Meme Kanseri Hakkında Bilgiler
Kadınlar arasında en yaygın kanser türü olan meme kanseri, birçok kadında ölüm korkusuna yol açmaktadır. Diğer kanser türlerinde olduğu gibi, erken teşhis ve etkili tedavi yöntemleri, meme kanserinde de hayat kurtarıcı olmaktadır.
Meme Kanseri Nedir?
Meme kanseri, yağ dokusu, kan damarları, süt kanalları ve salgı bezlerinden oluşan meme dokusundaki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu hücreler, bazı durumlarda vücudun diğer bölgelerine de yayılabilir ve bu şekilde tümörler oluşturabilir. Sağlıklı hücrelerde meydana gelen yapısal değişiklikler, hücrelerin hızla çoğalmasına ve meme bölgesinde tümörlerin oluşmasına neden olmaktadır.
Meme Kanseri Neden Olur?
Meme kanserinin kesin nedenleri bilinmemekle birlikte, aşağıdaki faktörler bu hastalığın gelişiminde rol oynayabilir:
- Hiç doğum yapmamış olmak ya da ilk doğumu 30 yaşından sonra gerçekleştirmiş olmak,
- Doğum yaptıktan sonra 6 ay boyunca bebeği emzirmemek,
- İleri yaşta menopoz dönemine girmek,
- Erken yaşta adet görmeye başlamak,
- Aşırı alkol tüketimi,
- Aşırı kilo ya da obezite,
- Hareketsiz yaşam tarzı,
- Kadın olmak,
- Birinci dereceden akrabalarda meme kanseri öyküsünün bulunması,
- Uzun süreli östrojen tedavisi almak,
- Özellikle göğüs bölgesinde radyasyona maruz kalmak,
- Daha önce meme kanserine yakalanmış olmak.
Özellikle ileri yaş, ilk adet kanamasının 12 yaşından küçük başlaması ve ailede meme kanseri öyküsü bulunması, değiştirilemeyen birincil risk faktörlerindendir. Kadınlarda 30 yaşından sonra artan risk, 50 yaşından sonra daha belirgin hale gelmektedir. Meme kanseri teşhisi konulan kadın hastaların yaklaşık yarısı, 65 yaş üstü bireylerdir. Birinci dereceden yakınları arasında meme kanseri öyküsü bulunanlar, normalden üç kat daha fazla risk taşımaktadır.
Erkeklerde Meme Kanseri Olur mu?
Erkeklerde de kadınlarda olduğu gibi meme dokusu bulunmaktadır. Bu nedenle, erkeklerde meme kanseri görülme ihtimali mevcuttur; ancak risk, kadınlara göre oldukça düşüktür. Her 100 vakadan 1’inde görülen hastalık, genellikle 60-65 yaş üstü erkeklerde ortaya çıkmaktadır. Erkeklerde meme kanserinin olabileceği ihtimali çoğu zaman göz ardı edildiğinden, tanı ve tedavi süreçleri sıklıkla gecikmektedir.
Meme Kanseri Belirtileri
Meme kanserinin en yaygın belirtisi, meme çevresinde veya koltuk altında ele gelen kitlelerdir. Bu kitleler bazı vakalarda sert dokulu ve ağrılı, bazı vakalarda ise yumuşak dokulu ve ağrısız olabilir. Meme kanseri belirtileri arasında şunlar yer almaktadır:
- Meme çevresinde ağrı,
- Meme ve koltuk altı bölgelerinde şişlikler,
- Meme başında akıntı ya da kanama,
- Meme başında görülen şekil bozuklukları (çökme ya da içeri çekilme),
- Meme çevresinde yara ve cilt bozuklukları,
- Meme çevresinde oluşan ödemler,
- Memede renk değişiklikleri ya da şekil bozuklukları.
Bazı durumlarda, meme kanseri belirtileri yayılan hücrelerin neden olduğu diğer semptomlarla da kendini gösterebilir. Meme kanseri metastaz yaptığında, akciğer ve karaciğer gibi organlarda da doku bozukluklarına neden olabilir. Bu nedenle, göğüs bölgesinde ağrı ya da nefes darlığı gibi şikayetler de meme kanserinin belirtisi olabilir.
Kendi Kendine Meme Kanseri Muayenesi Nasıl Yapılır?
