Küresel Isınma ve İklim Değişikliği
Son bir yıl boyunca dünya gündeminde Covid-19 pandemisi öne çıkarken, küresel ısınmanın gezegenimiz üzerindeki tehditleri hala geçerliliğini koruyor. İnsan faaliyetleri sonucunda artan karbondioksit emisyonları, sıcaklıkların yükselmesine neden oluyor. Bunun en önemli sonuçları arasında olağanüstü hava olaylarının artışı ve kutuplardaki buzulların erimeye başlaması yer alıyor.
İklim Değişikliği Nedir?
Dünyanın ortalama sıcaklığı yaklaşık 15 derece civarındadır. Ancak tarih boyunca bu ortalama sıcaklığın oldukça üstüne veya altına düştüğü dönemler de olmuştur. İklimdeki bu tür dalgalanmalar doğal olmakla birlikte, bilim insanları günümüzde sıcaklıkların, geçmiş dönemlere kıyasla çok daha hızlı bir şekilde arttığını vurguluyor.
Bu artışın temel nedeni, atmosferin güneşten gelen enerjinin bir kısmını nasıl hapsettiğini açıklayan sera gazı etkisidir. Dünyanın yüzeyinden uzaya yansıyan güneş enerjisi, sera gazları tarafından emilerek uzaya ulaşmadan dağıtılıyor. Bu durum, hem atmosferin alt katmanlarının hem de dünya yüzeyinin ısınmasına yol açıyor. Eğer sera gazı etkisi olmasaydı, dünya yaklaşık 30 derece daha soğuk olacaktı ve bu da yaşam için elverişsiz bir ortam yaratacaktı. Bilim insanları, sanayi ve tarım faaliyetleri sonucu ortaya çıkan gazların daha fazla enerjiyi dünyada tutarak sıcaklıkların yükselmesine neden olduğunu belirtmektedir. Bu olgu, iklim değişikliği veya küresel ısınma olarak tanımlanmaktadır.
Sera Gazı Nedir?
Isınmayı en çok etkileyen sera gazı su buharıdır. Ancak su buharının atmosferde kalma süresi yalnızca birkaç günle sınırlıdır. Buna karşın, karbondioksit (CO2) çok daha kalıcı bir özelliğe sahiptir. Mevcut CO2 seviyesinin, okyanuslar gibi doğal rezervuarlar tarafından emilerek sanayileşme öncesi düzeylere geri dönmesi birkaç yüz yıl alabilir. İnsan kaynaklı CO2 emisyonlarının büyük bir kısmı fosil yakıtların kullanımından kaynaklanmaktadır. Ayrıca, karbon emen ormanların kesilmesi, çürümeye terk edilmesi veya yanması, tutulan karbonun açığa çıkmasına ve küresel ısınmanın artmasına neden olmaktadır. Sanayi Devrimi’nin başladığı 1750’li yıllardan bu yana, atmosferdeki CO2 seviyeleri yüzde 30’dan fazla bir artış göstermiştir. Bugün, atmosferdeki CO2 birikiminin en az 800 bin yıldır ulaştığı en yüksek düzeyde olduğu hesaplanmaktadır. Metan gazı ve nitröz oksit gibi diğer sera gazları da insan faaliyetleri sonucunda ortaya çıkmakta ancak bunların miktarı karbondioksit kadar yüksek değildir.
Dünyanın Isındığını Gösteren Kanıtlar Nelerdir?
- Dünya Meteoroloji Örgütü, 2019 yılında ortalama sıcaklığın sanayi öncesi döneme göre 1,1 derece daha yüksek olduğunu açıkladı.
- Kayıtlara geçen en sıcak 20 yılın tamamı son 22 yıl içinde yaşanmıştır; 2015-2018 yılları ise en sıcak dört yıl olarak kaydedilmiştir.
- Dünya genelinde, ortalama deniz suyu yüksekliği 2005-2015 yılları arasında yılda 3,6 milimetre artmıştır.
- Bu artışın başlıca nedeni, ısınma ile su seviyesinin yükselmesidir; ayrıca kutuplardaki eriyen buzullar da bu artışta önemli bir rol oynamaktadır.
- Uydu verileri, Kuzey Kutbu bölgesindeki deniz buzunun 1979’dan bu yana önemli ölçüde azaldığını göstermektedir.
- Grönland Buz Tabakası’ndaki erime rekor seviyelere ulaşmış, Batı Antarktika Buz Tabakası da küçülme gösterirken, Doğu Antarktika’da da benzer bir erime tespit edilmiştir.
