1. Haberler
  2. Dünya
  3. Kuzey Kutup Bölgesi’nde Jeopolitik Gerginlikler ve Güvenlik Riskleri

Kuzey Kutup Bölgesi’nde Jeopolitik Gerginlikler ve Güvenlik Riskleri

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kuzey Kutup Bölgesi’nde Jeopolitik Gerginlikler

Kuzey Kutup Bölgesi'nde Jeopolitik Gerginlikler

Geçtiğimiz yıl, NATO üyesi ülkeler, Kuzey Kutup Dairesi’nin buzlu sularında bir askeri tatbikat gerçekleştirdi. Bu tatbikattan hemen sonra, Rusya’ya ait nükleer denizaltılar, NATO üyesi olan Norveç, Finlandiya ve İsveç’in yakınlarında güdümlü füze denemeleri yaptı. Ağustos ayında, Alaska’nın kuzeyinde Rusya ve Çin’e ait bombardıman uçaklarının uçması üzerine ABD Cumhuriyetçi Senatörü Lisa Murkowski, bu durumu “düşmanlarımızın eşi benzeri görülmemiş provokasyonu” olarak tanımladı. Bir sonraki ay, Rusya ve Çin, Kuzey Kutbu’na devriye gemileri göndermeye başladı.

ABD ile Rusya’nın coğrafi olarak birbirine en yakın olduğu yer, yalnızca 85 kilometre genişliğindeki Bering Boğazı ile ayrılmış olan Kuzey Kutup Dairesi’dir. Ancak, fiziksel anlamda bu kadar yakın olan iki ülke arasındaki jeopolitik uçurum, geçmişte hiç olmadığı kadar derinleşmiş durumda. Kuzey Kutup Bölgesi, küresel iklim krizi nedeniyle hızla ısınan gezegenimizin en hızlı ısınan yeri olarak öne çıkıyor. Deniz buzullarının erimesi, Arktik Okyanusu’nu küresel deniz taşımacılığının merkezi haline getiriyor. Daha önce kış aylarında geçilmesi mümkün olmayan kutup rotalarının açılması, deniz ticaretinde kritik değişiklikler yaratıyor. Örneğin, Şanghay ile Rotterdam arasındaki mesafe, Kuzey Denizi Rotası kullanıldığında Süveyş Kanalı’na göre 2 hafta daha kısa sürebiliyor. Bu durum, bölgedeki ülkelerin iştahını artırmış durumda. Kanada, denetimindeki Kuzeybatı Geçişi’ne iki derin su limanı yapılmasını önerdi.

İş Birliğinin Yerini Gerginlik Aldı

İş Birliğinin Yerini Gerginlik Aldı

Son on yılda yapılan araştırmalar, Kuzey Kutup Bölgesi’nin, Dünya’nın geri kalanına göre dört kat daha hızlı ısındığını ortaya koydu. ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA) verilerine göre, bu duruma “Arktik amplifikasyonu” adı veriliyor ve bu süreç sonucunda deniz buzullarının kapladığı alan 1979 yılında 7 milyon kilometrekare iken, 2024 yılında 4,4 milyon kilometrekareye düştü. Yani, 50 yıldan kısa bir sürede Arjantin büyüklüğünde bir alan kaybolmuş oldu. Deniz buzullarının azalması, bölgede geçen gemi sayısında artışa sebep oldu.

Bering Boğazı’nın Doğusu Rusya, Batısı ABD

Soğuk Savaş döneminde, Kuzey Kutup Bölgesi, her iki tarafın da en güçlü silahlarını ve izleme sistemlerini konuşlandırdığı önemli bir alan olmuştu. 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin çöküşünün ardından, ABD Alaska’daki askeri üslerini küçültürken, bölgede görev yapan Rus askerlerinin sayısı da azaldı. Bu dönemde iki ülke, çevre sorunları, balıkçılık ve deniz güvenliği gibi konularda iş birliklerine imza attı. Ancak bu dostane hava, artık geride kalmış durumda. Calgary Üniversitesi Askeri, Güvenlik ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin direktörü Rob Huebert, The Wall Street Journal’a verdiği demeçte, artan düşmanlık nedeniyle hem Rusya’nın hem de NATO’nun, gerektiğinde bir saldırı düzenlemek için mükemmel bir alan sunan bölgedeki askeri varlığını artırdığını belirtti.

ABD İç Güvenlik Bakanlığı’nın 2023 tarihli bir raporunda, Moskova’nın Arktik Okyanusu’ndaki güçlü varlığının, Washington’ın kapasitesini azalttığı ve Amerikan güvenliğini zayıflattığı ifade edildi. Rusya, Sovyetler Birliği dönemindeki Arktik üslerini yeniden faaliyete geçirdi. Moskova’nın devlet şirketlerinin ve kaynaklarının harekete geçirebilme potansiyeli, Batılı ülkeler karşısında elini güçlendiriyor. Rusya’nın en kuzeydeki varlığı olan Nagurskoye Üssü, S-300 hava savunma sistemleri ve Bastion gemisavar sistemleri ile donatılmıştı. Bu üste, savaş jetlerinin ve Tu-95 nükleer kapasiteli stratejik bombardıman uçaklarının inmesi için uygun bir pist bulunuyor. Üste 150 askerin aynı anda kalması mümkün ve burada görev yapan askerler 18 ay boyunca görev yapıyor. Nagurskoye’deki sıcaklıklar, kış aylarında -30 dereceye kadar düşebiliyor.