Erken aşamada belirgin semptomlar gözlemlenmediği için meme kanseri muayenesi büyük önem taşır. Meme kanserinin erken teşhisi, büyük oranda hastaların kendi kendilerine gerçekleştirdikleri muayenelerle mümkün olmaktadır. Kadınların, 20 yaşından itibaren ayda bir kez meme muayenesi yapmaları önerilmektedir. Bu muayenelerin, hormonların etkisinin normalden az olduğu adet dönemi bitişinden 4-5 gün sonra yapılması gerekmektedir.
Meme muayenesi, ayna karşısında, duşta ya da yatar pozisyonda gerçekleştirilebilir. Ayna karşısında, yeterli ışığın olduğu bir ortamda üst beden çıplak olacak şekilde, meme çevresi ve altı, meme başları ile koltuk altı elle ve gözle incelenmelidir. Ayna karşısında öncelikle memelerin boyutları, simetrisi ve rengindeki anormallikler; meme başlarında çökme; meme derisinde kızarıklık olup olmadığı gibi durumlar farklı açılardan kontrol edilmelidir. Ardından, aynı gözlem kollar yukarıdayken tekrarlanmalıdır.
Bu aşamada, özellikle koltuk altında bir şişlik olup olmadığına dikkat edilmelidir. Yatarak ya da ayakta yapılan elle muayenede, meme altı, meme başları ve koltuk altında herhangi bir kitle olup olmadığı kontrol edilmektedir. Ayakta yapılan elle muayenede, sağ meme için sol el, sol meme için sağ el kullanılmalıdır. İşaret, orta ve yüzük parmaklarıyla dairesel hareketler yaparak ve baskı şiddetini hafifçe artırarak meme çevresi ve koltuk altı kontrol edilmelidir. Sırtüstü yatar pozisyonda yapılan elle muayenede ise, sağ meme kontrolünde sağ kol, sol meme kontrolünde ise sol kol başın yukarısına kaldırılmalıdır. Bu noktada, muayenenin yapıldığı tarafta omuzların alt kısmına havlu ya da yastık koymak faydalıdır. Tıpkı ayakta olduğu gibi dairesel hareketlerle meme çevresi ve koltuk altında kitle olup olmadığına bakılmalıdır. Ayrıca, meme ucu sıkılarak akıntı ya da kanama olup olmadığı kontrol edilmelidir. Bu süreçte herhangi bir yumru ya da kitleye rastlanılması durumunda bir sağlık kurumuna başvurulması gerekmektedir.
Meme Kanseri Başlangıcı
Meme kanseri başlangıç evresinde belirtiler, diğer kanser türlerine göre farklılık göstermektedir. Erken evrede çok fazla semptom göstermez; bu durum, erken teşhisi zorlaştırmaktadır. İleri evrelere kadar belirgin semptomlar göstermemesi nedeniyle, hastalığın başlangıç evresinde teşhis edilebilmesi için kadınların düzenli sağlık taramalarından geçmesi büyük önem taşımaktadır. Meme kanseri farkındalık kampanyaları, bu hastalıkla ilgili bilinçlenmeyi arttırmakta ve erken tanının önemini vurgulamaktadır.
Meme Kanseri Evreleri
Meme kanseri evreleri, kanserli hücrelerin yerine, büyüklüğüne, lenf bezlerine yayılma derecesine ve çevre organlara metastaz yapıp yapmamasına göre farklılık göstermektedir. Beş ana evre bulunmaktadır ve bu evrelerin alt aşamaları, kanserin yayılma durumu hakkında bilgi vererek doktorların tedavi planı üzerinde yol gösterici olmaktadır.
Evre 0
Bu aşamada, süt kanallarında oluşan hücreler henüz yağ dokusuna, lenf bezlerine ya da diğer doku ve organlara yayılmamıştır. Meme kanserinin en erken aşaması olan bu evrede tümör boyutları oldukça küçüktür.
Evre IA
Bu aşamada, lenf bezleri ve çevre organlara ulaşmayan hücreler 2 cm’den daha küçük boyutlardadır.
Evre IIA
Bu evrede, hücreler boyutlarına bağlı olarak lenf bezlerine yayılma gösterme potansiyeline sahiptir. 2 cm-5 cm arası boyutlara sahip olan tümör, lenf bezlerine veya çevredeki doku ve organlara yayılmamıştır. Ayrıca, 2 cm’den küçük tümörlerde, çok az miktarda lenf bezlerinde yayılma görülebilir.
