Mars’ta Yeni Bir Nehir Havzasının Haritası Çıkartıldı
Bilim insanları, tamamen yeni ve eşsiz bir nehir havzasının haritasını çıkarmayı başardı. Bu sistemler, milyarlarca yıl önce kurumuş ve artık var olmayan bir gezegenin, Mars’ın derinliklerinde yer alıyor. Mars, tarihsel olarak ıslak bir gezegen olduğu biliniyor; göller, nehirler ve buzullar gibi su kaynaklarının varlığına dair pek çok kanıt mevcut.
Mars’taki nehir sırtları, 4 ila 3 milyar yıl önce, Noachian ve Hesperian olarak adlandırılan dönemler arasında oluşmuştur. Zamanla bu kanallarda tortular birikmiş ve suyun kaybolmasıyla, geriye yalnızca bu sırtlar kalmıştır. Bilim insanları, kısa bir süre önce bu nehir “sırtlarının” detaylı bir haritasını, hakemli bilim dergisi Geology’de yayımladı.
Bu sırtlar, Mars’ın en eski ve en engebeli arazilerinin bulunduğu güney yarımküresinde yoğunlaşmıştır. Ancak bu durum, güney yarımkürenin daha iyi korunmuş olmasından kaynaklandığı düşünülüyor. Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nden ve haritalandırma çalışmasının liderlerinden Dr. Jay Dickson, “Bu sırtlar muhtemelen gezegenin her yerinde vardı, fakat zamanla bazıları gömüldü veya aşındı” şeklinde açıklamada bulundu.
Kuzey yarımküre ise lav akıntıları nedeniyle oldukça düzgün bir yapıya sahiptir. Dr. Woodward Fischer, aynı enstitüden bir diğer araştırmacı olarak, “Güneydeki yaylaların, Güneş Sistemi’ndeki en düz yüzeylerden biri olduğu görülüyor” diye belirtti. Bu olağanüstü düzlükler, tortul çökeltiler açısından oldukça zengindir ve bugüne kadar çalıştığımız kayıtların oluşmasına olanak tanımaktadır.
Yeni oluşturulan harita, gezegenbilimcilerin Mars’ı daha geniş bir perspektiften, belirli yerel noktalarla sınırlamadan keşfetmesine imkan tanımaktadır. Araştırmacılar, 18 yeni akarsu sırtı tanımlamış ve bu harita sayesinde daha önce akarsu sırtı olarak tanımlanan bazı yapıları yeniden değerlendirme fırsatı bulmuşlardır. Daha yakından incelenen bazı yapılar, aslında nehirlerden değil, lav akıntılarından veya buzullardan oluştuğu tespit edilmiştir.
Dr. Dickson, “Bir sırtın yalnızca küçük bir kısmını gördüğünüzde, onun nasıl oluştuğuna dair bir fikir edinebilirsiniz” diyerek devam etti. “Ancak onu daha geniş bir bağlamda incelediğinizde, ‘Ah, işte bir yanardağ kanadı, bir lav akıntısı’ diyebilirsiniz. Böylece artık hangilerinin akarsu sırtı olduğunu, hangilerinin başka süreçlerle oluştuğunu daha güvenilir bir şekilde belirleyebilirsiniz.”