Küresel Isınma ve Güvenlik Riski

Küresel ısınma, Grönland’ın kuzey kıyısındaki buzların erimesiyle sonuçlanırsa, Rus savaş gemilerinin Kuzey Amerika’ya ulaşması için doğrudan bir rota açılmış olacak.

ABD ve Kanada’nın Zayıf Altyapısı

Bunun yanı sıra, Kuzey Amerika’nın kuzeyi askeri altyapı açısından oldukça zayıf bir konumda. 1958 yılında bölgeyi Sovyet saldırılarından koruma amacıyla ABD ve Kanada iş birliğinde kurulan Kuzey Amerika Havacılık ve Uzay Savunma Komutanlığı (NORAD), Kuzey Kutbu üzerinden gelebilecek saldırıları önceden tespit etmeyi hedefliyor. Ancak NORAD’daki uydu ağları, yer radarları ve hava kuvvetleri üsleri oldukça eski bir yapıya sahip. Günümüzde Rusya ve Çin, eskiye kıyasla çok daha uzun menzilli füzeler geliştirdi ve bu füzelerin ses hızının 5 katına çıkması, mevcut sensörlerin yetersiz kalabileceği anlamına geliyor.

ABD ve Kanada, radar sistemlerini güncelleyip savunma silahlarını yenileyerek bu zayıflığı ortadan kaldırmaya çalışıyor. Savunma harcamaları konusunda birçok NATO üyesi ülkenin gerisinde kalan Kanada, yakın zamanda burada konuşlandırılmak üzere ABD’den 88 adet F-35 satın aldı. Rus haber ajansı TASS’a göre, Rusya’nın Kuzey Filosu Komutanı Aleksandr Moiseyev, St. Petersburg’da yaptığı bir açıklamada, “Arktik, çatışma potansiyeli olan bir bölge” demişti. Bu bağlamda, bölgedeki yoğun ticari rekabet çoktan başlamış durumda.

Rusya-Çin Ortaklığı ve Ekonomik Fırsatlar

Rusya-Çin Ortaklığı ve Ekonomik Fırsatlar

Rusya’nın Şubat 2022’de başlattığı Ukrayna işgali, Batılı ülkelerle ilişkilerini gerginleştirirken, Çin ile olan bağlarını da güçlendirdi. Pekin yönetimi, ekonomik yaptırımlar karşısında Moskova’nın can simidi oldu ve Rus ordusuna çift amaçlı kullanılabilen ekipman sağlamada aktif rol oynadı. Rusya da Arktik bölgesindeki topraklarını, Çin’in erişimine açmaya devam ediyor. Bu destek sayesinde, Çinli şirketler, Rusya’nın Kuzey Kutup Bölgesi’ndeki Yamal KNG ve Arktik 2 LNG gibi enerji projelerinde en büyük yatırımcılar ve ekipman sağlayıcıları haline geldi.

Rusya, hayalet filoları aracılığıyla Çin’e yakıt taşımaya devam ediyor. Bering Boğazı’nın idaresini üstlenen Rosatom kayıtlarına göre, geçen yıl Rusya’nın kuzeybatısından çıkıp Kuzey Denizi Rotası yoluyla güneye inen transit kargo gemilerinin sayısında rekor kırıldı. Bu gemilerin yarısından fazlası ham petrol taşıyor ve neredeyse tamamı Çin’e ulaşıyor. Ancak taşınan miktar, şimdilik Süveyş Kanalı aracılığıyla yapılan ham petrol ticaretinin yanında oldukça küçük kalıyor. Zira yolculuk süresi 2 hafta kısalmış olsa da, deniz buzları hâlâ gemiler için ciddi bir risk oluşturmaya devam ediyor.

Geçtiğimiz ay göreve başlayan Başkan Donald Trump, bölgeye odaklanmayı öncelikli hedeflerinden biri olarak belirledi. Trump, ABD’nin Arktik’teki varlığını artırmak amacıyla Danimarka’dan Grönland’ı satın alma teklifinde bulunmuş ve “Ulusal güvenliğimiz için buna ihtiyacımız var” ifadelerini kullanmıştı. Stratejik bir konuma sahip olan Grönland, nadir toprak elementleri açısından da oldukça zengin bir ada.

