Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener’in Açıklamaları
Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, 3. doz aşı ve ABD’li bilim insanlarının, ölümcül koronavirüsün geyiklere de bulaştığını tespit etmesi konularında önemli açıklamalarda bulundu. Günlük koronavirüs vaka sayısının 20 ile 30 bin arasında değiştiğine dikkat çeken Prof. Dr. Şener, “Günlük ortalama 200 kişi, Covid-19 nedeniyle hayatını kaybediyor. Ancak, yoğun bakıma yatışlarda sağlık sistemini tıkayacak boyutta bir ekstra kümelenme olmadığını söyleyebilirim. Bu durum her zaman böyle devam etmeyebilir. Çünkü aşılamadan sonraki 6 aylık süre zarfında antikor yanıtlarında bir azalma meydana geliyor. Bu nedenle, dünya genelinde 3. doz aşı uygulamaları hızla yaygınlaşmaya başladı.” dedi.
3. DOZ AŞISI: HAFIZAYI YENİLEMEK GEREKİYOR
Prof. Dr. Şener, daha önce 2 doz BioNTech aşısı olmuş bireylerde 4. aydan itibaren antikor seviyelerinin düştüğünü, 6. aydan sonra ise virüsü etkisiz hale getirecek düzeyin altına indiğini vurguladı. “Bu sebeple hatırlatma dozu olan 3. doz aşı büyük bir önem taşıyor. Vücut, virüsle karşılaştığını unutmaya başlıyor. Bu nedenle, bağışıklık hafızasını yenilemek gerekiyor. Hatırlatma dozları ile vücutta yeniden antikor oluşumu sağlanıyor. Bağışıklık sistemini aktive etmek hayati önem taşıyor. Her aşı tipinde 6 aydan sonra virüse karşı duyarlılık artar. Güvenilir bir aşı olmak, uzun vadede yeterli değildir. Nasıl ki grip aşısı her yıl yenileniyorsa, Covid-19 aşıları için de benzer bir durum söz konusudur.” diye konuştu.
Prof. Dr. Şener, “60 yaş üstü bireyler ve gebe olanlar, riskli grup olarak değerlendirilmektedir. Çünkü yoğun bakıma yatan hastaların büyük bir kısmı bu grupta yoğunlaşmaktadır. 18-59 yaş arasındaki bireylerde ise, daha önce 2 doz aşı olanlar ve ek hastalığı bulunanlar öncelikli olarak aşı olmalıdır. Ayrıca, sağlık çalışanları da ekstra bir öneme sahiptir.” şeklinde ekledi.
GEYİKLERDE GÖRÜLEN KORONAVİRÜS
ABD’li bilim insanlarının, ölümcül koronavirüsün geyiklere de bulaştığını tespit etmesi üzerine Prof. Dr. Şener, “Bu virüs, salgının başından itibaren hem insanlarda hem de doğada sürekli olarak mutasyona uğramaktadır. Doğada dolaşımı halen devam etmektedir. Geyiklerde görülmesi önemli bir tespit, ancak bunun klinik olarak insan üzerindeki etkilerini değerlendirmek için henüz erken. Örneğin, İngiltere’de yeni bir varyant ortaya çıktı. Şu an için baskın değil, ancak zamanla Avrupa’da baskın hale gelip gelmeyeceği konusu hala tartışmalı. Varyantların oluşumuna odaklanmaktan ziyade, bunları nasıl önleyebileceğimize de dikkat etmemiz gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
AŞI DIŞINDAKİ TEK SİLAH: AŞI
Aşı olmayı istemeyen bireylere de seslenen Prof. Dr. Şener, “Hem toplumsal bağışıklık hem de bireysel bağışıklık için bir gün mutlaka aşı olacaksınız. Bu, bir zorunluluk değil ama kaçınılmaz bir gerçek. ‘Dünya üzerinde en son ben aşı olurum’ deseniz bile, aşı ile ilgili bir karar almak zorunda kalacaksınız. Aşı dışında etkili bir silah yok. Kapalı alanlarda önlemleri aksatmanız halinde dışarıda virüs sizi bekliyor. Çünkü şu an çok bulaşıcı bir virüs ile karşı karşıyayız.” şeklinde uyarılarda bulundu.
