Mars’ta Yaşam Keşfi: Uzmanların Görüşleri
Son gelişmeler, uzay aracının hedeflerinin yanında oldukça küçük kalıyor. Mars’ın geçmişte yaşam barındırıp barındırmadığını keşfetmek, bu gezegenin en önemli amaçlarından biri. Peki, eğer uzay aracı Mars’ta yaşam izlerine rastlarsa, bu durumda ne olacak? İşte uzmanların bu konuda sunduğu bazı yanıtlar:
Biyolojik İmzalar: “Evrenin Başka Yerlerinde Kimse Var mı?”
NASA’nın Jet İtki Laboratuvarı’ndaki Gezegen Bilimi Müdürlüğü’nün başmühendisi Gentry Lee, “Carl Sagan, ‘Olağanüstü iddialar olağanüstü kanıtlar gerektirir’ der. Evrenin başka bir bölgesinde yaşamın keşfi, kesinlikle olağanüstü bir iddia olacaktır” şeklinde açıklıyor.
Bilim insanları, Mars’ın milyarlarca yıl önce bugünkünden çok daha farklı bir yapıya sahip olduğunu belirtiyor. Şu ana kadar elde edilen bulgular, Kızıl Gezegen’in atmosferinin geçmişte daha yoğun olduğunu ve yüzeyinde sıvı suyun bulunduğunu gösteriyor. Bu durum, o dönemlerde gezegende yaşam olabileceği ihtimalini gündeme getiriyor.
Gökbilimciler, gezegen yüzeyindeki kurumuş nehir yataklarının altında hâlâ keşfedilmeyi bekleyen “biyo-imzalar” barındırabileceğini düşünüyor. Uzmanlara göre, bir zamanlar Mars’ta yaşam gelişmişse, bu yaşamın yalnızca mikroskobik ölçekte kalmış olabileceği ihtimali var. Perseverance uzay aracı, bu mikrobiyal yaşama dair biyo-imza olarak adlandırılan fosil örneklerini aramakta.
Perseverance görevinin yetkili isimlerinden Ken Williford’un açıklamaları:
Biyolojik imza arayışında en iyi yerlerin, Jezero’daki eski göl yatağı ve fosillerin korunmasında önemli rol oynayan karbonat mineralleriyle kaplanmış olabilecek kıyı şeridi kayaçları olduğunu belirtiyor. Ancak başka bir gezegende mikroorganizma kanıtı ararken açık fikirli olmak gerekiyor. Perseverance, mineral kaplı olduğu düşünülen bu kayaçlardan örnekler toplayacak ve Avrupa Uzay Ajansı’nın Mars Sample Return isimli görevi sayesinde bu örnekleri Dünya’ya gönderecek.
Ken Williford, “Jezero Krateri’nin bir zamanlar yaşam için gerekli maddelere sahip olduğuna dair güçlü kanıtlarımız var. Geri dönecek numunelerin analizinden sonra gölün yaşam barındırmadığı sonucuna varsak bile, evrendeki yaşamın kapsamına dair önemli bir şey öğrenmiş olacağız” diyor ve ekliyor: “Mars bir zamanlar yaşam barındırmış olsun veya olmasın, bizim gibi kayalık gezegenlerin nasıl oluştuğunu ve geliştiğini anlamak çok önemli. Örneğin, Mars neden ıssız ve çorak bir araziye dönüşürken, gezegenimiz nasıl ‘konuksever’ kalabildi?”
Yaşam Bulunduğunda Ne Olacak?
Bilimkurgu yazarı ve Universe Today’in bilim muhabiri Matt Williams, “Eğer yaşam bulunduğuna dair bir duyuru yapılırsa, bu bilgi bir orman yangını gibi hızla tüm dünyaya yayılacaktır. Manşetleri düşünün: ‘Perseverance, Marslı yaşamın kanıtını buldu!’ Ancak bu keşif, kesinlikle yanıtlanması zor birçok soruyu da gündeme getirecektir” şeklinde görüşlerini aktarıyor.
Williams’a göre, bu noktada ilk olarak Mars’taki yaşamın Dünya’daki yaşamla ilişkili olup olmadığı sorusu ortaya çıkacak. Eğer bu sorunun cevabı evetse, bilim dünyasında uzun süredir tartışılan “panspermi” teorisini destekleyecektir. Bu teori, evrendeki yaşamın göktaşları aracılığıyla bir gezegenden diğerine aktarıldığını öne sürmektedir.