Portsmouth Üniversitesi’nden Melvin Vopson’un Simülasyon Teorisi Üzerine Çalışmaları
Birleşik Krallık’taki Portsmouth Üniversitesi’nde görev yapan Alman fizikçi Melvin Vopson, evrenin bir simülasyon olabileceği fikrini bilimsel bir çerçevede test etmeye hazırlanıyor. Independent Türkçe‘deki bir habere göre Vopson, bu deney için gerekli olan finansmanı sağlamak amacıyla bir bağış kampanyası başlatmış durumda. Hedefi 219 bin dolar olan kampanya, şu anda yalnızca 1 bin dolarlık bir bağış toplayabilmiş durumda. Vopson, deneyin amacını ve uygulanışını daha geniş kitlelere ulaştırmak için The Conversation platformunda simülasyon teorisini ele alarak, bu konudaki düşüncelerini aktardı.
Simülasyon Teorisi Nedir?
Simülasyon teorisi, temel olarak, yaşadığımız evrenin aslında başka varlıklar tarafından tasarlanmış bir bilgisayar programı olduğu anlamına geliyor. Bu teori, “Evrende yaşam nasıl ortaya çıktı?” sorusuna kadar uzanan derin bir tartışmayı da beraberinde getiriyor.
- Dünya’da ve evrende yaşamın gelişmesi için gerekli karmaşık koşulların ve olaylar zincirinin nasıl oluştuğu, bilim dünyasının en büyük gizemlerinden birini oluşturuyor.
- Bazı fizikçiler, çoklu evren teorisinin bu soruya yanıt verebileceğine inanıyor; bu teoriye göre, bizim evrenimiz gibi birçok evren mevcut ve en az birinde yaşam için gerekli koşulların oluşması olasıdır.
- Diğer bilim insanları ise bu soruya farklı bir bakış açısıyla yanıt veriyor: Evren, birilerinin bilgisayarda yaptığı ince ayarlamalarla oluşturulmuş bir simülasyon olabilir.
Vopson, bu ikinci seçeneğin “bilgi fiziği” adı verilen bir bilim dalının kapsamına girdiğini öne sürüyor. Bu, fiziksel gerçekliğimizin aslında “uzay-zaman deneyimimizi ortaya çıkaran bilgi parçalarından” oluştuğu anlamına geliyor. Vopson, The Conversation‘daki yazısında, bu durumu şöyle açıklıyor:
“1989’da ünlü fizikçi John Archibald Wheeler, evrenin temelde matematiksel olduğunu ve bilgiden meydana gelmiş olabileceğini öne sürdü. Yani, ünlü aforizmayı ‘bit’lerden icat etti.”
Bilgisayar bilimlerinde bilgi depolayan en küçük ve temel birime “bit” denir. Vopson, “Aşırı yüklenmiş bir işlemcinin bilgisayardaki işlemleri yavaşlattığını biliyoruz” diyerek teorisini Albert Einstein’dan bir örnekle destekliyor. Einstein’ın genel görelilik teorisi, kara deliklerin yakınında zamanın yavaşladığını gösteriyor.
Her Bilgi Parçasının Sonlu ve Ölçülebilir Bir Kütlesi Olmalı
Vopson, 2019 yılında Einstein’ın genel görelilik teorisine dayanan bir hipotez geliştirdi. Bu hipoteze göre, her bilgi parçasının sonlu ve ölçülebilir bir kütlesi olmalıdır. Örneğin, bilgi içeren bir sabit disk, aynı diskin boş olanına göre daha ağır olmalıdır. Ancak, bu kütle farkı çok küçük olduğu için mevcut tekniklerle ölçülmesi ve teorisinin kanıtlanması zor olmuştur.
Vopson, yakın gelecekte bu hipotezi kanıtlamanın mümkün olduğunu düşünüyor. Fizikçinin şu an için yalnızca kağıt üzerinde tasarladığı deneyde iki temel varsayım öne çıkıyor:
- Birincisi, bilginin de kütleye sahip olduğu yönündeki ana tahmin.
- İkincisi ise, tüm temel parçacıkların, canlıların DNA’sı gibi kendileri hakkında bilgi depoladığıdır; yani her elektron bir bilgi taşıyor.
Vopson, bu ikinci varsayımına dayanarak maddeyi anti-madde ile çarpıştırmayı planlıyor. Tüm parçacıklar, kendileriyle aynı olan ama zıt yüke sahip ‘karşı’ versiyonlarına sahiptir ve bunlara anti-madde denir. Bir enerji patlamasında bu iki madde, ‘fotonlar’ yani daha hafif parçacıklar yayarak birbirini yok eder. Vopson, bu parçacıklar yok olduğunda geriye bilginin kalacağını ve bu bilginin düşük enerjili kızılötesi fotonlara dönüşeceğini ifade ediyor. “Ortaya çıkacak fotonların sahip olması beklenen frekans aralığını bilgi fiziğine dayanarak hesapladım. Bu deneyi mevcut araçlarımızla yapmak oldukça mümkün,” diyor.
“Bitler, simülasyonun kodlarıdır” diyen Vopson, bu teoriyle bilginin maddenin beşinci hali olduğunu öne sürüyor. “Temel parçacık başına düşen bilgi içeriğini bile hesapladım. Deney protokolünü de buna dayandırdım,” diye ekliyor. Vopson, simüle edilmiş bir evrenin her yerde çok sayıda bilgi biti içereceğini varsayıyor. Bu bilgi bitleri, simülasyonun kodlarını temsil ediyor ve dolayısıyla, bitlerin saptanması simülasyon hipotezini kanıtlayacaktır.
Vopson, bu teoriden hareketle yazdığı bir başka makalede, sosyal medyada paylaşılan her gönderinin ve atılan her mesajın aslında Dünya’nın ağırlığını artırdığını öne sürmüştü. Aynı deneyle iki düşünceyi de kanıtlayabileceğini ifade eden fizikçi, “Bir elektrondaki bilgi, onun kütlesinden 22 milyon kat küçüktür. Bilgiyi ancak elektronu silerek ölçebiliriz,” demişti. “Bir madde parçacığını bir anti-madde parçacığıyla çarpıştırdığınızda birbirlerini yok ederler. Bunu biliyoruz. Parçacık yok olduğunda bu bilgi bir yere gitmek zorunda.”