Rusya’nın Ekonomik Çıkarları

Rusya'nın Ekonomik Çıkarları

Deniz buzullarının erimesi, bu değerli minerallere erişimi kolaylaştırıyor. Ancak, Rusya da bu zenginliklerden pay almak istiyor. Uzun yıllardır bölgedeki topraklarını kalkındırmak için çalışan Rusya’nın gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) yaklaşık yüzde 10’u bu bölgeden gelmektedir. Arktik’ten elde edilen gelir, tüm petrol satışlarının yüzde 17’sini, doğal gaz satışlarının yüzde 80’ini ve balıkçılığın üçte birini oluşturmaktadır. Buna karşın, Alaska, ABD’nin GSYİH’sinin yalnızca yüzde 0,2’sine denk gelirken, 2023 yılı verilerine göre Kanada’nın kuzey topraklarının ekonomideki payı da yüzde 1’i bile bulmamaktadır.

Rusya, aynı zamanda Arktik bölgesindeki deniz yatağının henüz gün yüzüne çıkarılmamış kaynakları üzerinde de hak iddia ediyor. Rus ordusu, Moskova’nın bu alandaki iddialarını desteklemek amacıyla Lomonosov Sırtı’nda su altı araştırmaları gerçekleştiriyor. Zengin petrol ve doğal gaz yataklarına sahip olduğu düşünülen bu bölge üzerinde Danimarka ve Kanada da hak iddia etmektedir. Moskova yönetimi, Rus askerlerin deniz dibi araştırmaları sonucunda çizdikleri haritaları, Birleşmiş Milletler bünyesindeki bir komisyona sundu. Komisyon yetkilileri, tarafların iddialarını karşılaştırıyor. Henüz verilmiş bir karar olmasa da Rusya, Lomonosov Sırtı’nda testler yapmaya, civardaki akıntıların haritasını çıkarmaya ve analiz edilmek üzere toprak örnekleri toplamaya devam ediyor.

Öte yandan, ABD ve Kanada, bölgede devriye gezecek buzkıran gemileri almayı planlıyor. Ancak ABD Donanması’nın elinde sadece üç adet kutup buzkıranı bulunuyor; bunlardan biri 50 yaşında, bir diğeri de geçen yıl yaşanan bir yangın nedeniyle kullanılmaz hale geldi. Aralık ayında, ABD Sahil Güvenliği, önümüzdeki yıl Arktik operasyonlarına başlama hedefiyle bir adet ikinci el ticari buzkıran satın almayı planladığını duyurdu. Buna karşın, Rusya’nın elinde üç düzine buzkıran gemisi bulunmakta ve bunların çoğu nükleer enerjiyle çalışmaktadır. Bu, Rusya’nın denizde daha uzun süre ve daha güçlü seyredebileceği anlamına geliyor. Kuzey Kutup Dairesi ile en kuzey ucu arasında 900 milden fazla mesafe bulunan Çin, geçen yıl bölgeye üç adet kutup buzkıranı göndermiştir.

Çin’in Arktik Stratejisi

Çin'in Arktik Stratejisi

Çin, Kuzey Kutup Bölgesi’ndeki rolünü artırmak için uzun süredir çaba sarf ediyor. Pekin, eriyen buzulların yeni ekonomik fırsatlar yaratmasının yanı sıra güvenlik risklerini de artıracağını düşünüyor. 2018 yılında kendini “Arktik’e yakın” bir ülke ve “Arktik ilişkilerinde önemli pay sahibi” olarak ilan etti.

Rusya ile Çin’in bölgedeki iş birliği, ticari boyutta başlamış olsa da zamanla güvenlik boyutunu da kazanmış durumda. Örneğin, Ekim ayında Çin Sahil Güvenliği ve Rusya Sınır Güvenliği, Arktik’teki ilk ortak devriye faaliyetini gerçekleştirdi. İki Çin ve iki Rus gemisi ile yapılan devriyeyi takip eden ABD Sahil Güvenliği, Çin Sahil Güvenliği gemilerinin bugüne kadar hiç çıkmadıkları kadar kuzeye ulaştığını bildirdi. Temmuz ayında iki Rus ve iki Çinli bombardıman uçağı Alaska’ya yakın bir bölgede birlikte uçtu. ABD ve Kanada jetleri tarafından karşılanan bu bombardıman uçakları, Alaska kıyılarına 200 mil kadar yaklaştı ancak ABD’nin ya da Kanada’nın hava sahasına girmedi. ABD’li yetkililer, iki ülkenin Alaska yakınlarında ilk kez böyle bir devriye uçuşu gerçekleştirdiğini vurguladı. 2023 yılında Rusya ve Çin donanma gemileri Alaska yakınlarında devriye gezdi. Gemiler ABD karasularına girmedi ama yine de “Amerikan kıyılarına bu şekilde yaklaşan en büyük filo” olarak nitelendirildi.

Singapur İşletme Üniversitesi’nde kutup hukuku üzerine çalışmalar yürüten Liu Nengye, The Wall Street Journal’a yaptığı açıklamada, Çin ve Rusya’nın bölgede “kapsamlı” bir iş birliği içinde olduğunu belirterek, “Buna kaynaklar, akliye işleri, bilimsel araştırmalar ve askeri tatbikatlar dahil” dedi.

Kuzey Kutup Bölgesi’nde Jeopolitik Gerginlikler ve Güvenlik Riskleri
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin