz.” Meta dünyasına dahil olan birçok kişi, bundan sonraki süreçte ne olacağına dair iyimser bir bakış açısına sahip ve sanal gerçeklik teknolojisinin hızla gelişmesini umut ediyor. Öte yandan, uzmanlar, gelecekte vaat eden her uygulamanın bu kadar hızlı gelişmeyeceğini vurguluyor. Cozzi, “Metaverse’ü inşa ederken tarihin en heyecan verici ve en zorlu teknik sorunlarıyla karşılaşabiliriz” dedi. Bazı yönlerden, meta veri deposu zaten mevcut ancak bazı başarıların 10 yıllık bir sürecin sonunda geleceği öngörülüyor. Diğer gelişmeler ise 50 yıl sonra ortaya çıkabilir. Subin de bu görüşü destekleyerek, “Ne zaman Matrix’e giren Neo gibi ortalıkta koşuşturacağımızı soruyorsanız, bence 2030’dan biraz daha ileriye bakmalıyız.”
Kaynak: Independent Türkçe