Evre IIB
Bu aşamada, 2 cm-5 cm arası boyutlardaki tümör lenf bezlerine yayılım göstermekte, ancak uzak organ ve dokulara ulaşmamaktadır. 5 cm’den büyük olan kitleler ise lenf bezlerine yayılmadan yalnızca göğüs çeperi üzerinde kalmaktadır.
Evre IIIA
Yaklaşık 5 cm boyutlarında olan kitle, çevre dokulara yayılmadan koltuk altı lenf bezlerine yayılım göstermektedir. 5 cm’den büyük hücreler ise göğüs çeperini tutmadan lenf bezlerinde yayılabilmektedir.
Evre IIIB
Bu aşamada, hücreler koltuk altı ve göğüs kafesi çevresindeki lenf bezlerinde veya göğüs çeperi ve dokusu üzerinde yayılma göstermektedir. Kanserli hücrelerin boyutları değişkendir; bununla birlikte, uzak bölgelerde kanserli hücreye rastlanmamaktadır.
Evre IIIC
Değişken boyutlardaki kanserli hücreler, köprücük kemiği üzerindeki veya göğüs kafesi çevresindeki lenf bezlerine ve koltuk altı lenf bezlerine yayılım göstermektedir. Bu aşamada, meme çevresindeki çok sayıda lenf bezinde kanserli hücreye rastlanmaktadır.
Evre IV
Meme kanseri, 3 evre dışında kalan bu evrede, kanserli hücreler karaciğer, akciğer, kemik gibi çevre organlara ve dokulara metastaz yapmıştır.
Meme Kanseri Tedavisi
Meme kanseri vakaları her yıl artmasına rağmen, modern tıp ve yeni tedavi yöntemleri sayesinde hastalık erken teşhis edilerek kontrol altına alınabilmektedir. Özellikle erken evrede fark edilen hastalıkta, tümörün yayılmasına müdahale edilmekte ve meme kayıpları en aza indirilmektedir. Cerrahi operasyon gerektiren ileri evre meme kanseri tedavisi, plastik cerrahi ile birlikte yürütülmekte ve hastalara meme rekonstrüksiyonu uygulanmaktadır. Meme kanseri tedavisi, cerrahi yöntemlerin yanı sıra kemoterapi, radyoterapi ve hormon tedavisi ile gerçekleştirilmektedir. Tedavi planı, hastalığın evresine göre şekillendirilmektedir.
Evre 0’da genellikle ameliyatın ardından kemoterapi veya radyoterapi gibi yardımcı tedaviye gerek duyulmamaktadır. Kitlenin küçük olduğu Evre I ve Evre II’de ameliyata ek olarak yardımcı bir tedaviye ihtiyaç duyulup duyulmadığına hekimler karar vermektedir. Evre III’te kemoterapi ve cerrahi operasyon birlikte uygulanırken, Evre IV’te kanserli hücrelerin yayılım alanına göre ameliyat yapılıp yapılmayacağına karar verilmektedir. Çok ileri seviyede metastaz görülen vakalarda, hastaların yaşam kalitesini artırmak amacıyla yalnızca yardımcı tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. İleri evre tüm cerrahi operasyonlarda temel amaç, kanserli hücrelerin tamamen temizlenmesi ve lenf bezlerine yayılım görülmesi durumunda bu bezlerin de alınmasıdır. Meme kanserinde uygulanan cerrahi yöntemler şunlardır:
Mastektomi
Mastektomi, meme dokusunun ve hücrelerin yayılması durumunda lenf bezlerinin de alınmasını içeren bir yöntemdir. Bu işlem, basit mastektomi, cilt koruyucu mastektomi ve radikal mastektomi olarak üçe ayrılmaktadır. Basit mastektomide, yağ dokusu, meme derisi ve meme uçlarıyla birlikte tüm meme alınmaktadır. Günümüzde alternatif yöntemlerin gelişmesiyle çok fazla tercih edilmeyen bu yöntemde, hücrelerin yayılması durumunda lenf bezleri de alınmaktadır. Memenin alt bölümünde bulunan kas dokuları ise bırakılmaktadır. Cilt koruyucu mastektomi, meme dokusu alınmasına rağmen meme derisine dokunmayan bir yöntemdir. Meme ucu ve çevresinin de alındığı bu operasyon sonrasında derinin büyük bir kısmı bırakıldığından, silikon protezler yardımıyla meme yeniden yapılandırılmaktadır. Radikal mastektomi ise tüm meme, meme altı kaslar ve koltuk altı lenf bezlerinin alınmasını içermektedir ve genellikle göğüs çeperine tutunan büyük kitlelerin temizlenmesi amacıyla tercih edilmektedir.
