Koronavirüs Aşısı ve Uygulama Süreci
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Kayıpmaz, Çin menşeli aşının Türkiye’ye 11 Aralık’tan itibaren gelmeye başlayacağını duyurdu. Aşının Türkiye Tıbbi İlaç ve Cihaz Kurumu tarafından ülke standartlarına uygunluğunun test edileceğinin altını çizen Kayıpmaz, bu sürecin önemine değindi.
Eğer Uygunluk Bulunursa Erken Kullanım İzni Verilecek
Doç. Dr. Kayıpmaz, aşının Faz 3 çalışmalarının erken sonuçlarının da göz önünde bulundurulacağını belirterek, “Eğer aşının uygunluğu onaylanırsa, erken kullanım izni verilecek ve ardından aşılanma süreci başlayacaktır. Bu süreç toplamda yaklaşık 2 hafta sürecektir. En önemli kriterimiz, aşının etkinliği ve güvenilirliğidir. Etkin ve güvenilir olduğu kanıtlanmış her aşı, bizim için değerlidir. Bu hastalıktan kurtulmanın en etkili yolu, aşılardır. Aşı olduğunuzda, virüsle karşılaşsanız bile hastalığı daha hafif geçirebilirsiniz; çünkü vücudunuzda virüse karşı antikorlar hazır bekliyor. Bu nedenle aşının önemi göz ardı edilemez,” şeklinde konuştu.
Türkiye’de Yapılacak Değerlendirmenin Ardından Devreye Girecek
Kayıpmaz, geçmişte birçok hastalıktan kurtuluşun aşılar sayesinde gerçekleştiğine dikkat çekerek, “Ünlü halk ozanımız Aşık Veysel, çiçek hastalığı nedeniyle kayıplar yaşamıştır. Kendi iki kardeşi bu hastalıktan ölmüştü. Şu an çiçek aşısı mevcut ve bu aşı sayesinde insanlar çiçek hastalığı ile ilgili bir sorun yaşamıyor. Ancak 70-80 yıl öncesine gittiğimizde, çiçek hastalığı ciddi bir sorun teşkil ediyordu. Dolayısıyla aşılar, bulaşıcı hastalıklardan korunmada hayati öneme sahiptir. Şu anda ön planda olan aşıların, beklediğimiz etkinlik düzeyinin üzerinde etkinlik sağladığı açıklandı. Türkiye’de yapılacak değerlendirmelerin ardından bu aşılar devreye girecek,” dedi.
Evde Sağlık Hizmetleri Kapsamında Uygulanabilir
Doç. Dr. Kayıpmaz, aşıların erken kullanım izni aldıktan sonra aşı merkezlerine nasıl dağıtılacağı konusunda Sağlık Bakanlığı’nın kapsamlı bir çalışma yürüttüğünü belirtti. “Sağlık Bakanlığı, aşılama sürecini aşama aşama planlamaktadır. Öncelikle en yüksek risk grubundaki bireyler aşılanacak. Aşıların kullanım izni almasının ardından bu gruplar belirlenecektir. Aile Sağlığı Merkezleri, Toplum Sağlığı Merkezleri gibi temel sağlık hizmetlerinin sunulduğu kuruluşlarda, hatta Evde Sağlık Hizmetleri kapsamında, ilk bekleyen hastalara aşıların uygulanması mümkün olacaktır. Dağıtım alt yapısı, bu aşamaları taşıyabilecek kapasitede,” diye ekledi.
Ayrıca, mRNA aşılarının en büyük zorluğunun, aşının saklanması için gereken ciddi sıcaklık gereksinimi olduğunu belirten Kayıpmaz, “Bu nedenle belirli merkezler oluşturulmakta ve insanların o merkezlere giderek aşı olmaları önerilmektedir. Bu işlemler, donanımlı ve kapasiteli hastanelerde gerçekleştirilecektir. İnaktive aşılarının ise 2 ile eksi 8 derece arasında saklanabilmesi, bu aşıyı ülkenin en uzak noktalarına kadar ulaştırmamıza olanak tanıyacaktır,” ifadelerini kullandı.