Maymun Çiçeği Virüsü Hakkında Bilgiler
Dünyada endişe yaratan maymun çiçeği virüsü, şu ana kadar İngiltere, İspanya, Portekiz, ABD ve Kanada’da tespit edilmiştir. Bu virüs, vücudun çeşitli bölgelerinde görülen deri döküntüleri ile kendini gösterirken, ateş ve baş ağrısı gibi semptomlara da yol açmaktadır. İspanya’da 23, Portekiz’de 20, İngiltere’de 8, Kanada’da 15 ve ABD’de 1 vaka bildirilmiştir.
Maymun Çiçeği Virüsü Nedir?
Maymun çiçeği virüsü, Orta ve Batı Afrika’nın tropikal yağmur ormanlarında ilk olarak ortaya çıkmıştır. Bu viral ve zoonoz hastalık, kemirgenler tarafından insanlara bulaşabileceği düşünülen bir enfeksiyondur. Hastalığın insanda ilk kez 1970 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde görüldüğü kaydedilmiştir. Virüs, iki farklı genetik gruba ayrılmaktadır: Orta Afrika maymun çiçeği virüsü ve Batı Afrika virüsü. Orta Afrika maymun çiçeği virüsü, Batı Afrika virüsüne göre daha şiddetli seyir etmekte ve daha yüksek ölüm oranlarına sahip olduğu bilinmektedir.
Maymun Çiçeği Virüsü Bulaşıcı Mı?
Maymun çiçeği virüsü, primatlar ve kemirgenlerden insanlara bulaşabilmektedir. İngiltere Sağlık Güvenliği Ajansı (UKHSA), yeni vakaların virüsünün endemik olduğu bir ülkeye seyahat bağlantısının olmadığını belirtmiş ve bu durumun bireylerin bulaşma yoluyla enfekte olabileceğini göstermektedir. Virüs, insanlar arasında kolayca yayılmamakla birlikte, virüs bulaşmış yatak takımları ve giysiler gibi nesnelerle temas halinde veya virüslü kişiyle uzun süreli yakın temas durumunda solunum yoluyla bulaşma gerçekleşebilir. UKHSA’dan epidemiyolog Mateo Prochazka, virüsün cinsel yolla bulaşabileceğine dair bulgular olduğunu da ifade etmiştir. Prochazka, “Daha da tuhaf olan, enfeksiyonu cinsel temas yoluyla kapmış gibi görünen vakalar bulmak. Bu, salgın yanıtı ve kontrolü üzerinde etkileri olacak yeni bir bulaşma yolu. Vücudunda herhangi olağandışı kızarıklık fark eden kişilerin gecikmeden sağlık kuruluşlarına müracaat etmelerini tavsiye ediyoruz” şeklinde açıklamada bulunmuştur.
Maymun Çiçeği Virüsünün Belirtileri Nelerdir?
Maymun çiçeği virüsünün en yaygın belirtileri arasında deride döküntü ve kabarıklıklar, ateş, sırt ve kas ağrıları, şişmiş lenf düğümleri sayılmaktadır. Lenfadenopati (lenf bezlerinin şişmesi) ile birlikte, sırt ağrısı, kas ağrıları ve şiddetli halsizlik gibi semptomlar, hastalığın invazyon döneminde 0-5 gün arasında sürmektedir. Lenfadenopati, başlangıçta diğer hastalıklarla (suçiçeği, kızamık, çiçek hastalığı) karıştırılabilen maymun çiçeği virüsü vakasının ayırt edici bir özelliğidir. Deri döküntüsü genellikle ateşin ortaya çıkmasından sonraki 1-3 gün içinde başlamaktadır.
Maymun Çiçeği Virüsünün Tedavisi ve Aşısı Var Mı?
Henüz maymun çiçeği virüsü enfeksiyonu için kanıtlanmış, güvenli bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Ancak 2019 yılında çiçek hastalığı ve maymun hastalığının önlenmesi amacıyla daha yeni bir aşı onaylanmıştır; bu aşı henüz kamu sektöründe yaygın olarak mevcut değildir.
Maymun Çiçeği Hastalığından Nasıl Korunur?
Çoğu insan, enfeksiyonu birincil olarak hayvandan insana bulaşma yoluyla kapmaktadır. Bu nedenle, yabani hayvanlarla, özellikle hasta veya ölü hayvanlarla, etleri, kanları ve diğer kısımları dahil olmak üzere korunmasız temastan kaçınılmalıdır. Ayrıca, hayvan eti veya parçaları içeren tüm yiyeceklerin iyice pişirilmesi gerekmektedir. Maymun çiçeği virüsü ile enfeksiyonu önlemek için alınabilecek önlemler şunlardır:
- Virüsü barındırabilecek hayvanlarla temastan kaçının (maymun çiçeğinin görüldüğü bölgelerde hasta olan veya ölü bulunan hayvanlar dahil).
- Hasta bir hayvanla temas etmiş herhangi bir kontamine malzemeyle temastan kaçının.
- Enfekte hastaları, enfeksiyon riski altında olabilecek diğer bireylerden izole edin.
- Enfekte hayvanlar veya insanlarla temastan sonra iyi el hijyeni uygulayın. Örneğin, ellerinizi sabun ve suyla yıkamak veya alkol bazlı el dezenfektanı kullanmak.
- Hastalara ile temas ederken kişisel koruyucu ekipman (KKD) kullanın.
Maymun Çiçeği Virüsü Türkiye’de Görüldü Mü?
Türkiye’de henüz maymun çiçeği virüsü tespit edilmemiştir. Sağlık Bakanlığı tarafından bu konuda bir bildirim yapılmadığını söyleyen uzmanlar, Türkiye’nin hava taşımacılığında transit bir ülke olması nedeniyle önemli önerilerde bulunmaktadır. “Uluslararası yolcu transit noktalarının uyarılması, uyarı sistemlerinin ve alarmlarının kurulması gerekiyor. Havaalanı girişlerinden itibaren sıkı bir denetim olmalı, ancak gördüğüm kadarıyla yokmuş gibi davranılıyor” şeklinde değerlendirmelerde bulunulmuştur.