Meme Koruyucu Cerrahi (Lumpektomi)
Lumpektomi, memenin tamamı yerine yalnızca kanserli kitle ve etkilediği çevre dokuların alınmasını içeren bir cerrahi yöntemdir. Bu yöntem, özellikle erken evre meme kanseri vakalarında yaygın olarak tercih edilmektedir. Hem memenin bütünlüğünü koruması hem de hastaların psikolojik olarak daha az etkilenmesini sağlaması açısından önemlidir. Bu cerrahi yöntemle birlikte hastalara genellikle radyoterapi uygulanmaktadır.
Radyoterapi
Radyoterapi, özellikle memenin tamamının alınmadığı operasyonlardan sonra yardımcı tedavi olarak uygulanmaktadır. Koltuk altı ve meme bölgesine ışın verilmesini içeren bu işlem, cerrahi operasyonlarda kitle temizlense de kanserli hücre kalma olasılığını yok etmekte ve alınmayan meme dokusunun korunmasına katkı sağlamaktadır. Radyoterapi, ameliyattan yaklaşık 30 gün sonra planlanmakta ve ortalama 6-7 hafta sürmektedir.
Kemoterapi
Kemoterapi, ilaçlı tedavi yöntemlerinden biridir ve genellikle cerrahi operasyonlardan sonra uygulanmaktadır. Bu tedavi, muayene ve taramalarla belirlenemeyen ancak vücudun farklı bölgelerine yayılma ihtimali olan kanserli hücrelerin temizlenmesinde etkilidir. Bu amaçla hastalara damar içinden kimyasal ilaçlar verilmektedir. Meme kanseri ameliyatından sonra, kalan kanserli hücrelerin temizlenmesi ve çevre organ ve dokulara yayılma riskini ortadan kaldırmayı hedefleyen kemoterapi, kanserli hücrelerin meme çevresi ve koltuk altındaki yayılımı ve boyutlarına göre planlanmaktadır. Ayrıca, meme kanseri ameliyatından önce de uygulanabilmektedir ve büyük boyutlu hücrelerin küçülmesine yardımcı olmaktadır.
Hormon Tedavisi
Hormon tedavisi, kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi operasyon sonrasında kalan kanserli hücrelerin temizlenmesi amacıyla uygulanmaktadır. Hastalığın tekrar etmesine karşı koruyucu yöntemlerden biri olan bu tedavi, östrojen hormonunu azaltarak, bu hormona duyarlı kanserli hücrelerin çoğalmasını önlemeyi amaçlamaktadır.
Meme Kanseri Ameliyatı
Meme kanseri ameliyatları, memenin tamamının ya da yalnızca kanserli dokuların bulunduğu bölümlerin alınmasını amaçlayan mastektomi ve lumpektomi yöntemleri olarak ikiye ayrılmaktadır. Erken evrede meme kanseri olanlar için lumpektomi, ideal yöntemlerden biridir. Bazı durumlarda hücrelerin fazla yayılması nedeniyle memenin tamamının alınmasını içeren mastektomi ameliyatları uygulanmaktadır. Genel anestezi altında gerçekleştirilen bu ameliyatların süresi, operasyonun türüne bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Yaklaşık 1-3 saat arasında süren operasyonların ardından hastalar, birkaç gün istirahat ettikten sonra taburcu olmaktadır. Meme kanseri ameliyatları sonrasında, tedavi ne kadar başarılı olursa olsun, hastalığın tekrar etme riski bulunmaktadır. Erken evrede hastalığın tekrar etme olasılığı daha düşük olduğu için, ameliyattan sonra hastaların düzenli kontrole girmeleri gerekmektedir. Ameliyattan sonraki üç yıl boyunca üç ayda bir, sonraki yıllarda altı ayda bir ve senede bir olacak şekilde kontrol planı yapılması önerilmektedir.
Detaylı bilgi için tıklayınız.