- İklimdeki değişiklikler, bitki örtüsünü ve kara hayvanlarını da etkilemiş; bitkilerin erken çiçek açtığı, meyve verme zamanlarının değiştiği ve hayvanların yaşam alanlarının değiştiği gözlemlenmiştir.
Sıcaklıklar Gelecekte Daha Ne Kadar Artacak?
Birçok hesaplama, 1850 ile 21’inci yüzyılın sonu arasında dünya yüzey sıcaklığındaki değişimin 1,5 dereceyi aşma olasılığının yüksek olduğunu göstermektedir. Dünya Meteoroloji Örgütü, mevcut ısınma eğiliminin devam etmesi halinde, bu yüzyılın sonunda sıcaklıkların 3 ile 5 derece artacağını belirtiyor. Uzun süredir, sıcaklıkların 2 derece daha artmasının, ısınmanın tehlikeli boyutlara ulaştığını gösteren bir işaret olacağı uyarıları yapılmaktadır. Bilim insanları ve politika yapıcılar, sıcaklıklardaki artışın 1,5 derece düzeyinde tutulmasının tehlikeleri azaltacağını savunuyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 2018 yılında yayımladığı raporda, 1,5 derecelik ısınma hedefinin tutturulması için “toplumun her alanında hızlı, iddialı ve daha önce görülmemiş değişiklikler yapılması gerektiği” vurgulanmıştır.
Sera gazı emisyonlarının belli bir düzeyde tutulmasına ilişkin siyasi çabaların liderliğini Birleşmiş Milletler üstlenmektedir. Çin, dünyada en fazla CO2 salınımı yapan ülke konumundadır. Bunu ABD ve Avrupa Birliği (AB) üyeleri takip etmektedir. Ancak AB’de kişi başı sera gazı salınımı, diğer ülkelerle kıyaslandığında oldukça yüksektir. Bilim insanları, sera gazı emisyonlarında ciddi kesintiler yapılsa bile etkilerinin devam edeceğini belirtmektedir. Geniş su ve buz kütlelerinin sıcaklık değişikliklerine tepki vermesi uzun yıllar alabilir. Ayrıca, atmosferden CO2’nin çıkarılması da on yıllar sürebilir.
İklim Değişikliği Bizi Nasıl Etkileyecek?
İklim değişikliğinin etkilerinin büyüklüğü kesin olarak kestirilememektedir. Tatlı su kaynaklarının azalması, gıda üretiminde sıkıntılar yaşanması ve sel, fırtına gibi iklim olayları nedeniyle can kayıplarının artması söz konusu olabilir. İklim değişikliğinin olağanüstü hava olaylarının görülme sıklığını artırması bekleniyor; ancak görülen sıradışı bir iklim olayını iklim değişikliğiyle ilişkilendirmek karmaşık bir meseledir.
Dünya ısındıkça, daha fazla su buharı havaya karışmakta ve bu da havadaki nem oranının artmasına yol açmaktadır. Sonuç olarak, bazı bölgelerde yağışların artması ve bazı yerlerde kar yağışlarının çoğalması beklenmektedir. Bununla birlikte, sıcak geçen yaz aylarında özellikle denizden uzak kesimlerde kuraklık riski de artabilir. Fırtına ve yükselen deniz seviyesi nedeniyle sel ve su baskını olaylarının artması muhtemeldir; ancak bu etkilerin bölgelere göre farklılık göstereceği öngörülmektedir.
Yaşanan hızlı değişimlerle başa çıkma konusunda kısıtlı kaynaklara sahip olan yoksul ülkelerin, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini daha fazla hissedeceği düşünülmektedir. Doğal yaşam alanlarının, canlı türlerinin uyum sağlamasından daha hızlı bir şekilde değişmesi, bazı bitki ve hayvan türlerinin yok olma riskini artırmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, sıtma, su kirliliğinden kaynaklanan hastalıklar ve yetersiz beslenme gibi etkenlerin milyonlarca insanın sağlığını tehdit edebileceği konusunda uyarılarda bulunmaktadır.
Atmosfere salınan CO2 miktarı arttıkça, okyanusların emdiği gaz miktarı da artmakta ve bu durum suların daha asidik hale gelmesine neden olmaktadır. Bu, mercan kayalıkları için ciddi olumsuz etkiler yaratabilir. Küresel ısınma, sıcaklığın daha da artmasına yol açacak başka değişiklikler de beraberinde getirecektir. Bu değişiklikler arasında yüksek bölgelerde bulunan sürekli donmuş toprak tabakasının (permafrost) erimesiyle birlikte büyük miktarlarda metan gazının açığa çıkması yer almaktadır. İklim değişikliğiyle mücadele, bu yüzyılda insanlığın karşılaştığı en büyük zorluklardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır.